Akşam biriyle görüşmem lâzım. Lyi bir fikir mi bilmiyorum. Peki. | Open Subtitles | يجب أن أرى أحدهم في المساء لا أعتقد أنها فكرة سديدة |
Eğer bu taraftan birileri bu kişilerin ne yaptığını anlamazsa sorun olmaz çünkü birbirimizin daha iyi bir hareket için çalıştığımızı biliyoruz. | TED | إذا لم يفهم أحدهم فيما يخص هذا الجانب ما تحاول فعله تلك المجموعة، فلا بأس، لأننا جميعاً نثق أننا نعمل لصالح الحركة. |
Sonra da bir polis memuru, silahını birine doğrultmuş, benim gibi görünen birine. | TED | كنت أرى مقطعا مصورا لشرطي يطلق النار على أحدهم والذي يبدوا تماما مثلي |
Ve daha az bile, eğer ucunda birisinin parmakları varsa. | Open Subtitles | و أقل بكثير إذا كان إصبع أحدهم على الطرف الأخر |
kimse! Kurşun yarası yok! Birisi karanlıkta silahı benden aldı ve kayboldu. | Open Subtitles | لاشئ،لايوجد جرحمنمسدس، أحدهم أخذ المسدس مني و أطلق و لكنها لم تصبه |
Garda Birilerinin çalışacak olması, oldukça büyük bir yenilik olacak. | Open Subtitles | أحدهم يعمل في مبنى المحطة سيكون هذا نوع من الانتعاش |
- CIA için çalışmıştın. Bunu iletebileceğimiz birilerini tanıyorsundur değil mi? | Open Subtitles | عملتِ لصالحِ الاستخبارات المركزيّة لا بدّ أنّك تعرفين أحدهم لتُبلّغيه، صحيح؟ |
Bu tanıma uygun biriyle tanıştığımı hatırlamıyorum. düşüneyim belki hatırlarım. | Open Subtitles | لا أتذكر إنى قابلت أحدهم يطابق تلك الأوصاف كنت سأتذكر |
Görüyorsun ya, biriyle tanıştım. Ve sanırım bu aradığım kişi olabilir. | Open Subtitles | انظر لقد قابلتُ أحدهم و أعتقد أنه ربما يكون الشخص المناسب |
O şeylerden biriyle aramızda birkaç santim vardı ama kıpırdamadı bile. | Open Subtitles | كنت على بعد بوصات من أحدهم ذات مره و لم يتحرك |
Umarım bundan elli yıl sonra, insanlar benim tedavimi duyacak ve bir kişinin bu ilkel bilime nasıl katlandığına bakıp dehşete düşecekler. | TED | لذا أتمنى أن يسمع الناس بعد 50 سنة بالعلاجات التي أخذتها و يشعروا بالفزع من أن أحدهم قد تحمل علم بدائي كهذا. |
Ücretsiz verilen devlet sabunlarını alarak, Michelangelo eserlerinin bir anaokulu öğrencisi yapmış gibi görünmesini sağlayan en güzel heykellere dönüştürdüğünü gördüm. | TED | رأيت أحدهم يأخد الصابون المجاني المقدم لنا ويحوله إلى منحوته ساحرة من شأنها أن تجعل مايكل أنجلو يبدو كأنه طفل صغير. |
Eğer merak ediyorsanız, birileri gerçekten sincapların koklama duyusunun kesildiği bir deney yapmış ve sincaplar yine de fındıkları bulabilmişler. | TED | وإذ كنتم تتسائلون، قام أحدهم بالتجربة بالفعل حيث قاموا بتعطيل حاسة الشم لدى السناجب وأمكنهم مع ذلك العثور على الجوز |
Tükürsem tükürüğüm bu işi senden iyi yapabilecek birine denk gelir. | Open Subtitles | بإمكاني البصق والحصول على أحدهم من بإمكانه تأدية الوظيفه أفضل منك |
- birine zarar verdin diye bütün ırkının ceza olarak Goa'uld tarafından öldürüldüğüne inansan, yine olacağını sandığında sen ne yapardın? | Open Subtitles | إذا كنت تظن أن جنسك أبيد بالكامل بواسطة الجواؤلد كعقاب لأذى أحدهم ماذا كنت ستفعل اذا ظنيت أن هذا سيحدث ثانية |
Geceleri gizlice dışarı çıksaydım şimdiye kadar birisinin dikkatini çekerdi. | Open Subtitles | لو كنت انا أتسلل كل ليلة لكان أحدهم قد لاحظ |
Diyelim ki biri ile harika bir şey yaptın ama ne kadar harika olduğunu söylemeyi unutun ve şimdi o birisinin muhtemelen kalbi çok kırıldı. | Open Subtitles | قل أن شيء رائع حدث مع شخص ما لكنكـ نسيت ان تقول له كم كان رائع و الأن قال لكـ أحدهم انه على الأرجح مؤلم |
Keşke işe yaramaz olduğumda beni de vursalar, ama bunu kimse yapmaz. | Open Subtitles | أتمنى بأن يطلق أحدهم النار علي عندما لا أنفع ولكن لن يفعلوا |
Gerçek büyük buluşlar, Birilerinin denemeyi bırakmalarından ölümüne korkmasıyla gerçekleşir. | Open Subtitles | الإكتشافات الحقيقية تحدث لأن أحدهم خائف حد الموت من الإستسلام |
Yani gece yarısı bir kapıyı kırıp birilerini evlerinden dışarı sürükleyebilirdik. | Open Subtitles | كنّا أحيانا، تعلم، نقتحم الباب ونسحب أحدهم خارج منزله منتصف الليل، |
Sakın yapma, çünkü seninle birisini aldatan seni de başka biriyle aldatır dedi. | Open Subtitles | لاتتقدم لها ، لأنّها إذا قامت بخيانة أحدهم معك ستقوم بخيانتك مع غيرك |
Biri kliniğe gelir ateşi var, kendini iyi hissetmiyor, hastalığı nedir? | TED | يأتي أحدهم الى المشفى, يشكون من حمى, حالتهم سيئة, مما يشكون؟ |
Oraya sadece aptalların gideceğini söylüyor. onlardan biri olmalı. | Open Subtitles | إنه يقول الحمقى هم من يذهبون هناك لا بد وأنه أحدهم |
Havaalanına bir adam yerleştirebiliriz? Hunt'ın kaç tane sahte kimliği olduğunu düşünüyorsun? | Open Subtitles | نضع أحدهم لينتظره في المطار هل تعلم عدد الهويات التي يملكها هانت؟ |
Evet, ama görünüşe göre, içlerinden biri tırnak diplerini temizlemeyi unutmuş. | Open Subtitles | نعم، لكن يبدو وكأن أحدهم لَرُبَّما عِنْدَهُ نَسى التَنظيف تحت أظافرِه. |
birinin suyun altına inip köpek balıkları da floresan mı diye bakması gerekiyor. | TED | كان يتوجب على أحدهم النزول والتحقق ما إذا كانت القروش تتوهج أم لا. |
bir toplantıdayken fikrinize karşı şeytanın avukatlığını yapması için birini belirleyin. | TED | في أي اجتماع، عيّن أحدهم محامي الشيطان ضد فكرتك التي تدعمها |