Onu unutamayız. Ben bunu, ülkenin tarihindeki en büyük tekil harcama olarak tanımladım. | TED | لا يمكننا أن ننسى ذلك. قمت بتعريف هذا كأكبر نفقات في تاريخ البلاد. |
Bana ülkenin bu kısmında şık görünümlü bir erkeğin hep hoş karşılandığı söylendi. | Open Subtitles | قيل لي أن الذكور المؤهلين هم علاج نادر في هذا الجزء من البلاد |
Biliyorsunuz, bu ülke hep duyduğumuz gibi bu büyük sağlık hizmeti tartışmasının içerisinde. | TED | كما تعلمون، هذه البلاد تخوض هذه الأيام في نقاش حول النظام الصحي الجديد. |
Sanırım duymamışsınızdır oysa ülke çapında tüm gazetelere yansıdı haber. | Open Subtitles | لاأعتقدأنكسمعتِعنذلك.. مع أنه قد ذُكر في كل صحيفة في البلاد |
Bu da para demek. Bence hazinesini ülkeden çıkarmaya çalışıyor. | Open Subtitles | ذلك يعني المال أعتقد هو يحاول لإبعاد ثروته عن البلاد |
Eğer ülkeye geçmeye çalışan insanlara bakarsanız, terörist izleme listesindeki insanlara bakarsanız büyük bir çoğunlukla havalimanlarında giriş yapıyorlar, sınırdan değil. | TED | وإذا نظرت إلى من يحاولون دخول البلاد ممن هم على قائمة الإرهاب فهم يدخلون بصورة كبيرة من المطارات وليس من الحدود، |
Ben İran'dan uzaktayken İslam devrimi İran'ın üzerine çökmüş ve ülkedeki Fars kültürünü bütünüyle değiştirerek İslam kültürüne evirmişti. | TED | بينما كنت غائبة عن إيران، وكانت الثورة الاسلامية في ايران تنحدر وحولت البلاد تماما من الفارسية إلى الثقافة الإسلامية. |
İyi tarafı da yok değil hani, ülkenin çoğu yerini görmüş oluyoruz ve... | Open Subtitles | الجانب الجيد في هذا العمل ان المرء يتعرف على اماكن كثيرة من البلاد |
İstifasını açıkladıktan sonra katıldığı basın açıklamasında bu ülkenin temelleri olan hak ve özgürlüklerin yok edilmesinde görev alamayacağı açıklamasını yaptı. | Open Subtitles | قال في مؤتمر صحفي بعد وقت قصير أنه لم يعد يستطيع المشاركة في تدمير الحريات الأساسية التي قامت عليها هذه البلاد |
ülkenin her yerinde. Yüzlerce kez. Bu benim standart konum. | Open Subtitles | فى كل البلاد , مرات عديدة لقد كانت محاضرتى الرئيسية |
Ayrıca, ülkenin en iyi SEAL timi senin yanında olacak. | Open Subtitles | كما يدعمك أفضل فريق لدى قوات الاستكشاف البحرية في البلاد |
ülkenin her tarafında çapulcular sahipsiz mağazaları yakıp yıkmaya devam ediyorlar. | Open Subtitles | فى انحاء البلاد يواصل المشاغبون فى إشعال النيران فى المخازن المتروكة |
Sonuçta, ülke genelindeki tüm genetik laboratuarlardan yardım alarak bilinen türün DNA'sında biyolojik bir değişimle yeni bir tür yarattık | Open Subtitles | ذلك ، بمساعدة من المختبرات الجينيه في جميع انحاء البلاد. أعدنا توحيد النمل الابيض ومانتيد الدي خلق مواجهة وكيل مضاد |
Herkes benden bir parça istiyor. Terapistim bile ülke dışında. | Open Subtitles | كل منهم يريد قطعة من لحمي طبيبي النفسي خارج البلاد |
