"Serenity"de kendim için istediğim herşeyi gözardı ederek zamanımı harcadım. | Open Subtitles | لقد أمضيت وقتاً طويلاً في تجاهل أي شيء أردته لنفسي |
Birçok zamanımı hastanede ve evde geçirdim ve sadece son sınavlarımı vermek için okula geri gittim. | TED | قضيت وقتاً طويلاً في المستشفى والمنزل، وعدت فقط لأداء إمتحاناتي النهائية. |
Değerli zamanımı, hem özel, hem de umumi olarak kırdığın potlarını düzeltmekle harcıyorum. | Open Subtitles | يبدو اننى اقضى قدرا كبيرا من وقتى الثمين لتصحيح حماقاتك العامة و الخاصة |
Eğer bunu inkâr edeceksen, zamanımı boşa harcama, çeneni kapa. | Open Subtitles | طالما أنك ستنكر الأمر ، فكف عن إضاعة وقتى واخرس |
Bana verdiğin bu şey, zamanımı en iyi değerlendirebilecek şeymiş gibi görünmüyor. | Open Subtitles | بالنظر إلى ما يحدث الان قد لا يبدو هذا أفضل استغلال لوقتي |
İnan bana, benim şimşek fırlatmayı öğrenmem uzun zamanımı almıştı. | Open Subtitles | استغرق مني وقتا أطول لمعرفة كيفية إرم البرق، و صدقوني. |
Seni bulmak çok zamanımı aldı. | Open Subtitles | استغرق الأمر وقتاً طويلاً لكي أعثر عليكم. |
Mümkünse onu yerine geri koy lütfen. O noktaya varmak çok zamanımı aldı. | Open Subtitles | رجاءً , ضعها فى مكانها فقد أستغرقت منى وقتاً طويلاً |
Dün geceki evrak işleri umduğumdan daha fazla zamanımı aldı. | Open Subtitles | فأوراق العمل أخذت منّي وقتاً أكثر مما توقّعته بالأمس |
Şu virüs belası. Düşündüğümden daha fazla zamanımı alıyor. | Open Subtitles | لقد كانت هناك ظروف لقد اخذت وقتاً أكبر مما ظننته |
Yine de bunu fark etmek uzun zamanımı aldı. | Open Subtitles | على الرغم من إنها أخذت وقتاً طويلاً للإعتراف بها |
Elimde olsa tüm zamanımı sizin gibi insanlarla birlikte... ..bilginin peşinde dolaşarak geçirirdim. | Open Subtitles | اذا كان على أن أختار طريقى ، فهذا هو الطريق الذى أحب به تمضية كل وقتى فى صحبة رجال مثلكم لمتابعة المعرفة |
Yarın seni öldürmek istesem, sence zamanımı hayali şırıngalarla harcar mıyım? | Open Subtitles | لو أردت قتلك غدا هل تعتقد اننى سأبدد وقتى بالتفكير بالجرائم الخيالية |
Majesteleri, anlaşılan hem kendi zamanımı, hem de sizinkini boşa harcıyorum. | Open Subtitles | مولاتى ، من الواضح أننى أضيع وقتى كما أضيع وقتك |
zamanımı harcamayıp konuya girmeye ne dersin? | Open Subtitles | لمَ لا نبدأ بإحترامك لوقتي وتُباشر الكلام ؟ |
Yani, bu yaptıklarınızla onca zamanımı boşa harcıyorsunuz. - Aynı şekilde kendinizinkini de. | Open Subtitles | صحيح، لذا فكلّ هذا مضيعة هائلة لوقتي ووقتكم |
Seks skandallarını haber yapmaktansa zamanımı geçirmenin daha iyi bir yolu bu. | Open Subtitles | و هذا استثمار أفضل لوقتي من تغطية فضيحة جنسية نشرت في صحيفة فضائح. |
Sosyal durumun nasıl değiştiğini, yeni teknolojilerin insanlara nasıl kısıtlamalar, ve fırsatlar getirdiğini düşünerek çok zamanımı harcıyorum. | TED | أقضي وقتا كبيرا أفكر في الكيفية التي يتغير به الشكل الإجتماعي, وكيف أن التقنيات تخلق قيودا جديدة وفرصا جديدة للناس. |
O şekilde geri almak çok zamanımı alabilirdi, ama senin zamanın vardı. | Open Subtitles | قد يستغرق مني وقتا أطول لإستعادتها بهذه الطريقة، لكنك لديك الوقت |
Kalbimi veremiyorum bu işe zamanımı harcamamalıyım böyle çok da önemli... | Open Subtitles | ليس عندي رغبة حقيقية لا يجب أن أضيع وقتي على شيء |
zamanımı boşa harcıyorsun, Sorularına cevap vermeyeceğim Kit . | Open Subtitles | أنت تُهدرُ وقتَي. لا أُجيبُ أسئلتَكَ، عُدّة. |
Elbette, sadece zamanımı feda etmiyordum kendime olan saygımı da feda ediyordum. | Open Subtitles | بالتأكيد، لم اكن اضحي بوقتي فقط، كنت اضحي بإحترام ذاتي. |
O yüzden ya zamanımı onunla konuşarak harcarım ya da o vakti onu açtığımda ne yapacağımı düşünmek için kullanırım. | Open Subtitles | لذا يمكنني قضاء الوقت في التحدث معه أو يمكنني الاستفادة من ذلك الوقت في معرفة ما سأفعله عندما أفتح بطنه. |
Çembere girebilmek çok uzun zamanımı aldı ve orada kalmayı düşünüyorum. | Open Subtitles | استغرقني الأمر كثيراً من الوقت لأدخل دائرتهم و أخطط للبقاء هناك |
Yarım saatlik spor iznim var. zamanımı çalıyorsun. | Open Subtitles | أنالُ نِصف ساعَة في صالَة التَدريب، أنتَ تَأخُذُ مِن وَقتي |
Neyin daha önemli olduğunu fark etmek biraz zamanımı aldı. | Open Subtitles | ان ذلك اخذ منى فترة حتى استنتج ما هو مهم |