ويكيبيديا

    "الثقة" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • güven
        
    • güveni
        
    • güvenmek
        
    • güvenebilirsin
        
    • güvenin
        
    • güvenini
        
    • emin
        
    • özgüven
        
    • güvenebilir
        
    • güvenebileceğimi
        
    • güvene
        
    • güvenilmez
        
    • güvenilir
        
    • güvenemezsin
        
    • güvenmeyi
        
    Sosyal sermaye, güven inşa eden itimat ve karşılıklı dayanışmadır. TED رأس المال الإجتماعي هو الاعتماد و الترابط الذي يبني الثقة.
    Madem ki karşılaştığımız bir çeşit güven sorununu tecrübe etmiş oldunuz, bu süreçte gerçekleştirdiğimiz birkaç keşfi paylaşmak istiyorum. TED والآن، بعد أن جرّبتم جزءاً من تحدّي الثقة الذي كنّا نواجهه، سأطلعكم على ما اكتشفناه في طريقنا بهذا الخصوص.
    Biz de güven oluşturmak ve bu 2,5 milyar kişiyi finansal erişime ulaştırmak için bir yol bulmak istedik. TED لذلك أردنا أن نجد طريقة لبناء الثقة ولإتاحة الخدمات الائتمانية أو المالية لهذه الفئة والتي يبلغ عددها ٢.٥ مليارشخص
    Ama herbiri sevgiyi hisseder... ...hayatta karşılaşacakları gerekli olan güveni kazanırlar. Open Subtitles لكن كلاها يشعر بأنه محبوب تكتسب الثقة التي تحتاجها لمواجهة الحياة
    Bu davada Dedektif Marks'a güvenmek kötü bir fikir gibi gelmiyor. Open Subtitles قد لا تكون فكرة سيئة الثقة بالمحققة ماركس في هذه الحالة
    Yüz yüze inşa ettiğimiz güven sanal ortama aynen aktarılabilir mi? TED هل تُترجم الطريقة التي بنينا بها الثقة وجهًا لوجه على الإنترنت؟
    Şimdi, taksi dernekleri, güven kümesinin ilk katmanını meşru kıldılar. TED الآن، شركات سيارات الأجرة، أجازوا الطبقة الأولى من كومة الثقة.
    Şimdi, bu, güven kaymasının nasıl davranış ve tüm sektör çerçevesinde meydana geldiğine gerçekte güçlü bir örnek, hikayeyi geriye döndüremezsin. TED الآن، هذا هو توضيح قوي حقًا كيف بمجرد أن حدث تحول الثقة حول السلوك أو القطاع بالكامل، فلا يمكنكم عكس القصة.
    Bu denklemde eksik kalan temel ögelerden birinin öz güven olduğuna inanıyorum. TED وأنا على يقين أن الثقة هي إحدى الأشياء الرئيسية المفقودة من المعادلة
    Dünya görüşünüz, gerçi bu hayatınızdaki herşeyi belirler, çünkü düşüncelerinizi ve aldığınız kararları kurduğunuz ilişkileri belirler, güven seviyenizi belirler. TED لكن نظرتك للعالم، تحدد أي شئ آخر في حياتك، لأنها تحدد قراراتك، إنها تحدد علاقاتك، إنها تحدد مستوى الثقة لديك.
    Ona güven ve sabır gösterdiler, bir o kadar da sevgi. Open Subtitles أظهرا الثقة به و طول حِلمهما عليه كما أظهرا حبهما له
    Umarım ben imparator sen de kral oldugunda aramızda daha çok güven olur... Open Subtitles ءأمل أن تكون الثقة بيينا أكثر عندما أكون الامبراطور و انت الملك الجديد
    Umarım ben imparator sen de kral oldugunda aramızda daha çok güven olur... Open Subtitles ءأمل أن تكون الثقة بيينا أكثر عندما أكون الامبراطور و انت الملك الجديد
