Fakat en önemlisi, örgütleme yetenekleri sayesinde topluluğa kendini sevdirmişti, çünkü topluluğu ve özellikle kadınları, ihtiyaç duyulan her şeye çözüm bulmak için örgütledi. | TED | و لكن الأهم، كانت محبوبة من المجتمع بسبب مهارات تنظيمها، لأنها نظمت المجتمع، وعلى وجه التحديد النساء، لإيجاد الحلول إلى أي شيء كان مطلوبًا. |
Şunu hatırlamak da fayda var, hackerlık yetenekleri geliştiğinde, henüz ahlaki gelişimleri tamamlanmamıştı. | TED | و تذكروا، أنهم عندما طوروا مهارات القرصنة لديهم لم تكن توجهاتهم الأخلاقية تطورت بعد. |
Bu adamlar her kimse bu işte harbi yetenekleri var. | Open Subtitles | أجل، حسناً، أياً كانوا، فإنّ لديهم بالتأكيد بعض المهارات الحِرفيّة. |
Evet. Kötü zamanları atlattı. Onun da kendi yetenekleri var. | Open Subtitles | نعم إنها الاسوأ الآن على أية حال لديها مواهب أخرى |
Promisin iğnesi bu yetenekleri almaya cesaret eden herkese açık hale getirdi. | Open Subtitles | جرعه البرومايسن جعلت هذه القدرات متاحه لاى شخص عنده الشجاعه ان ياخدها |
Eğer futbolcu bir gol atarsa bu onun yetenekleri hakkında golü atamamasından daha çok bilgi verecektir. | TED | إذا سجّل لاعب ما هدفاً، ذدك سيكون له تأثير قوي في انطباعك حول قدراته أكثر مما إذا كان لم يصب المرمى. |
Tatlım, orada sıraladığım yetenekleri göreceksin. | Open Subtitles | الحبيب، يجب أن تشاهد المواهب حصلت اصطف هناك. |
Ve o zamandan beri başka insanların yetenekleri ile yaşamaya başladım... | Open Subtitles | ومن وقتها، هذا ما أفعله ... . أعيش من موهبة الآخرين. |
Ama sinir dokularını canlandırmada müthiş bir yetenekleri olduğunu biliyorum. | Open Subtitles | ولكن أعلم بأن لديه قدرة رائعة في إنعاش النسيج النخري |
ki bu yetenekler birlik, planlama ve pasif direniş disiplinini koruma yetenekleri. | TED | يعني مهارات الوحدة ، التخطيط ، و المحافظة على الإنضباط اللاعنيف. |
yavru köpekleri eğiten insanları izlemekle ilgili, ve anlıyorum ki korkunç etkileşim yetenekleri var, korkunç ilişki kurma becerileri. | TED | يتعلق بمشاهدتي الناس يدربون الجراء، وإدراك أن لديهم مهارات تواصل مريعة. مهارات علاقات مريعة. |
Bu nedenle yeni yetenekleri, yeni rekabet avantajları arıyorlar. | TED | لذلك فهم يتطلعون إلى مهارات جديدة إلى فوائد جديدة |
Onun yok edici yetenekleri sadece dinin üyeleri tarafından bilinir. | Open Subtitles | لديهِ في جعبتهِ بعض المهارات التي تعرف في قومهِ فقط |
Bunu atlatması için diğerleriyle başa çıkabilmesi için gerekli yetenekleri öğrenmesi? | Open Subtitles | لنجعله يتخطى هذه الأمور ويكتسب المهارات اللازمه للتعامل مع المواقف الحرجه |
Ona iş verdim çünkü yetenekleri var gibiydi. Başka sebebi yok. | Open Subtitles | أحضرته لأنه بدا لي أنه عنده مواهب وقدرات وليس لسبب آخر |
Eğitmenlerin dediklerine göre olağanüstü yetenekleri varmış. | Open Subtitles | تعلم, معلميها يقولون بان لديها مواهب استثنائيه |
Olağanüstü bilişsel yetenekleri olduğunu biliyoruz ve aynı zamanda bu insanlardakine benzer. | TED | نحن نعرف القدرات المعرفية الخارقة للعادة التي لديهم, كم ان هذه القدرات تشبه النوع الذي يمتلكه البشر. |
Bu iş biraz zor. Özel yetenekleri olan birine ihtiyacım var. | Open Subtitles | أنا أحتاج لشخص ما لديه نفس قدراته الخاصة |
Oyuncularımız gibi yetenekleri bir araya topluyorsun... sonra da onları harcıyorsun. | Open Subtitles | عندما تتماثل المواهب كحالتنا وترميها بهذا الشكل |
Artık neden "yetenekleri" olan insanlara karşı kuşkucu olduğumu anlıyor musun? | Open Subtitles | أرأيتِ لمَ أنا متشككة من الناس الذين لديهم موهبة ؟ |
Bu yazılımı geliştirmek için çoğu hükûmetin gerçekten de kurum içi yetenekleri olmadığının unutulmaması gerekir. | TED | يجب التنوية أن معظم الحكومات لا تملك قدرة محلية على تطوير تلك البرمجيات. |
Nerede yetenekleri olan insanlar ile ilgili bir olay olursa, orada, üzerlerinde deneyler yapılacak olan laboratuvarlar kurulacak. | Open Subtitles | حيثما وجد دليل على وجود ناس بقدرات خاصة سيكون هناك مختبرات ستجرى تجارب عليهم |
Tüm desenleri görebilmelerini sağlayan bir yetenekleri olduğunu gösteren bir modelimiz var. | TED | لذلك لدينا نموذج، يظهر أنها تخلق القدرة لهم لرؤية كل هذه الأنماط. |
Göğüs göğse muharebe silah, ateşi silah ve patlayıcı yetenekleri eşsiz. | Open Subtitles | مهاراته قتال بالأيادي، استخدام اسلحة أسلحة ناريه، وعبقرية في استخدام المتفجرات |
Denizcilerimiz kaptanın muazzam yetenekleri sayesinde kurtulabildi. | Open Subtitles | نجا بحّارتنا من الموت بنعمة مهارة الربّان وحسب |
yetenekleri şüpheli, sınırlarını zorlayan biri olarak mı görülüyorum? | Open Subtitles | ألأنني أعتبر منهكا بمهارات اجتماعية مشكوك فيها؟ |
Ama bazıları, çok geç olana kadar böyle bir yetenekleri olduğunu bile bilmezler. | Open Subtitles | لكن بعضهم لا يعرفون حتى أن هذه الموهبة مُلْكَهم حتى وقت متأخر جداً |
O kızın sahip olduğu yetenekleri kanıtlayan bir çok veriye sahibiz. | Open Subtitles | نملك كلّ الانواع للمعلومات الذي يثبت قدراتها. |