Hataları her yerde görmek mümkün, dökümanlarda, kaptanın adı yanlış olabildiği gibi, bazı botlar aslında denize hiç açılmamış. | TED | هناك أخطاء في كل مكان، أخطاء في المستند، وهو الاسم الخاطئ للقبطان، وبعض القوارب لم تذهب ابدًا إلى البحر. |
Yani tipki benim gibi, 22 yaşında bazılarınız yanlış bir yola sapmış ve yanlış bir insana aşık olmuş olabilirsiniz, hatta belki de patronunuza. | TED | قد يكون بعضكم مثلي عند 22 من العمر سلك المسار الخاطئ و سقط في حب الشخص الخاطئ حتى و إن كان رئيسك في العمل |
Şunları buldum: Çoğu insan yanlış şey için endişe ediyorlar. | TED | وهذا ما وجدته: ينتاب معظم الناس قلق بشأن الأمر الخاطئ. |
Bir ay önce ben yanlış erkekle birlikteydim ve sen evliydin. | Open Subtitles | بالكاد قبل شهر ، كنت مع الرجل الخاطئ ، وانت متزوج |
- Tanrım, görünüşe göre yanlış adamı sinirlendirdin, cırtlak sesli. | Open Subtitles | يا للهول, يبدو أنكِ قد أغضبتي الشخص الخاطئ يا آنسة. |
Bir ay önce ben yanlış erkekle birlikteydim ve sen evliydin. | Open Subtitles | بالكاد قبل شهر ، كنت مع الرجل الخاطئ ، وانت متزوج |
En azından yanlış kişiye aşık olmuş birini bağışlayabileceğini düşünüyorum. | Open Subtitles | انه على الأقل ستغفرين لشخص وقع في غرام الشخص الخاطئ |
Eğer öyle değilse... yanlış çocuğun şampuanına işemişim demektir, adamım. | Open Subtitles | إذا لم يكن كذلك فأنا تبولت في شامبو الرجل الخاطئ |
O zaman, kızlarımdan biri benden bir şey saklamıyorsa yanlış adrestesin demektir. | Open Subtitles | إن لم تكن إحدى بناتي تخبيء شيئاً عنـّي فأنتِ في العنوان الخاطئ |
En azından benim kızlarımın, bir şeyi sakladığı kesin. Çünkü yanlış adres... | Open Subtitles | إن لم تكن إحدى بناتي تخبيء شيئاً عنـّي فأنتِ في العنوان الخاطئ |
yanlış anlama ama uyuşturucu kullanan bir fahişeye göre oldukça ateşlisin. | Open Subtitles | لا تأخذين هذا الشيء للاتجاه الخاطئ لكنك مدمنة مخدرات فاتنة للغاية |
Rahatsız ettiğim için özür dilerim. yanlış yere geldim herhalde. | Open Subtitles | انظر, أنا آسف لإزعاجك لا بد أنه لدي المكان الخاطئ |
yanlış çocuğu buldukları için yaptıkları hatayı kabul etmemek için. | Open Subtitles | حتى يتجنبوا الاعتراف أنهم ارتكبوا خطأ عبر احضار الصبي الخاطئ |
Sanırım benim yüzümden kızgınsın. Özür dilerim. yanlış ifade ettim. | Open Subtitles | انت متضايق وانا ضايقتك, انا اسفة لقد قلت الشيء الخاطئ |
Tabi, yanlış tarafa çok baskı yaparsanız kıpırdayacak yer kalmaz. | Open Subtitles | بالطبع, التحرك الى الجانب الخاطئ و لا يوجد مجال للتراجع |
Otobüse biniyor ve otobüs giderken... yanlış yoldan gittiğini fark ediyor. | Open Subtitles | استقلت الحافلة وبينما كانت الحافلة تمضي أدركت أنها تسلك الطريق الخاطئ |
Evet , ama yanlış bir kesimin ilgisini çekmeye başladığını düşünüyorum. | Open Subtitles | نعم انها كذلك اظن انك بدأت تجذبين النوع الخاطئ من الجماهير |
Herkes sana yanlış bir şeyin doğru olduğunu söylese bile. | Open Subtitles | حتي لو كان الجميع يخبرك بأن الشيئ الخاطئ هو الصواب |
Kamp bana, beni yanlış yöne itiyorsa toplumsal etkileri reddedebilmeyi öğretti. | Open Subtitles | أن أرفض التأثير المجتمعي و الذي كان يوجهني الى الطريق الخاطئ |
İkiniz de bir noktayı kaçırıyorsunuz. Onlara yalan söyledim yani yanlış yeri kazıyorlar. | Open Subtitles | انتم لا تفهمون, لقد كذبت عليهم وهذا يعني انهم يحفروا في المكان الخاطئ |
Askeri istihbarat, rüzgarın ters yönde estiği ve havanın gazın işe yaramayacak kadar soğuk olduğuydu. | Open Subtitles | لحكمة ما فقد كانت الرياح تهب في الاتجاه الخاطئ.. و الجو أبرد من أن يعمل الغاز |
Hikayenin kötü sonla biten tarafında olmak istemezsin değil mi? | Open Subtitles | هل تريد أن تكون مع الجانب الخاطئ للمرة الثانية ؟ |
70'lerde, ulusal parklara yatırım yaptık. Bu da bizi özellikle gelişmekte olan ülkelerde gördüğümüz ve hatalı olduğunu düşündüğüm "her ne pahasına olursa olsun büyüme" fikrinden uzak tuttu. | TED | في سبعينيات القرن الماضي، استثمرنا في الحدائق الوطنية، مما أبقانا بعيدًا عن المنطق الخاطئ للنمو والنمو والنمو بأي ثمن الذي نرى أن الآخرين يسعون لتبنيه خصوصاً في العالم النامي. |
Önceleri, tekrar yarışmanın bir hata olduğunu düşünüyordum. | Open Subtitles | ظننت بالبداية أنه كان من الخاطئ الدخول بسباق آخر |
Cinsiyetin ve rengin yanlis ve ailenin çok parasi var, üzgünüm. | Open Subtitles | انت الجنس الخاطئ ,واللون الحاطئ وعائلتك لديها اموال كثيرة انا اسفة |
Yani HDL kolesterolünü artırmak için balık yemek ya da balık yağı kapsülü almak yanlıştır. | Open Subtitles | فذلك هو السبب الخاطئ لتناول السمك، أو بأخذ كبسولات زيت السمك لترفع من الكوليسترول الحميد. |
Şöyle ki buradan yanlışlıkla dönmüşsün, o yüzden buradan dönmelisin | Open Subtitles | لقد أخذت المنعطف الخاطئ هنا، يجب أن تذهب من هنا |