ويكيبيديا

    "ابنه" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • oğlu
        
    • oğlunu
        
    • oğlunun
        
    • oğluna
        
    • kızı
        
    • oğluyla
        
    • çocuğunu
        
    • çocuğu
        
    • kızım
        
    • çocuğunun
        
    • kızın
        
    • oğul
        
    • oğluyum
        
    • çocuğun
        
    • çocuk
        
    Şimdiki sahnede, Homer arasının açık olduğu oğlu ile barışma teşebbüsünde bulunacak. Open Subtitles في هذا المقطع الخاص جداً ..هومر يحاول المصالحة مع ابنه المجافي له
    Bak. Haber sunucusu Tom Tucker. Bu da oğlu olmalı. Open Subtitles انظر انه توم تكر من الاخبار ولابد ان هذا ابنه
    Ama oğlunu düşünün: babasını sürgün eden ülkeyi savunan bir ABD vatandaşı. TED لكن فكّر في ابنه: مواطن أميركي يدافع عن البلد التي نفت أبيه.
    Tek oğlunu neredeyse kaybeden bir adamın davranışını nasıl yargılayabilirsin? Open Subtitles كيف تحكم على سلوك رجل كاد يفقد ابنه الوحيد ؟
    dedi ve oğlunun Wired ile neden ilgilenmiş olabileceğini hiçbir şekilde anlayamadı. TED لم يستطع استيعاب أن يكون ابنه مهتما بوايرد، بأي شكل من الأشكال.
    Onunla birlikte ölen oğluna! Böylece mülkü diğer akrabasının oluyor. Open Subtitles ابنه الذى مات معه وهكذا تصبح أملاكه إرثاً لأقرب أقاربه
    - oğlu Jason bir zamanlar senin öğrencindi, değil mi? Open Subtitles ابنه ,جايسون , كان واحد من تلامذتك , أليس كذلك؟
    O dinlemek istiyorsunuz tek tek şu anda onun oğlu. Open Subtitles الشخص الوحيد الذي . يمكن أن يستمع له هو ابنه
    Gunnison Telefon Şirketinde, teknik servis yönetisi olan Buddy Benson ve genç oğlu Sam dün akşam evlerine dönmediler. Open Subtitles بادى بنسون ، مشرف اصلاح فى شركة جوينسون للتليفونات و ابنه الصغير ، سام، لم يرجعا منزلهما الليلة الماضية
    oğlu yaşıyor mu, ölmüş mü diye umursamayan bir baba ne işe yarar? Open Subtitles ما فائدة الأب الذي لا يأبه إن كان ابنه حياً أو ميتاً ؟
    Bir park yerinde baba ve oğlu silah zoruyla kaçırılmışlar. Open Subtitles تم خطف اب و ابنه للتو من مرأب بتهديد السلاح
    Karısı oğlunu da alıp doğuya taşınmış ve yeniden evlenmiş. Open Subtitles قامت زوجته بأخذ ابنه و توجهت نحو الشرق و تزوجت
    oğlunu Lyla Cutwright'la birlikte görüp sonrada sinirle parlamış olabilir. Open Subtitles قد يكون شاهد ابنه مع ليلى كاتورايت ثم فقد اعصابه
    Evet, ama sadece oğlunu yalanlarını, tecavüzü ve cinayeti örtbas ediyordu. Open Subtitles أجل، لكنه يغطي فحسب على ابنه الكاذب و المغتصب و القاتل
    oğlunun annesi bir sıkıntı yaratınca, onu tebaasından biri ile evlenmeye zorluyor. Open Subtitles ،فعندما يثبت عدم ملاءمة أم ابنه يجبرها على الزواج من أحد أتباعه
    oğlunun elimizde olduğunu kanıtlayıncaya kadar daha fazla oyunda kalmayacak. Open Subtitles انه لن يستمر معنا الا اذا اثبتنا اننا نملك ابنه.
    Evet. Ve iyi bir baba da oğlunun son maçını izlemeye gelirdi. Open Subtitles أجل ، والأب الصالح ما كان ليفوت مباريات ابنه في دوري الناشئين
    Ray Keene ya da oğluna bir şey olursa ensenizde olurum. Open Subtitles بالمناسبة , إذا حدث أي شيء لراي كين أو ابنه سألاحقك
    Görüyorsun, bu genç bayan da aynen kardeşimin kızı gibi düşünüyor. Open Subtitles أترى , تلك السيده الصغيره تقول بالضبط ما تقوله ابنه اختى
    Maalesef bu da, cumartesi sabahları oğluyla birlikte çıktıkları bisiklet turuna engel oldu. Open Subtitles لسوء الحظ, تعارض ذلك مع جولة السبت الصباحية حيث كان يصطحب ابنه فيها
    Beyaz saçlı adamın çocuğunu izlediğini sanacak ve ona ulaşmak zorunda kalacak. Open Subtitles سيظن أن الرجل الأشيب الشعر يتجسس على ابنه وسيضطر إلى اللقاء به.
    Bu adam, sağımdaydı ve önünde çocuğu vardı. Video oyunu oynuyordu. Bunu hatırlıyorum. Open Subtitles كان هذا الرجل إلى يميني و كان ابنه أمامه كان يلعب بلعبة الفيديو
    Yüzüm oldukça kötü bir durumda ve evde bakmam gereken bir kızım var. Open Subtitles لدى جانب بغيض جميل فى نفسى و لدى ابنه اعود اليها لرعايتها
    Kardeşin doğum izni istiyor böylelikle çocuğunun bezlerine hayran hayran bakarak zaman geçirebilir. Open Subtitles اخاك يحتاج لاجازة ابوية حتى يقضي المزيد من الوقت في الاعجاب بحفاضات ابنه
    İyi geceler. Bir kızın olduğunda bunun riskleride var Open Subtitles تلك واحده من المصاعب التى تجابهها عندما يكون لك ابنه
    Oradaki koltukta oturan bir baba oğul vardı. TED كان هناك أب مع ابنه كانا يجلسان على ذلك المقعد هناك.
    Adım Nick Flynn, oğluyum ve yazar olmaya çalışıyorum. Open Subtitles أنا نيك فلين، ابنه ، وأنا أحاول أن أكون كاتباً
    Tuhaf olan, çocuğun babası, oğlunun kaybolduğu günle aynı gün aynı yerde kaza yapan bir kadını arabasına almış. Open Subtitles ‫الشيء الغريب أن والد ‫الشاب أقلّ امرأة ‫كانت قد تعرضت لحادث هنا ‫في نفس اليوم ‫الذي اختفى فيه ابنه
    Bunu ona bir yaşındaki çocuk hâlâ odadayken mi söyledin? Open Subtitles واجهت تاجر مخدرات مع وجود ابنه ذو العام في الحجرة؟

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد