soruşturmayı ben yürütürüm,_BAR_siciline de bakılınca her şey mantıklı görünür. | Open Subtitles | أدير التحقيق,و من خلال سجلك أستطيع الصاق أي شئ بك |
Bakın, bu iş başladığında işin başında olsaydınız, bu soruşturmayı yürütüyor olsaydınız, ifade verme konusunda farklı düşünüyor olabilirdim. | Open Subtitles | ممكن لو أنت كنت المسئول الأول عندما بدأ هذا الأمر وتباشر التحقيق بنفسك كنت سأشعر بإحساس مختلف عن الشهادة |
Sonra onlara kahvaltıya gideceğini ve soruşturmanın iyi ilerlediğini söyle. | Open Subtitles | اخبرهم انك ذاهب الى الفطور وان التحقيق يسير بشكل جيد |
Tamamı erkek olan araştırma ekibiyle bütün mahrem yerlerimi özenle paylaştım. | TED | فقد شاركت بمعاناة أجزاء جسدى الخاصة مع كل ذكور فريق التحقيق |
Polis, soruşturmaya katkı sağlayacak bilgisi olanları Irishtown Polis Karakolu'na gelmeye veya ücretsiz polis hattını aramaya çağırdı: 1800666111. | Open Subtitles | غاردي يطالب أي أحد لديه معلومات أن يتواصل مع فريق التحقيق لدى مركز الشرطه أو الاتصال على الرقم 1800666111 |
Mahkemeden önceki soruşturmada, diğer beş gencin hepsine, aynı fotoğraf dizisinden fotoğraflar gösterildi. | TED | وفي التحقيق الذي جرى قبل المحاكمة الفعلية، عرضوا الصور نفسها، على جميع المراهقين الآخرين. |
Bir numaralı sorgu odasına bir ekip gönderin. Lanet olsun! | Open Subtitles | لدينا الرمز 12 قيد التنفيذ نحتاج لفريق لغرفة التحقيق واحد |
İki öğrencinin vahşice öldürülmesinin soruşturması .devam ederken bir öğrenci hala kayıp. | Open Subtitles | التحقيق المتواصل لجرائم القتل الوحشية لطالبين، مع طالب وحيد ما زال مفقوداً |
Bay Highsmith soruşturmayı bana devrettiğini söylediğinde hayretler içinde kaldım. | Open Subtitles | لقد اندهشت عندما السيد هاي سميث وضعني على رأس التحقيق |
Tamam, kahretsin, bunun olmasından nefret ediyorum soruşturmayı ben üstleniyorum. | Open Subtitles | اللعنة، حقا لم ارغب بحدوث ذلك لذا سأقود هذا التحقيق |
Bakanlıktan ve Avrupa Birliğinden soruşturmayı kapatmamız için baskı alıyoruz. | Open Subtitles | إن الوزارة والإتحاد الأوروبي تضغطان علينا للتخلي عن هذا التحقيق |
soruşturmanın her adımını kontrolün altında tutuyorsun. Hiç kimsenin nefes almasına izin vermiyorsun. | Open Subtitles | تسيطر على كل خطوه فى هذا التحقيق ولا تسمح لأى شخص أن يتنفس |
Zamanımız kısıtlı ve bir delinin soruşturmanın seyrini değiştirmesini istemiyoruz. | Open Subtitles | ونحن لسنا بحاجة لبعض المجانين كي يشتتوا إنتباهنا في التحقيق |
Kiliseyi kimin yaktığını ve altı masum çocuğu öldüreni bulmak için yapılan araştırma. | Open Subtitles | التحقيق الذي تسبب بإحتراق الكنيسة وقتل ستّة أطفال أبرياء. تجرون تحقيقاً، أليس كذلك؟ |
Evet, bu bir kültür... ve buna göre araştırma yapmamız gerek. | Open Subtitles | نعم ، هذه هي الثقافة ونحن بحاجة إلى التحقيق وفقاً لذلك |
Ajan Cooper, soruşturmaya sizin ekibiniz bakacak ve tüm rehine pazarlığını onlar yapacak. | Open Subtitles | وكيل كوبر، القوة مهمتك سيتم تشغيل نقطة على التحقيق و أي مفاوضات الرهائن. |
Belki de yapmalısın. soruşturmaya devam edin. Bir adım önde ol. | Open Subtitles | رُبما ينبغي عليك فعل ذلك كُن على علم بسير مُجريات التحقيق |
soruşturmada epey ilerleme kaydetmişsiniz. | Open Subtitles | لقد أحرزت تقدّما كبيرا في التحقيق في خلال هذا الوقت |
Sarah James, onunla San Diego'da yaşayan kadın, şu an sorgu odasında. | Open Subtitles | سارة جمس التى عاشت معها في سان ديغو في غرفة التحقيق الان |
Aile durumdan haberdar edildi ve şu anda bir cinayet soruşturması sürmektedir. | Open Subtitles | وقد تم إخبار العائلة وقد بدأنا حالياً في التحقيق في قضية القتل |
Kurbanımızın hayatını araştırmaya başlayınca ne kadar çok bilgi toplayacağımız... | Open Subtitles | كم من المعلومات التي نجدها لنبدأ التحقيق ومعرفة هوية منشودنا |
Departmandaki haini bulma soruşturmasını sen başlattın ve böylece suikast olduğunda, şüpheliler listesinin en altında yer alacaktın. | Open Subtitles | لقد بدأت هذا التحقيق بسبب وجود خائن فى ادارتنا لذا حين تتم عملية الاغتيال تكون أنت فى ذيل قائمة المشتبه بهم |
Albay BM'nin olayı araştırmak için zamanı veya insan gücü olmadığını söylüyor. | Open Subtitles | العقيد يعني أن الأمم المتحدة ليس لديها الوقت أو القدرة على التحقيق. |
Kısa düşen atışlar söz konusu ise bir soruşturmadan kaçınırım. | Open Subtitles | في حالات النيران الصديقة كهذه الحالة يستحسن ان نتجنب التحقيق |
Yani bu andan itibaren bu araştırmanın her adımında onlara danışmamızı istiyorlar. | Open Subtitles | الذي يعني بأنّهم يريدون إلى يكون مستشارا على كلّ قرار هذا التحقيق. |
Harold tedirgin olduğu ya da devam etmek istemediği an bu sorgulama biter. | Open Subtitles | بأي وقت يصبح هارولد منزعجاً أو غير راغب بالتعاون, فهذا التحقيق سيعتبر منتهياً. |
Bir sürü dedektiflik yapıyorum altın bir nişanı olmayan birine göre. | Open Subtitles | أقوم بالكثير من عمل التحقيق بالنسبة لشخص لا يحمل شارةً ذهبية |
Ian Blackburn soruşturmasında polise yardım ediyoruz. | Open Subtitles | نحن نساعد الشرطة في التحقيق بمقتل بلاكبورن |