ويكيبيديا

    "أصرّ" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • ısrar
        
    • ısrarcı
        
    • istedi
        
    • ısrarla
        
    • tutturdu
        
    Sör George onun gevşek bir toprak yığınının tepesine yerleştirilmesinde ısrar ediyordu. Open Subtitles لقد أصرّ السير جورج على بنائها فى هذه البقعة الضعيفة من الأرض
    Ama babam, onun yerine akıl hastanesine gitmende ısrar etti. Open Subtitles لكن أبي أصرّ أن تذهب لتلك المصحه بدلا من ذلك.
    Trenler insanları kırsal bölgelere götürmeye başladığında çoğu kişi trenlerin asla atların yerini alamayacaklarında ısrar etti. TED عندما بدأت القطارات بنقل الناس عبر البلدان المختلفة أصرّ كثيرون على عدم استخدامها وفضّلوا ركوب أحصنتهم.
    Ama, sizin ihtiyar birkaç "asker" göndermekte ısrar etti Open Subtitles لكنّ الرّجل العجوز أصرّ كي أرسلك إلى الجانب الآخر
    Kendimi çok gösteremeyeceğim. Aksi halde mektup arkadaşlığımızın devam etmesi için ısrarcı olurdum. Open Subtitles يجب أن ابقى بعيدة عن الأنظار، وإلاّ فإنّي أصرّ على بقائنا صديقين بالمراسلة.
    Bana verilen haber... Söylediğim gibi, ısrar eden sizin adamınızdı. Open Subtitles هذا ليس من شأنك و كما قلت ، الرّجل العجوز أصرّ على ذلك
    Evlenme teklif etti, Bunu düşüneceğimi söyledim, öyle ısrar ettiki ben de yüzüğü taktım. Open Subtitles هو اقترح علي, ,اخبرته انه يجب ان افكر في الموضوع وهو أصرّ ان اضع الخاتم على اية حال
    İlk randevuda olanlardan sonra, ısrar etmesi gereken benim. Open Subtitles بعد أن الطريق أوقفتك فوق، أنا الواحد الذي يجب أن أصرّ.
    Normalde çocukları kabul etmeyiz. Ama baban çok ısrar etti. Open Subtitles عادة لا نسمح بتواجد الأطفال هنا ولكن والدك أصرّ.
    O, çok ikna edici bir adam. Gitmek için ısrar etti. Open Subtitles أوه ، انه رجل مقنع جدا لقد أصرّ على الذهاب
    Ama, o kalmamız için ısrar etti. Open Subtitles لإنك سوف تقلقين علينا لكنه أصرّ على البقاء
    Evet ama seninle yüz yüze görüşmem için ısrar etti. Open Subtitles أجل ، ولكنه أصرّ على أن أقابلكِ وجهاً لوجه
    Bir asır veya daha uzun süre sevgiyle anılasınız diye çeşme yaptırmakta ısrar ediyorum. Open Subtitles يجب أن يتذكّرك الجميع باعزاز حتى بعد مرور قرن أو أكثر، لهذا أصرّ على بناء بئر، أبّى
    Planlandığı gibi programımızla Dünya'ya dönmemize izin verilmesinde ısrar edeceğim. Open Subtitles أصرّ على إعاداتنا إلى الأرض كما هو مقرّر
    Ve sonra dün, geçmişini geride bırakmak için hazır olduğuna ısrar etti. Open Subtitles ومن ثم بالأمس، أصرّ على أنّه مستعد لترك ماضيه خلفه.
    Kesinlikle, bunda ısrar ediyorum. Open Subtitles أتريدني أن أغير الإسم عليه؟ يجب أن أصرّ على أن تغير الإسم
    Oldukça yüksek olmasına rağmen, düğün masraflarını üstlenmek için ısrar etmişti. Open Subtitles لقد أصرّ على دفع ثمن حفل الزفاف، حتى ولو كانت التكاليف كبيرة.
    Gene'ye yetişkinlerin oyun buluşmaları için evine giderken şarap götürmenin doğru olmadığını anlatmaya çalıştım ama ısrar etti. Open Subtitles على الرغم من أنني حاولت أن أشرح لجين أن الكبار لا يجلبون عادتاً النبيذ للعب أثناء المواعيد لكنه أصرّ
    Ama iyi olduğu konusunda ısrar etti. Open Subtitles سألتُه عن ذلك بعد البرنامج الليلة الماضية، لكنّه أصرّ أنّه على ما يُرام.
    Yunanlıların da aynı şeyi yapmasında ısrarcı oluyor muyum? Open Subtitles وهل أصرّ على اليونانيين أن يفعلوا نفس الشيء؟
    Radikalizm karşıtı bölümün başına geçmemi istedi. Open Subtitles أصرّ على أن أرأس قسم جديد لمكافحة التطرّف.
    Andy ısrarla kuralları esnetirdi. Sonuç olarak işi bir eziyetti. Open Subtitles أندي ، أصرّ على الإلتفاف حول القوانين وعمله عانى من النتائج
    Gideceğim diye tutturdu, engelleyemedik. Ne yapacaksın. Open Subtitles لقد أصرّ على أن يغادر البلد ولم نستطع منعه مما يريد

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد