ويكيبيديا

    "إنه ليس" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • değil o
        
    • değil bu
        
    • yok
        
    • o değil
        
    • değildir
        
    • değildi
        
    • falan değil
        
    • şey değil
        
    • biri değil
        
    • değil ki
        
    • değilim
        
    • sayılmaz
        
    O bir dostum değil, o Yaşlı bir... Eski akıl hocası, aslında. Open Subtitles .. إنه ليس صاح ، إنه شيخ مرشدي السابق ، في الحقيقة
    Ancak, bizim bugün memnun olacağımız bir şekilde gerçeklerden kaçış değil bu. TED إنه ليس هروبًا من الواقع قد يشعرنا بالسعادة اليوم، على أية حال.
    Rool, seni aptal. Onun Her şeyi bilmesine gerek yok Open Subtitles روول أيها الأحمق إنه ليس بحاجة الى معرفة كل شيء.
    Bu o değil. Bizim aradığımız kişi bir karıncaya benziyor. Open Subtitles إنه ليس هو, الشخص الذي نبحث عنه يبدو مثل النمله
    Ayrıca, tek yaptığım değildir. Ben kulüp var , ben arkadaşlarım var. Open Subtitles بالإضافة ، إنه ليس كل ما أفعله لدي النادي ، لدي أصدقاء
    - Sorun değil, senin hatan değildi. - Başka şansım yoktu. Open Subtitles لا توجد مشكلة ، إنه ليس خطئك لم أملك خياراً آخر
    Yaptığın her şeyi takdir etmediğimden falan değil çünkü ediyorum. Open Subtitles إنه ليس وكأنني لا أقدّر كل ما تفعلينه. لأنني أقدّر
    Bu ebeveynelerinin ya da öğretmenlerinin onlara söylediği bir şey değil. TED إنه ليس الأمر الذي يخبرهم به والديهم، أو يخبرهم به مدرسيهم.
    Pekala. Parti kılık kıyafeti açısından başarılı çalışmalarından biri değil. Open Subtitles حسنا ، إنه ليس أفضل أوقاتك للذهاب فيه إلى حفلة
    Mike bir suçlu değil, o yüzden başka bir nedeni olmalı. Open Subtitles إنه ليس بمجرم لذا لا شك أن الأمر يتعلق بشيء آخر
    Buna gözün gibi bakmalısın. Oyuncak değil o, çok değerli. Open Subtitles عليك الاهتمام بهذا العقد إنه ليس بلعبة, إنه قيّم للغاية
    Köle değil o. Benim malım değil ki sana vereyim. Open Subtitles إنه ليس عبدا ، أنا لا أمتلكه حتى أعيده لك
    O Musevi değil. Bu adamların nasıl insanlar olduğunu biliyor muydun? Open Subtitles إنه ليس يهودياً، أتعرفين كيف يعيشون هؤلاء الناس أتعرفين كيف يبدون؟
    Bu bir cilt rengi değil, bu bir yaşam tarzı, Brian. Open Subtitles إنه ليس فقط لون بشرة .. إنه أسلوب حياة .. براين
    O Uzay Polisi değil! Düşmanla savaşmıyor, lazer silahı yok ve de uçamıyor! Open Subtitles إنه ليس حامى الفضاء إنه لا يحارب الأشرار أو يطلق الليزر أو يطير
    O Uzay Polisi değil! Düşmanla savaşmıyor, lazer silahı yok ve de uçamıyor! Open Subtitles إنه ليس حامى الفضاء إنه لا يحارب الأشرار أو يطلق الليزر أو يطير
    Bak, buralarda uyuşturucu etkisinde araba kullanmaktan ceza alan ilk o değil. Open Subtitles اسمعي، إنه ليس أول شخص هنا يواجه تهمة القيادة تحت تأثير الكحول
    o değil ki, yan dairede oturan adam. Open Subtitles إنه ليس هو وإنما هذا هو الرجل في الغرفة التالية
    Kendisi kötü haberleri pek iyi karşılayan bir tip değildir. Open Subtitles إنه ليس من النوع الذي يتقبل الأخبار السيئة بشكل بسيط.
    Sistemine giriş yapmak çok bilgelik isteyen bir şey değildi. Open Subtitles إنه ليس متطور بشكل كافي لكي يتيح لنا الدخول للشبكة
    Umut falan değil, bir yalan ve ikimizin de ölümüne sebep olacak. Open Subtitles إنه ليس الأمل , انها كذبه و سوف تنتهي بنا الإثنان مقتولين
    Bu iyi bir şey değil ve verimsiz yanmadan kaynaklanıyor, yanmanın kendisinden değil. TED إنه ليس شئ جيد، وأنه من الإحتراق غير الفعال، وليس من الإحتراق نفسه.
    Çünkü o tür biri değil. Bir adım geri çekilip düşünelim. Open Subtitles إنه ليس من هذا النوع فلنرجع للوراء و نفكر بهذا قليلاً
    - Aptal. Orda değil ki. - Ben gemiyi arıyorum. Open Subtitles يا غبي ، إنه ليس فوق إنني أبحث عن المركبة
    Sana karşı dürüst değilim, ve ne yaptığımı da bilmiyorum. Open Subtitles إنه ليس عادلاً بالنسبة لكِ وأنا لا أعرف ما أفعل
    Çok akıllı biri değil ama işin o kısmında fena sayılmaz. Open Subtitles نعم، إنه ليس بذلك الذكي ولكنه جار جيد في الشقة المجاورة

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد