Sadece yardım etmeye çalışıyor ama biz birbirimizi çocukluğumuzdan beri tanıyoruz. | Open Subtitles | أنها كانت تحاول المساعدة فقط لكننا عرفنا بعضنا منذ أن كنا أطفال |
- Eminim Sutton yardım etmeye çalışıyor. | Open Subtitles | أنا متأكد أن "ساتن" كانت تحاول المساعدة فقط |
Hiccup patronmuş gibi davranıyor fakat o sana yardım etmeye çalışıyor. | Open Subtitles | هيكب من نوع المتسلط ، ولكن انظر انه يحاول مساعدتك |
Bu kasabaya yardım etmeye çalışıyor ve bu onun seçimi. | Open Subtitles | . انها تحاول مساعدة مدينتها . و هذا هو خيارها |
36 saat boyunca kayıp olduğum sırada nereye gittiğimi öğrenmeme... - ...yardım etmeye çalışıyor. | Open Subtitles | انها تحاول مساعدتي لمعرفة ما حدث لي في الـ36 ساعه التي اختفيت فيهم |
- Sadece yardım etmeye çalışıyor! - Ne yapmaya çalıştığımı sanıyorsun? | Open Subtitles | انه يحاول المساعدة وحسب ماذا أحاول أن أفعل برأيك؟ |
Sadece o kadına yardım etmeye çalışıyor, hepsi bu. - Onu beceriyor mu? | Open Subtitles | إنه فقط يحاول مساعدة المرأة هل نام معها؟ |
Fakat nereye kadar? Allah bize Kuran ile yardım etmeye çalışıyor. | Open Subtitles | لكن المفارقة كبيرة ذلك أن الله يحاول مساعدتنا من خلال القرأن |
Sadece bana yardım etmeye çalışıyor. | Open Subtitles | كان يحاول مساعدتي فحسب، حسنًا؟ |
- Şef, yalnızca yardım etmeye çalışıyor. | Open Subtitles | أيها الطاهي , أنها تحاول المساعدة فحسب |
- yardım etmeye çalışıyor. - Yardıma ihtiyacım yok. | Open Subtitles | أنها تحاول المساعدة فقط - لا أحتاج المساعدة - |
Sadece yardım etmeye çalışıyor. | Open Subtitles | إنها تحاول المساعدة فحسب |
Sadece yardım etmeye çalışıyor. | Open Subtitles | انها فقط تحاول المساعدة |
Bayan Oliver yardım etmeye çalışıyor. | Open Subtitles | أوه، (آن) السيدة (أوليفر) تحاول المساعدة |
Adam sana yardım etmeye çalışıyor. Alsana kitabı. | Open Subtitles | إنّه يحاول مساعدتك يا صاح خذ الكتاب فحسب |
Artık burada çalışmıyor bile ama hâlâ dışarıdan hastalarına yardım etmeye çalışıyor. | Open Subtitles | هي لم تعد تعمل هنا حتى، ولازالت في الخارج تحاول مساعدة مريضتها. |
- Hayır, bana yardım etmeye çalışıyor. | Open Subtitles | كلا, كلا, كلا إنها تحاول مساعدتي. إنها تحاول إغواءك. |
Biliyorum babam bana yardım etmeye çalışıyor ve ben de onun dediklerini yapıyorum ama işe yarıyormuş gibi gözükmüyor. | Open Subtitles | أعلم أن أبي يحاول المساعدة وأنا أحاول الإنصات إليه لكن لا يبدو أن الأمر ينجح |
İnsanları kandırmaya değil; onlara yardım etmeye çalışıyor. | Open Subtitles | لا يحاول خداع الناس بل يحاول مساعدة الناس |
yardım etmeye çalışıyor. | Open Subtitles | انه يحاول مساعدتنا ، إيرل |
- Frank, sadece yardım etmeye çalışıyor. | Open Subtitles | -فرانك"، إنه يحاول مساعدتي فحسب" |
Sadece yardım etmeye çalışıyor. | Open Subtitles | إنها فقط تحاول المساعده |
Onlar sadece yardım etmeye çalışıyor. | Open Subtitles | حسناً، إنهم يحاولون المساعدة فقط |
Tenzin sana en iyi Avatar olman için yardım etmeye çalışıyor. | Open Subtitles | تانزن" يحاول أن يساعدك لتصبحي أفضل أفاتار بالإمكان |
O sana yardım etmeye çalışıyor. | Open Subtitles | انها تحاول مساعدتك وهي تتكلم بصراحة |
Muhtemelen bizi dahil etmeden ona yardım etmeye çalışıyor. | Open Subtitles | أنها تحاول مساعدته دون أن تجعلنا متورطين معها |