Bu yüzden harekete geçmezsek, bugün bir şeyler yapmazsak, çok yakın bir zamanda, bazılarının tabiriyle zaman ayarlı tedavi bombasıyla yüzleşeceğiz. | TED | لذلك ما لم نتصرف ، ما لم نفعل شيئا اليوم فسنواجه في القريب العاجل ما أسماه البعض قنبلة الزمن بالنسبة للعلاج. |
zaman içinde, birkaç sistemin aileden daha çok 'waterfall' olmasının bir sebebi vardır. | TED | هناك سبب جعل بعض الأنظمة تعمل كالشلال اكثر من الأسرة على مر الزمن. |
Ben de geçidi kullanarak zaman yolculuğu yapmayı planladığından bahsettiğini hatırlamıyorum. | Open Subtitles | وأنا لا أذكر انك ذكرت خطتك السفر عبر الزمن باستخدام المدخل |
Platon, muhteşem fikirleriyle birlikte, zamanın sınamasına tam olarak uymayan birkaç fikre sahipti. | TED | وبالرغم من أفكاره العظيمة، كان لأفلاطون أفكاره التي لم تصمد أمام اختبار الزمن. |
Hiç yok nükleer enerji korkumuz, çünkü zamanı durduramaz hiçbiri. | TED | لا تخافوا اللطاقة الذرية فلا أحد منهم يستطيع إيقاف الزمن. |
Tüm bu zaman boyunca, bir kez bile "nasılsın?" diye sormadın. | Open Subtitles | وبكل هذا الزمن لم تخرج منك أبدا حتى كلمة كيف حالك |
...20. yüzyılın meselesininse farklı zaman algılarının bir aradalığı olduğunu. | Open Subtitles | وأن اللغز الأعظم بالقرن العشرين سيكون مفاهيم مختلفة عن الزمن. |
Şurada zaman aracını saklamak için küçük bir mağara var. | Open Subtitles | هناك كهف صغير هناك سيكون مكاناً جيداً لتخبيء عربة الزمن. |
Şu zaman şeyinde sıkıştın. Tahmin edeyim, orjinal mürettebattan birisin değil mi? | Open Subtitles | لقد علقت في الزمن دعني أخمِّن أنت واحد من الطاقم الأصلي, صحيح؟ |
Çünkü onu son gördüğümde zaman yolculuğuyla ilgili bir şey bilip bilmediğimi sormuştu. | Open Subtitles | لأنني آخر مرة رأيته سَألني لو كنتُ أعرفُ شيئا عن السّفر عبر الزمن |
zaman ve sebep sonuç ilişkisinin temel yasası yüzünden geleceğinin değiştirilmemesi gerektiğini biliyorum. | Open Subtitles | أعرف القاعدة الأساسية للزمن وهي أنه لا ينبعي أن يحاول المرء تغيير الزمن |
Ee, Giles'ın senin okuldaki çıldırtıcı zaman atlamaların hakkında bir fikri var mıymış? | Open Subtitles | إذاً جايلز هل لديك أي آراء عن حادثة تسريع الزمن الغريبة في المدرسة |
Tabii, sadece zaman makinesi yapıp, 1991 yılına geri dönmeye çalışıyorum. | Open Subtitles | أجل فقط إذا ذهبت إلى آلة الزمن وعدت إلى عام 1991 |
Ve bu adamı öldürmek için size zaman beni geri gönderdi olduğunu. | Open Subtitles | و هذا عندما أرسلتني عبر الزمن لأقول لك أن تقتل هذا الرّجل |
Belki Usta zamanda geri gitti ve onlarca yıl boyunca burada yaşadı. | Open Subtitles | ربما يكون السيد قد عاد في الزمن وهو يعيش هنا منذ عقود |
Bazı nedenlerden dolayı zamanda geriye giden katil robot sürücü öğretmen hakkında. | Open Subtitles | حول إنسان آلي قاتل معلّم قيادة الذي يسافر عبر الزمن لسببٍ ما |
Oh, benden senin zamanda bir çatlak bulduğuna inanmamı istiyorsun? | Open Subtitles | اوه,و أنت تريدنى أن أصدق أنك وجدت شق فى الزمن |
Savaşın içerisindeki şartların bir kurbanıydı, zamanın acımasız şartları ona hücum etmişti. | TED | ضحية ظروف حبسته في الحرب، اصطدمت به بكل قسوة ظروف الزمن القاسية. |
Evet, yine de son anlarında zamanı dursun isteyen de bu adamdı. | Open Subtitles | ومع ذلك كان الرجل الذي أراد في لحظاته الأخيرة أن يتوقّف الزمن. |
Görme yetisi olan gök bilimciler, ışık yoğunluğunun zamanla nasıl değiştiğini yorumlamak için, buna benzer bir grafiğe ihtiyaç duyarlar. | TED | يعتمد علماء الفلك الذين يمكنهم الإبصار على هذا النوع من التبيانات لتفسير كيفية تغير كثافة الضوء هذه مع مرور الزمن. |
Tüm kozmik hikâyemizin nasıl başladığını öğrenmek ve bunun nasıl mümkün Olabileceğini görmek için zamana fizikçilerin baktığı gibi bakmamız gerekiyor. | Open Subtitles | كيف تنتهي قصة الكون كله لنرى كيف يمكن أن يصبح هذا ممكناً نحن بحاجة للنظر إلى الزمن كما يفعل علماء الفيزياء |
Önemli bir çevresel değişim olması için 10.000 sene geçmesi gerekebilirdi, bu süre boyunca yeni bir davranış şekli gelişebilirdi. | TED | يمكنها أخذ 10 ألاف سنة ليكون هناك تغير بيئي ملحوظ، وخلال هذه الفترة من الزمن تكون قد طورت سلوكا جديدا. |
35 yılı aşkın bir zamandır çiçekleri hızlandırılmış şekilde, günde 24 saat, haftanın yedi günü filme çekiyorum. | TED | انا اقوم بتصوير نمو الازهار على مدى الزمن طيلة اليوم .. طيلة الاسبوع منذ 35 عاماً |
Şimdi, Jerry Seinfeld bir zamanlar başarılıydı diye Küçük Jerry Seinfeld'in başarmasını istemiyorsun. | Open Subtitles | لمجرد أن جيري سينفيلد عفى عليه الزمن لا تحطّم آمال جيري سينفيلد الصغير. |
Bunun aynısı olan fosiller tam olarak büyük kara istilasının başladığı zamandan kalma. | Open Subtitles | حيوان عتيق تماماً مثل هذا يـؤرخ الزمن بالضبط عندما حدث الإحتلال العظيم للأرض |
Bulduğumuz şey, taşma noktasına önümüzdeki on yıl içinde ulaşacağımız. | TED | اكتشفنا أن نقطة التحول تلك على بعد عقد من الزمن. |
Eğer erişip, bu tasarımları bizimle paylaşmış olsaydı, son zamanların en büyük istihbaratı olacaktı. | Open Subtitles | لو فعلت وتشاركتها معنا ذلك من شأنه أن يمثل أكبر انقلاب استخباراتي خلال عقد من الزمن |
Çinliler uzun süredir okyanus tabanındaki çökeltiden metan elde etmeye çalışıyorlar. | Open Subtitles | الصينيون كانوا يحاولون إستخراج الميثان من قاع المحيط لعقد من الزمن |
Unfortunately, Mr. Kitman wrapped my article on Time travel. | Open Subtitles | للأسف, ملفوفة السيد الكتمان مقالتي حول السفر عبر الزمن. |
Aslında Eski ortağım. Gezegeni kurtarmak için gelecekten geldi. Tanrım, anlatma. | Open Subtitles | فى الحقيقة , أنه شريكى القديم سافرت عبر الزمن لانقاذ الكوكب |