Bu gururla ilgili bir şey değil. Seni öldürmeye gelen cahil kişilerle alakalı. | Open Subtitles | هذا الأمر لا يتعلق بالكبرياء الأمر هو أن هناك بعض المتخلفين قادمين لقتلك |
Bu bilgisayar oyunlarından o anda alabildiğiniz bir şey değil. | TED | و هذا الأمر لا يحصل في ألعاب الكمبيوتر في الوقت الحالي على الإطلاق. |
- Ve işte... Umursamıyorum... - Bu bir şeyi değiştirmiyor. | Open Subtitles | لا أهتم بهذا الأمر لا يوجد أى إختلاف فى هذا |
Hayır, sana söyledim. Sorun para değil. Ben Önemli biri olmak istiyorum. | Open Subtitles | كلّا، لقد أخبرتك، الأمر لا يتعلق بالمال أريد أن أصل لشيء ما. |
Bu resimde bebek olmadığına dikkat edin. Çünkü bu iş böyle olmaz, çoğu çalışan anne için durum böyle. | TED | ستلاحظ أنه لا يوجد طفل في هذه الصورة، لأن الأمر لا يحدث هكذا، ليس بالنسبة لأغلب الأمهات العاملات. |
Şimdiye kadar işe yaramamasının sebebi karşındakiyle duygusal bağ kuramaman. | Open Subtitles | الأمر لا ينجح مع الاشخاص الاخرين لإنك لا تستثمر عاطفتك |
Yapabilirseniz, Buna karşı koyun. | TED | إن استطعتم، قاوموا هذا الأمر. لا تفعلوا هذا في المنزل. |
Ama karamsar da değilim zira biliyorum ki onları harekete geçirmek çok da zor değil. | TED | ،لكنني لست متشائمة كذلك لأنني أعرف أن الأمر لا يتطلب الكثير .لشحنهم |
Sana öyle gelmiyor olabilir ama şu anda çok hassas bir dönemdesin. | Open Subtitles | إنظري , أعلم بأن الأمر لا يبدو كذلك لكنك بوضعية هشّة الآن |
Sanki durmadan tekerim patlayıp duruyor. Bu her gün olan bir şey değil. | Open Subtitles | ليس وكأنه قد حدث لي تعطل في إطارات السيارة من قبل، فهذا الأمر لا يحدث يومياً |
Beni görmek istiyor ve bu her gün olan bir şey değil. | Open Subtitles | إنها تريد رؤيتي وهذا الأمر لا يحدث كـل يوم |
Artık bu, insanlar ve kurtçukların ya da ejderha ve kurtların ya da ejderhaya binen ve kurtçuklara kurt fırlatan insanların savaşından başka bir şey değil. | Open Subtitles | الأمر لا يعدو كونه حرب بين بشر وديدان أو تنانين وذئاب أو بشر يمتطون تنانين ويلقون بالذئاب على الديدان |
Artık bu, insanlar ve kurtçukların ya da ejderha ve kurtların ya da ejderhaya binen ve kurtçuklara kurt fırlatan insanların savaşından başka bir şey değil. | Open Subtitles | الأمر لا يعدو كونه حرب بين بشر وديدان أو تنانين وذئاب أو بشر يمتطون تنانين ويلقون بالذئاب على الديدان |
- Bu hiç iyi görünmüyor. - Umutsuz. Kesinlikle umutsuz. | Open Subtitles | الأمر لا يبدو علي غير ما يرام ميئوس منه,ميئوس منه تماما |
- Bu hiç iyi görünmüyor. - Umutsuz. Kesinlikle umutsuz. | Open Subtitles | الأمر لا يبدو علي غير ما يرام ميئوس منه,ميئوس منه تماما |
- Bu onun ilk ölüşü değildi ki. - Mesele, ölümü değildi. | Open Subtitles | الأمر ليس وكأنها ماتت من قبل الأمر لا علاقة له بموتها |
Ve öyle anlatiyor ki... Sanki bu Önemli degilmis gibi. | Open Subtitles | و الطريقة التي قالتها بها و كأن الأمر لا يهم |
Önemli olan işin başında ya da otoriteyi sağlayan olmanız değil. | Open Subtitles | الأمر لا يتعلق بإظهار أنك المسؤول أو استعرض نوعٍ من السلطة |
Hayır, olmaz. Yanlızca bu akşam için değil. Annem ondan hoşlanmıyor, onun uygun olmadığını düşünüyor. | Open Subtitles | لا , لا أستطيع , الأمر لا يتعلق بهذه الليلة فقط فأمي لا تحبه و لا تعتقد بأنه مناسب لي |
Önemli değil bırakırım, hiç zahmet olmaz diyen sen değil miydin? | Open Subtitles | قلت بأنّ الأمر لا يزعجك, وبأنّ لديك بعض المهمّات لتؤديها على كلّ حال. |
Duyuyorum ve kulaklarımı kapıyorum ama işe yaramıyor. | Open Subtitles | ويمكننى سماعها وأحاول منع الصوت بواسطة يدى لكن الأمر لا يفلح. |
Onlar Buna üzülmemiştir. Bir de böyle düşünmeye çalış. | Open Subtitles | إن الأمر لا يؤلم الآن أرجو منك النظر إليه بهذه الطريقة |
şimdi düşünüyorum da, onun doktor olduğundan emin değilim. | Open Subtitles | الآن إذ فكرت في الأمر لا أعتقد أنه طبيباً |
Planın bir parçası olduğu anlamına gelmiyor... ama durumun o kadar da iyi görünmediği kesin. | Open Subtitles | هذا لا يعني أنها كانت جزءاً من المؤامرة ولكن الأمر لا يبدو مبشراً أيضاً |