    General, onun kaybolmasının ardında güven'in olduğuna bir şüphe yok. Open Subtitles لواء ، ليس هناك سؤال على أن الثقة وراء إختفائَها
    Bana, imkansız şeylerin peşinden gidebilmek için gerekli güveni verdi. Open Subtitles اعني، لقد اعطاني الثقة لمحاولة الحصول على اشياء تبدو مستحيلة.
    Sanırım şu an sana güvenmek konusunda biraz sorun yaşıyorum. Open Subtitles أعتقد أن لدي القليل من المشاكل في الثقة بك حالياً
    Sana tekme tokat girişen birinin bunu söylemesi komik olacak biliyorum ama bana güvenebilirsin. Open Subtitles اعتقد ان هذا قد يبدو شيئا فكاهياً بعض الشئ والكلام قادم من الشخص الذى قضيت بعض الوقت فى ضرب رأسها ولكن يمكنك الثقة في
    Kurumlardaki ve bir çok kurumsal markadaki güvenin nasıl hızla azaldığı ve azalmaya devam ettiği çok konuşulan bir konu. TED وتم الحديث بشكل واسع حول كيف أن الثقة في المؤسسات والعلامات التجارية المتعددة قد تراجعت ولا تزالُ كذلك بشكلٍ مستمر.
    İnsanlığa dair güvenini kaybetmektense mutlu sona olan inancını kaybetmek daha kötü. Open Subtitles وبقدر ما يبدو فقدان الثقة بالانسانية سيئا فقدان ثقتك بالنهايات السعيدة اسوء
    Bu yüzden insanların kendileri hakkında ne kadar emin olduklarına bağlı olmadan, söyledikleri şeylere meydan okuyan bir deney yaratmak istedik. TED لذا أردنا خلق تجربة، تتيح لنا أن نتحدّى ما يقوله الناس عن أنفسهم، بغض النظر عن مدى الثقة التي يبدون عليها.
    özgüven eksikliği Brezilya açısından büyük bir sorun ve 17 yaşında bir gençle maça başlanmasını gerçekten anlamak zor... Open Subtitles لان نقص الثقة هي المشكلة الحقيقية بالنسبة للبرازيلين و البدء ب 17 عام كلاعب اساسي سوال يصعب الاجابة عنه
    Şimdi sana güvenebilir miyim bilmiyorum Joe. Open Subtitles الآن لا أدري اذا ما يمكنني الثقة بك جو ؟
    Onu çocukluktan beri tanıyorum, ve ona güvenebileceğimi biliyordum. Open Subtitles كنت أعرفه جيدا منذ الطفولة و كنت أعرف أنني أستطيع الثقة به
    Ama gizli muhbirlik bir dedektifle güvene ve saygıya dayalı bir ticarettir. Open Subtitles لكن المخبر يتقاضى استناداَ على الثقة الطبيعية والاحترام مع ضابط قانوني محدد
    Çok ikna edici konuşacaktır ama güvenilmez biri olduğundan hiç kuşkunuz olmasın. Open Subtitles سيبدو مُقنِعًا جدًا لكنه لا يُخطئ هذا الرجل لا يمكنكم الثقة به
    7 yılımı güvenilir güvenlik şefi Steven Cordoba olarak harcadım. Open Subtitles أمضيت سبع سنوات بصفتى ستيفن كوردوبا رئيس الأمن محل الثقة
    Konu karpuzsa bir domuza güvenemezsin. Open Subtitles لا تستطيع الثقة بخنزير حول البطيخ ، فهمتني؟
    Hep beni dışarıya açılmaya, tecrübe kazanmaya, eğlenmeye zorluyorsun ama bana güvenmeyi reddediyorsun. Open Subtitles أنت تدفعني دائماً للخروج إلى العالم، للتجربة، والحظيّ بالمرح، لكنّك ترفض الثقة بي.

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد