Ya da sana güvenmeme, veya senden bir şey beklememe. | Open Subtitles | أو أن أعتمد عليك أو أن أتوقّع أيّ شئ منك |
Elimizde çok bir şey yok ama bir adres var. | Open Subtitles | أنا لم أجد أيّ شئ كثير لإستمرار، لكنّنا عندنا عنوان. |
-Oh,tatlım bir şey yemedin. -Anne Eline sağlık ama bugünlük yeter. | Open Subtitles | أوه، أنت لم تأكل أيّ شئ آه اليوم لست جائع جدا |
"Sonra ona bir göz bandı hazırladık böylece hiçbir şey göremeyecekti." | Open Subtitles | ثمّ هيّأنا عُصابة لعينيه لذلك لم يستطيع أن يرى أيّ شئ |
Pazarlık etmeye niyeti olmasaydı size hiçbir şey teklif etmezdi. | Open Subtitles | ماكان ليعرض أيّ شئ .. لو لم يكن مستعداً للتفاوض |
Bu herhangi birinin her şeyi yapması için tek neden. | Open Subtitles | هذا هو السبب الوحيد كي يفعل أيّ شخص أيّ شئ |
Rob, konuşmak istediğin şey hakkında seni engelleyen bir şey var mı? | Open Subtitles | روب، هناك أيّ شئ الذي يزعج أنت بأنّ ك تحبّ التحدّث عن؟ |
Senin için bir şey ifade etmeyebilir. Ama benim için ediyor. | Open Subtitles | الذي قد لا يعني أيّ شئ إليك، لكنّه يعني شيءا لي. |
Düne kadar bir şey ifade etmiyordu. Ama dün bir şey hatırladım. | Open Subtitles | هو ما عنى أيّ شئ لي حتى أمس عندما جعلني أتذكّر شيءا. |
Olabilir, ama bize bir şey ifade ettiğinden emin değilim. | Open Subtitles | هو يمكن أن لكن لست متأكّد إذا يخبرنا أيّ شئ. |
Bize Ajan Mulder ve tavırları hakkında söylemediğiniz bir şey var mı? | Open Subtitles | هناك أيّ شئ الذي أنت لا تخبرنا حول الوكيل مولدر أو موقفه؟ |
- Eğer bir şey lazımsa yol üzerinden... - Baba, bak bir güvercin! | Open Subtitles | إذا اردت ان احضر لك أيّ شئ في الطريق انظر أبّي انها حمامة |
Eğer bir şey çıkartacak kişi varsa o da Jadakiss. | Open Subtitles | الوحيد الذي سيأخذ أيّ شئ من جاداكيس إذا تحرك كثيراً |
Bana çok şey getiriyorsun ve ben sana hiçbir şey getirmedim. | Open Subtitles | لقد منحتني الكثير من الأشياء ولم أقم بمنحك أيّ شئ .. |
Onunla ilgili hiçbir şey bilmiyorum. | Open Subtitles | هل موافقة دانا؟ أنا لا أعرف أيّ شئ أكثر حوله. |
hiçbir şey için kendini suçlama, çünkü suçlu benim. | Open Subtitles | لا تشعري بالذنب بشأن أيّ شئ لأنّني المُلام |
her şeyi öldürebilen bir silah. Sadece 4 kurşun kaldı. | Open Subtitles | هذا المسدس يمكنه قتل أيّ شئ و تبقى 4 رصاصات |
"Sonsuza dek dostuz." Seninle sonsuza kadar her şeyi yapabilirim. | Open Subtitles | أيّ شئ مَع إلى الأبد وأنت فيه أصوات جيدة لي. |
Yüzbaşı Taylor, bana Nicholas Kozlov'a ilişkin anlatacağınız her şey için müteşekkir olacağım. | Open Subtitles | نّقيب تايلور، أنا سأقدّر أيّ شئ يمكن أن تخبرني به عن نيكولاس كوزلوف |
Söz vermişti! hiçbir şeyi zamanında yetiştiremeyeceğiz! | Open Subtitles | لقد وعدني ، لن نستطيع تحضير أيّ شئ في هذا الوقت |
- Ne? - herşeyi biliyorum. En başından beri biliyorum. | Open Subtitles | لابأس أنت لا تَبقي أيّ شئ منّي أَعْرفُ ذلك تلقائياً |
Ve eğer bu konuda kimse birşey yapmayacaksa, ben yapacağım. | Open Subtitles | وإذا لا أحدِ سَيَعمَلُ أيّ شئ حول ذلك، أنا سَ. |
O kadının söylediği Bir şeye inanmak için bir nedenim yok. | Open Subtitles | أنا ما كان عندي سبب لإعتقاد أيّ شئ تلك الإمرأة قالت. |
Vahşi, sen bir şeyler isteyecek durumda değilsin. | Open Subtitles | أنت وحشي لَسْتَ بموقعٍ يسمح لك بِطَلَبِ أيّ شئ |
Anne ve baba ikinizi dünyadaki her şeyden daha çok seviyor. | Open Subtitles | والدكما و والدتكما يحبانكما أكثر من أيّ شئ في هذا العالم |
Pekala, eğer bunun için bu kadar kötü hissediyorsan, Ne istersen. | Open Subtitles | حَسناً، إذا تَشْعرُ الذي بقوة حوله، نعم، تيسا — أيّ شئ. |
Ne olursa kabul, bir dolaba bile razıyım. | Open Subtitles | أيّ شئ عِنْدَهُمْ حتى مكنسة سرية يَكُونُ حسنا |
Uzun ve iyi bir yaşam sürdü, hem sizi herşeyden çok seviyor. | Open Subtitles | حَسناً، كَانَ عِنْدَها حياة طويلة بعض الشيء وهي تَحبُّك إثنان أكثر مِنْ أيّ شئ. |