| Bana kızgın olduğunu biliyorum çünkü yanlış düşüncelerle seni buraya getirdim... | Open Subtitles | أعرف أنكِ غاضبة مني لكني أحضرتك إلى هنا تحت إدعاءات مزيفة |
| Bak bi kaç yıldır bu işte olduğunu biliyorum Sana bişey sorucam | Open Subtitles | انتظري , أعرف أنكِ في هذا العمل منذ سنوات دعيني أسألكِ سؤالاً |
| Zor bir gün olduğunu biliyorum. Döndüğümde bu konuyu konuşacağız, tamam mı? | Open Subtitles | أعرف أنكِ مررتي بيوم شاق، ولكننا سنتحدث بأمر إنتكاستك عند عودتي، اتفقنا؟ |
| Evet, çünkü seni oradan çıkarmak istedim ve sigara içtiğini biliyordum. | Open Subtitles | نعم، لأني أردت أن اخرج من هناك، وكنت أعرف أنكِ مدخنة. |
| Davayı kazanmaya çalışacağını biliyordum. Bunun nesi yanlış? | Open Subtitles | كنتُ أعرف أنكِ ستحاولينَ الفوز بهذه القضية ما السيىء فى هذا ؟ |
| Tamam, bu sorudan nefret ettiğini biliyorum ama soracağım. | Open Subtitles | أعرف أنكِ تكرهين هذا السؤال لكنني سأسألكِ |
| Onun avukatı olduğunu bilmiyordum. | Open Subtitles | .لم أكن أعرف أنكِ مربيّته .على أية حال.. |
| Üzgünüm, Bay Saverese, sizi göndermek zorundayız. Eyalet Savcısının karısı olduğunuzu biliyorum. | Open Subtitles | أنا آسفة يا سيد سفريس، ولكن يجب أن نتخلى عنك أعرف أنكِ زوجة نائب الولاية العام |
| Bak, l olduğunu biliyorum. Seni maruz, söz veriyorum etmeyeceğim. Ben sadece istiyorum yardımcı olur. | Open Subtitles | اسمعى ، أعرف أنكِ موجودة ، لن أكشف سرك ، أعدكِ |
| Erkeklerden hoşlandığım dedikodusunu çıkaranın sen olduğunu biliyorum. | Open Subtitles | أعرف أنكِ أنتِ التي أطلقتي إشاعة أنني أحب الشبان |
| Diplomanı almak sadece 3 kredi eksiğinin olduğunu biliyorum. | Open Subtitles | يصدف أني أعرف أنكِ ما زال لديكِ القليل من الدراسه لتحصلي على شهادتك |
| Etrafta küçük çocuklar varken ateş etmeyecek cinsten olduğunu biliyorum. | Open Subtitles | لأنه كان فقط صورة في سلسلة المفاتيح و الآن أعرف أنكِ لست من النوع الذي يطلق النار بوجود حشد من الأطفال |
| Anne, kontrol sorunun olduğunu biliyorum ama bir şey olduğunda, gevşeyip, kendi pisliğimi temizlememe izin vermen gerekiyor, tamam mı? | Open Subtitles | أعرف أنكِ تحبّين السيطرة على كلّ شئ وعندما تحدث مشاكل ، عليكِ أنتتعلميالإسترخاء.. وتتركينني أنظّف فوضاي |
| Orada olduğunu biliyorum o yüzden söyleyeceğim: | Open Subtitles | أنا أعرف أنكِ بالداخل لذا سأقول ما جئت لأجله |
| davayı kazanmaya çalışacağını biliyordum. Bunda ne vardı ki? | Open Subtitles | كنتُ أعرف أنكِ ستحاولينَ الفوز بهذه القضية ما السيىء فى هذا ؟ |
| Seninle ilk karşılaştığımızda bana yararın dokunacağını biliyordum. | Open Subtitles | كنت أعرف أنكِ ستكونين فأل خير لي ً منذ اليوم الذي التقينا فيه |
| Güçlü bir kadın olduğunu biliyordum. Ama bu kadarını da değil. | Open Subtitles | أعرف أنكِ امرأة قوية لكن لم تكن عندي فكرة |
| Neden isyan ettiğini biliyorum, kendini öldürecek cesaretin yok. | Open Subtitles | أعرف أنكِ هائجة ولكن ليس لديكِ الشجاعة لتموتي |
| Bak, hasta olduğunu bilmiyordum ve öldüğün için de çok üzgünüm. | Open Subtitles | انظري لم أعرف أنكِ مريضة وأنا آسفة لموتكِ |
| Toplantılarınıza gelenlere yardımcı olduğunuzu biliyorum. Bize yardımcı olmak istediğinizi de biliyorum. | Open Subtitles | أعرف أنكِ تساعدين من يأتي لإجتماعاتك، أعرف بأنكِ تودين مساعدتنا. |
| haber aldığınız en kısa sürede mesaj atın hepinizin iyi olduğunu bilmek istiyorum. | Open Subtitles | عاودِ الإتصال بي بُمجرد تلقي رسالتي، أريد فقط أن أعرف أنكِ بخير. حسناً؟ |
| - Hayır. 4 numara ne zaman konuşacağın ile ilgili ve Senin bunu yapabileceğinden eminim. | Open Subtitles | بلاغتكِ وفصاحتكِ في الكلام هي مهربكِ وأنا أعرف أنكِ تستطيعين ذلك |
| Bak, bazı cevaplar aradığının farkındayım. Hepimiz arıyoruz. | Open Subtitles | أنظري , أعرف أنكِ تبحثين عن أجوبة كلنا نبحث عنها |
| Zaman geliyor, biliyorum ki başaracaksın. | Open Subtitles | لكن عندما يحين الوقت أعرف أنكِ ستكونين على قدر المسؤولية |
| Her zaman bana güçlü olmamı söylediğini biliyorum. | Open Subtitles | أنا أعرف أنكِ كنتِ تخبرينني دوماً أن أكون قوية |
| Yanında Senin olduğunu bilmek içimi rahatlatacak. | Open Subtitles | وستكون راحة لى أن أعرف أنكِ ستكونين بجوارها |