Adam'ın ailesi ülke çapında bir çok gazetenin sahibi Phoebe. | Open Subtitles | تَمتلكُ عائلةُ آدم عِدّة صُحُف في كافة أنحاء البلاد فيبي |
ülke küçülüyordu, kararlı ve hırslı olan herkes batıda iyi bir hayat kurabilirdi. | Open Subtitles | البلاد كانت تنكمش، وكان هناك حياة تقام بالغرب لأيّ رجل لديه الدافع والطموح |
Ve tüm amaç ve gayeleri ülkeden dışarı atmaktı, o yüzden evet. | Open Subtitles | كانو بسبب كل النوايا والأغراض مطاردين في هذه البلاد , اذن نعم |
Çinli bir ajanın Rus teknolojisi içeren bir parçayla ülkeden çıkmaya çalıştığını ve bir askerî saldırıda halledildiğini gösteren notları yükledik. | Open Subtitles | قمنا برفع مذكرات تشير أن .. عميلاً صينياً كان يحاول تهريب قطعة من تكنولوجيا الروس خارج البلاد وقُتل في هجوم عسكري |
Tıpkı benim de bu ülkeye ilk geldiğimde olduğu gibi. | Open Subtitles | كما أنا كنت مستميت عندما جئت أولا إلى هذه البلاد. |
Bu ülkeye geldikten birkaç yıl sonra bir adamla tanıştım. | Open Subtitles | بعد سنوات قليلة من مجيئي لهذه البلاد, قابلت ذلك الرجل |
Büyük Kanyon'daki Colorado Nehri ülkedeki en yüksek türbülans düzeyine sahip. | TED | نهر كولورادو في الأخدود العظيم، هو أكثر الأنهار أمواجاً في البلاد. |
Robbie'nin ailesi yurt dışına çıktıklarında.. hemen eve kabul etti. | Open Subtitles | فقد دعت روبي الى العش عندما سافرو ابويه خارج البلاد |
İnan bana. Eğer bir şey bilseydim, kızlarımı şehir dışına çıkarırdım. | Open Subtitles | . صدقينى ، اتعلمى , أنا كنت سأخرج بناتى من البلاد |
Mesela öteki ülkelerde nüfusun yarısı 10 yaşına gelmeden açlıktan kırılıyor gibi. | Open Subtitles | إذ أنّه في البلاد الأخرى يموت نصف السكّان جوعًا بحلول سنّ العاشرة. |
Sanırım bunun anlamı, Amerika hükümeti Raj'ı ülkeden kovuyor demek oluyor. | Open Subtitles | أظن أنه يقصد أن الحكومة الأمريكية سوف تقوم بطرده من البلاد |
Eğer resmi yollardan sorulursa, bu ülkeler onlara izin verirler. | Open Subtitles | إن طلبت بشكل رسمي فستسمح تلك البلاد بدخول عائلة إسكوبار |
Daha fazlası. Ben ortalığı yatıştırana kadar yurtdışına çıkmanı istiyorum. | Open Subtitles | هذا تقريباً, لذا اريدك خارج البلاد إلى أن أرتب الأمور |
İnsanları öldürmek için şehrin bir ucundan öbür ucuna sürebiliriz. | Open Subtitles | يمكننا ان نقود السيارة عبر البلاد و نقتل الناس فحسب |
Ama eğer kendini bırakıp da fazla korkarsan... ülkemiz kötü adamların hakimiyetine girer. | Open Subtitles | ولكن إذا ما تركت نفسك للخوف أكثر ثم تترك الأشرار يسيطرون على البلاد |
Hem dünyanın hem de ülkemizin, politik tartışmaların daha iyi yönetilmesine ihtiyacı var. | TED | حول الشئ الذي يحتاجه العالم، أحد الأشياء التي تحتاجها هذه البلاد بشدة هو طريقة أفضل لإجراء مناظراتنا السياسية. |
Şimdi tüm ülkede onun kadar iyi bir ustabaşı olduğundan kuşkuluyum. | Open Subtitles | الآن أَشك فيه إذا هناك أدق رئيس عمال في هذه البلاد |