"أفكر في" - ترجمة من عربي إلى تركي

• düşünüyordum
• düşünmemiştim
• düşündüm
• aklıma
• düşünmedim
• düşünemedim
• düşünüyorum da
• düşünmem
• düşünmeye
• düşünmek
• düşününce
• düşünmüyorum
• düşünmüştüm
• düşündüğümde
• düşüneceğim

Ne tür bir teknoloji icat edebileceğimi düşünüyordum, bu teknoloji her gün kullandığınız eşyaları hackleyip onları interaktif hâle getirmeliydi.
لذلك كنت أفكر في نوع التقنية التي يمكنني ابتكارها لكي أتمكن من اختراق الأشياء التي تستخدمونها كل يوم وأجعلها تفاعلية.

Bu arada, düşünüyordum da Kaptan Gregg'in şu portresini tavan arasına kaldırabiliriz.
بالمناسبة ، كنت أفكر في أن نضع هذه اللوحة للكابتن جريج بأعلي

Ve Steve Gullans'la beraber yazmaya başladığımda bunu düşünmemiştim.
ولم أكن أفكر في هذه حين بدأنا في الكتابة أنا و ستيف جالانس.

düşündüm ki, bu gece buluşup bir duş alırız, tamam mı?
أفكر في أن نتسامر الليلة لذا قم بالإستحمام ، مفهوم ؟

Çilekten yapabileceğim bir beysbol oyuncusu düşünüyorum ama aklıma hiç kimse gelmiyor.
أحاول أن أفكر في لاعبي سله من أجل الفراوله ولكن بلا جدوى

Senin tanıştığım günden beri başka hiçbir şey düşünmedim ki.
لم أفكر في شيئٍ آخر منذ أن قابلتك أول مرة

Birkaç gün iznim vardı. Kullanacak daha iyi bir yer düşünemedim.
لدي بضعة أيام للعطلة، لم أفكر في مكان أفضل كي أقضيهم.

Bunu her gün yaşayan çocukları düşünüyorum da anneme benden çok ihtiyaçları var.
أفكر في أولئك الأطفال الذين يخوضون ذلك كل يوم إنهم يحتاجونها أكثر مني

Birlikte geçirdiğimiz zamanlar düşünüyordum ve bir anda her şeyi anladım.
كنت أفكر في كل الوقت الذي قضيناه معاً، ثم جائتني الفكرة:

Jack şeyi düşünüyordum. Karımı çocukları. Yemeğe evde olacağıma söz verdim.
جاك , لقد كنت أفكر, أنت تعرف أفكر في ديي والأولاد

Ben de aynı şeyi düşünüyordum, ancak bu kopyalama cihazları yüksek koruma altında.
لقد كنت أفكر في نفس الشيء لكن لكن أجهزة المقلدون تحت حراسة مشددة

Bunun için ben de asistan doktor şefliği işini almayı düşünüyordum.
بشأن هذا، لقد كنت أفكر في الترشح لمنصب مشرف الأطباء المقيمين

Shakespeare yedi yaşında? Ben hiç düşünmemiştim.
شكسبير في السابعة؟ أنا لم أفكر في ذلك قط.

Şey, daha önce hiç düşünmemiştim ama sanırım olabilir.
حسنا، لم أفكر في الأمر مسبقا لكن أعتقد أنه بإستطاعتي

Son altı yıldır, her gün sadece iki şeyi düşündüm.
كلّ يوم فى الستّ سنوات الماضية كنت أفكر في شيئين

Başka nelerin üzerine gölge koyabilirim diye düşündüm aklıma arkadaşım Bernie geldi.
كنت أفكر في من يمكنني أن أضع الظلال عليه، وفكرت في صديقي بيرني.

Tanrım, Bay Crane, bilmiyorum. Bugüne kadar kariyer konusunu gerçekten pek düşünmedim.
يا للهول، سيد كرين، لم أفكر في مستقبل مهني وما إلى ذلك.

İyice düşünemedim. Onu kablolara bağlamışlardı, bir şey yapmalıydım.
لم أفكر في الأمر حينها، رأيته متصلاً بالأسلاك وكان يجب أن أفعل شيئاً

Kızımızın böyle insanlarla iç içe olduğunu düşünüyorum da...
أفكر في أنه على ابنتنا أن تختلط مع أولئك الناس

Böyle bir lağım çukurunda, neden gerçekleri düşünmem gereksin ki?
لماذا يتوجب علي أن أفكر في الواقع ضمن زنزانة كريهة كهذه

Ne zaman kendimi mutsuz hissetsem, güzel şeyleri düşünmeye çalışırım.
عندما أشعر أنني غير سعيدة فقط أفكر في أشياء لطيفة.

Kendimi yazılarıma verdiğimde o güzel satırları düşünmek içimi acıtan tüm hatıraları unutuyordum.
وأنت تعلم عندما كنت أقفل على نفسي واكتب وأدرس أفكر في أشياء جميله

Amerika'da siyahi saçını düşününce polislik olmuş bir şey aklıma geliyor.
عندما أفكر في شَعر السود في أمريكا، يتبادر لذهني شيء خضع للرقابة.

- En kötü olasılığı düşünmüyorum ama ikimizde de var, kimse bizimle olmak istemeyecektir o yüzden evlenelim gitsin.
أنا لن أفكر في أسوأ سيناريو، لكن إذا كنا مصابين، لا أحد سيرغب فينا، لذلك يجدر بنا الزواج فحسب.

Tüm bu zaman boyunca telomerleri minik moleküler yapılar olarak düşünmüştüm ve genlerin onları kontrol ettiğini.
طول هذا الوقت كنت أفكر في التيلوميرات مثل تلك الهياكل الجزيئية الصغيرة، والجينات التي تتحكم في التيلوميرات.

Bunun üzerine düşündüğümde neden stresli olduğumu anlamaya başlamıştım.
عندما كنت أفكر في هذا، بدأت أفهم لماذا كنت أشعر بالتوتر للمرة الأولى.

Bir şeyler düşüneceğim sen de bu sırada bornozu çıkar, onlar 60 dolardı.
سوف أفكر في حل وفي الوقت الحالي، اخلع الرداء إنه يكلف 60 دولار