ويكيبيديا

    "أتركك" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • izin
        
    • bırakmayacağım
        
    • terk
        
    • bırakmam
        
    • bırakamam
        
    • bırakmıyorum
        
    • bırakmak
        
    • bırakayım
        
    • bırakıyorum
        
    • bırakacağım
        
    • bırakıp
        
    • ayrılmak
        
    • müsaade
        
    • ayrılmayacağım
        
    • bırakırım
        
    Bir iskelete de dönsen gitmene izin vermeyeceğim, tamam mı? Open Subtitles وأنا لن أتركك تذهب حتى لو كنت هيكل عظمي, أفهمت؟
    Peki. Şu andan itibaren pataklanmana izin vereceğime söz veriyorum. Open Subtitles حسنا ً, من الآن فصاعداً , أعدك أن أتركك تُضرَب
    Tek bildiğim seni sevdiğim. Seni bir daha asla bırakmayacağım. Birlikte halledeceğiz. Open Subtitles كل ما أعرفه اننى أعبدك و لن أتركك و سنتغلب على كل شئ بطريقة ما
    İki seçeneğim vardı. Seni öldürmek ya da terk etmek. Open Subtitles لقد كان لدي خياران فقط، إما أن أقتلك أو أتركك
    Gerçekten aslanlara bir şeyler oluyorsa seni burada öylece bırakmam. Open Subtitles إن كان هناك خطب ما بالأسود فلن أتركك هنا فحسب
    Şehirde sana daha güzel bakılacağının farkındayken, seni bu odada bırakamam. Open Subtitles لن أتركك هنا في هذه الغرفة. ستحظى بعناية أفضل في المدينة
    - Seni bırakmıyorum, Herkül. Open Subtitles أنا لن أتركك الآن هرقل إنتبهى إلى للحظة ..
    Ben de seni bırakmak istemiyorum ama burada kalmayı karşılayabilsem bile yeteri kadar ödeyen bir oyunculuk işini asla bulamam. Open Subtitles أنـا لـاـ أريد أن أتركك كذلك ، لكن حتي إن إستطعت البقاء هنا لن أجد أبداً مهنـة تدفع تكاليف إقامتي
    O makineyi bir daha kullanmana izin veremem. Kusura bakma... Open Subtitles لا يمكننى أن أتركك تستخدم الأله مره أخرى أننى أسف
    Şimdi yaşamana izin vereceğim. Sen de bizi rahat bırakacaksın. Open Subtitles و الآن سوف أتركك و بدورك سوف تكفَّ عن ملاحقتنا
    AM: İşinize dönmenize izin vermeden önce sizin için iki sorum daha var. TED آ.ن: في جعبتي سؤالان أخيران لك قبل أن أتركك تعود لعملك.
    Öylece gitmene izin veremem. Open Subtitles لا يمكنني ان أتركك ترحلي.. ليس بتلك الطريقة.
    Hayır, Burada çalışmana izin veremem. Bir bebekle burada ne yapabilirsin? Open Subtitles , لا , لا يمكنني أن أتركك تعمل هنا ماذا يمكنك أن تعمل والطفل معك؟
    Bir iskelete bile dönüşsem, seni asla bırakmayacağım. Open Subtitles برغم إني سأتحول إلى هيكل عظمي إلا إني لن أتركك
    Seni yalnız bırakmayacağım. Laptop'ını al ve gidelim. Open Subtitles لن أتركك لوحدك أجلبي المحمول و دعينا نذهب
    O küçük Hollandalı çocuğun hikayesindeki gibi parmağın barajdaki çatlakta bırakmayacağım seni! Open Subtitles لن أتركك مثل هذا الفتى الهولندي الذي علق اصبعه في السد
    Sonra ben diyordum ki: terk etmeyeceğim seni üzüntünde. Open Subtitles و من ثم فانني أقول , أنا لن أتركك في محتنك
    Seni terk edemedim. Open Subtitles أنا لم أستطع أن أتركك. التفكير بك يصيبني بالجنون
    Olmaz, seni asla bırakmam, kardeşimi asla yarı yolda bırakamam ama içmem gerek. Open Subtitles لا , أنا لن أتركك أبدا لا يمكنني أبدا أن أترك أخي لكي يا اخي , على أن أحظى بشراب واحد
    Seni burada öylece büyük boy kolan ve patatesinle bırakamam. Open Subtitles لا أستطيع أن أتركك هنا في الواقع مع الصودا والبطاطس
    Seni burada bırakmıyorum. O beyaz saçlı herife eş değer bir rakip değilsin sen. Open Subtitles لن أتركك هنا محال أن تهزمي ذلك الأمهق المجنون
    - Evet. Seni yalnız bırakmak vicdanımı rahatsız ediyor. Open Subtitles أعني أنا أكره أن أتركك هنا وحيدا في هذا الموقف المحرج
    Çalışman için seni yalnız mı bırakayım, ...yoksa biraz konuşalım mı? Open Subtitles هل يجب أن أتركك لعملك أو يمكنى الجلوس والتحدث لفتره ؟
    Sizi şu düşünceyle bırakıyorum: Kendinizi nerede bu dünyaya faydalı hissediyorsunuz? TED أتركك مع هذا المعتقد: أين تشعر أنك مفيد لهذا العالم؟
    Ve dört yaşındaki çocuğa dedi ki, 'Johnny, seni burada bir marşmelov ile başbaşa bırakacağım, 15 dakikalığına. TED ويقول للطفل ذا الـ 4 سنوات جوني، سوف أتركك هنا مع هذه الحلوى لمدة 15 دقيقة
    Savaşmak için kalıyorsan, asla seni bırakıp gidemem. Open Subtitles إن كنت ستبقى للقتال فمن المستحيل أن أتركك
    Sanırım bu yüzden senden ayrılmak zor geliyor. Open Subtitles أعتقد أنّي أواجه وقتاً عسيراً و أنا أتركك تذهب.
    Gitmene müsaade ediyorum lakin bunun son şansın olduğunu da aklından çıkarma. Open Subtitles سوف أتركك تذهبى لكن تذكرى أنها الفرصة الأخيرة تنحوا جانباً
    Yüzünde biraz gülümseme görmeden yanından ayrılmayacağım. Open Subtitles والآن لن أتركك حتى أرى ابتسامة على هذا الوجه
    Bana yalan söylersen, saçmalarsan, herhangi bir şeyi saklarsan, bacağına bir tane sıkıp, seni arabadan atar ve düştüğün yerde bırakırım. Open Subtitles لو كذبت عليَ أو أخفيت عني شيئاً سأطلق رصاصه على ساقك و ألقي بك من السياره و أتركك حيثما سقطت مفهوم؟

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد