ويكيبيديا

    "الذهاب إلى" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • gitmek
        
    • gidip
        
    • gitmem
        
    • gitmeyi
        
    • gidebilir
        
    • gitmeye
        
    • gitmekten
        
    • girmek
        
    • gitme
        
    • gitmen
        
    • gitmeliyim
        
    • gidelim
        
    • gelmek
        
    • git
        
    • gidemezsin
        
    Bugün bile, artık her sorununız olduğunda doktora gitmek zorunda değilsiniz. TED أصلا اليوم ، ليس عليك الذهاب إلى الطبيب في عدة حالات.
    Ve turların tümü tamamen interaktif, eğer bir yere gitmek istersem -- TED و كل الجولات تفاعلية بالكامل، فماذا لو أردت الذهاب إلى مكان ما
    Ve umarim insanlari bu websitesine gitmek icin ikna etmek. TED ونأمل أن ذلك سيلهم الناس على الذهاب إلى ذلك الموقع.
    Ya da Random House sitesine gidip kitaptan bu parçayı bulabilirsiniz. TED أو يمكنك الذهاب إلى موقع راندوم هاوس حيث يوجد هذا المقتطف.
    Bu sefer, ders bittiğinde gitmem gereken bir evim vardı. TED وهذه المرة، كان علي الذهاب إلى المنزل عندما ينتهي الدرس.
    Arılardan sadece belirli bir renge gitmeyi değil, ayrıca belirli bir renkteki çiçeğe sadece özel bir şablondaysa gitmeyi öğrenmelerini istedik. TED طلبنا من النحل تعلم ليس فقط الذهاب إلى لون معين، ولكن إلى زهرة بلون معين فقط عندما تكون في نمط معين.
    Biliyorum. Ben de senin gibi harika zamangeçiriyorum. Şuan eve gidebilir miyiz.? Open Subtitles أعرف حتى أنا أحظى بوقت رائع هل يمكننا الذهاب إلى البيت الان
    Yemek için şehir dışında bir yere gitmek ister misin? Open Subtitles أتريدين الذهاب إلى مكان ما خارج البلدة لتناول العشاء ؟
    Eve gitmek hoşuma gider. Evet, eve gitmek hoşuma gider ve eve gidiyorum. Open Subtitles انا أودّ الذهاب إلى البيت، وسأذهب إلى البيت وسأخبرك شيئاً واحداً لعيناً بعد
    Ben odama gitmek istemiyorum. Dolabımda şeytani bir maymun var. Open Subtitles لا أريد الذهاب إلى غرفتي يوجد قرد شرير في خزانتي
    Daha sonra, ağlamaya başladı ve kusarak eve gitmek zorunda kaldı. Open Subtitles بعد ذلك بدأت في البكاء و الذهاب إلى منزلها وهي مريضة
    Ne yapmak istediğimi söyleyecek olursam Dodger Stadyum'una gitmek istiyorum. Open Subtitles في الحقيقة، ما أريد فعله هو الذهاب إلى ملعب دوغر
    Tabutu açmak ve incelemek için biraz daha emin olarak hakime gitmek istiyorum. Open Subtitles أفتح الصندوق وأبحث بداخله ، أريد الذهاب إلى القاضي مع الكثير من التأكد
    Bu aslında astronot olmak gibi birşeydi çünkü biz kimsenin daha önceden görmediği şeyleri görür ya da gidip görmediği yerlere giderdik. TED كأنّنا كنّا رائدي فضاء، لأنّنا تمكّننا من الذهاب إلى أماكن و رؤية أمور لم يسبق لأحد رؤيتها أو الذّهاب إليها من قبل.
    O zaman belki bi motele gidip bütün gün sevişebiliriz. Open Subtitles إذاً ربما علينا الذهاب إلى أي نزل ونعبث طوال اليوم
    Babamın garajına gitmem lazım. Bilgisayarları satmasında yardım etmek için. Open Subtitles عليّ الذهاب إلى مرآب أبي لمساعدته في بيع أجهزة الحاسوب.
    Boş tarlaların ve şelalelerin olduğu güzel yerlere gitmeyi severim. Open Subtitles كم أُحِبُّ الذهاب إلى الأماكن الجميلة حيث الشلالات والحقول الفارغة
    Çocuğunun sağlıklı olmasını istiyor, böylece pazara gidebilir evde kalmak zorunda olmaz. TED هي تريد أن يكون طفلها سليما معافى, حتى تستطيع الذهاب إلى السوق و لا تضطر البقاء معه في المنزل.
    RW: Bir gece filme gitmeye veya bir şeyler yapmaya ne dersin? TED رايان: ليلة واحدة، هل تريد الذهاب إلى السينما أو شيء من هذا؟
    ...falcıların akıl çelen sözleri alıkoyabilir onu bugün meclise gitmekten. Open Subtitles وربما تقنعه النذور بأن يمتنع عن الذهاب إلى الكابيتول اليوم
    Ancak benim yöntemim korktuğum şeyleri, ürktüğüm şeyleri, bilmediğim şeyleri yapmak, kimsenin henüz bulunmadığı alanlara girmek. TED ولكن تكمن طريقتي في القيام بأشياء تُخيفني، أشياء لا أعرفها، الذهاب إلى أماكن لم أزرها من قبل.
    Ve okula gitme ve bilimi düşünme dışında hiçbirşey yapmadık. Open Subtitles و لا نفعل شيئاً غير الذهاب إلى الكلية والتفكير بالعلوم
    Polise gitmen bir şans işi olmuş ama şimdi iyi ellerdesin. Open Subtitles إنها لعبة حظ, الذهاب إلى الشرطة, لكنك الآن في أيد أمينة.
    Evet bırak bunu ben alayım. 8:30'a gitmeliyim ,o nedenle.... Open Subtitles نعم، لاخذ هذه الأشياء علي الذهاب إلى إجتماع ال 8:
    Burada mı kalmak istersin, başka bir yere gidelim mi? Open Subtitles حسناً، أترغبين بالبقاء هنا أم الذهاب إلى ثمّة مكان آخر؟
    Otani'yi de davet edip yarın festivale bizimle gelmek ister misin? Open Subtitles هل تريدين أن تدعي اوتاني و الذهاب إلى المهرجان معنا غداً؟
    Nedenini sormalısın. Okula git ve sor. Open Subtitles يجب أن يعطوكى سببا يجب الذهاب إلى المدرسة وتسألى
    Ve sen, kardeşim.... ...pazartesi işte hile yapıp, pazar günü kiliseye gidemezsin. Open Subtitles وأنت يا أخي لا يمكنك الذهاب إلى الكنيسة يوم الأحد وتغش في الأعمال يوم الاثنين لا

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد