ويكيبيديا

    "الزمن" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • zaman
        
    • zamanda
        
    • zamanın
        
    • zamanı
        
    • zamanla
        
    • zamana
        
    • süre
        
    • zamandır
        
    • zamanlar
        
    • zamandan
        
    • on
        
    • zamanların
        
    • süredir
        
    • Time
        
    • Eski
        
    Bu yüzden harekete geçmezsek, bugün bir şeyler yapmazsak, çok yakın bir zamanda, bazılarının tabiriyle zaman ayarlı tedavi bombasıyla yüzleşeceğiz. TED لذلك ما لم نتصرف ، ما لم نفعل شيئا اليوم فسنواجه في القريب العاجل ما أسماه البعض قنبلة الزمن بالنسبة للعلاج.
    zaman içinde, birkaç sistemin aileden daha çok 'waterfall' olmasının bir sebebi vardır. TED هناك سبب جعل بعض الأنظمة تعمل كالشلال اكثر من الأسرة على مر الزمن.
    Ben de geçidi kullanarak zaman yolculuğu yapmayı planladığından bahsettiğini hatırlamıyorum. Open Subtitles وأنا لا أذكر انك ذكرت خطتك السفر عبر الزمن باستخدام المدخل
    Platon, muhteşem fikirleriyle birlikte, zamanın sınamasına tam olarak uymayan birkaç fikre sahipti. TED وبالرغم من أفكاره العظيمة، كان لأفلاطون أفكاره التي لم تصمد أمام اختبار الزمن.
    Hiç yok nükleer enerji korkumuz, çünkü zamanı durduramaz hiçbiri. TED لا تخافوا اللطاقة الذرية فلا أحد منهم يستطيع إيقاف الزمن.
    Tüm bu zaman boyunca, bir kez bile "nasılsın?" diye sormadın. Open Subtitles وبكل هذا الزمن لم تخرج منك أبدا حتى كلمة كيف حالك
    ...20. yüzyılın meselesininse farklı zaman algılarının bir aradalığı olduğunu. Open Subtitles وأن اللغز الأعظم بالقرن العشرين سيكون مفاهيم مختلفة عن الزمن.
    Şurada zaman aracını saklamak için küçük bir mağara var. Open Subtitles هناك كهف صغير هناك سيكون مكاناً جيداً لتخبيء عربة الزمن.
    Şu zaman şeyinde sıkıştın. Tahmin edeyim, orjinal mürettebattan birisin değil mi? Open Subtitles لقد علقت في الزمن دعني أخمِّن أنت واحد من الطاقم الأصلي, صحيح؟
    Çünkü onu son gördüğümde zaman yolculuğuyla ilgili bir şey bilip bilmediğimi sormuştu. Open Subtitles لأنني آخر مرة رأيته سَألني لو كنتُ أعرفُ شيئا عن السّفر عبر الزمن
    zaman ve sebep sonuç ilişkisinin temel yasası yüzünden geleceğinin değiştirilmemesi gerektiğini biliyorum. Open Subtitles أعرف القاعدة الأساسية للزمن وهي أنه لا ينبعي أن يحاول المرء تغيير الزمن
    Ee, Giles'ın senin okuldaki çıldırtıcı zaman atlamaların hakkında bir fikri var mıymış? Open Subtitles إذاً جايلز هل لديك أي آراء عن حادثة تسريع الزمن الغريبة في المدرسة
    Tabii, sadece zaman makinesi yapıp, 1991 yılına geri dönmeye çalışıyorum. Open Subtitles أجل فقط إذا ذهبت إلى آلة الزمن وعدت إلى عام 1991
    Ve bu adamı öldürmek için size zaman beni geri gönderdi olduğunu. Open Subtitles و هذا عندما أرسلتني عبر الزمن لأقول لك أن تقتل هذا الرّجل
    Belki Usta zamanda geri gitti ve onlarca yıl boyunca burada yaşadı. Open Subtitles ربما يكون السيد قد عاد في الزمن وهو يعيش هنا منذ عقود
    Bazı nedenlerden dolayı zamanda geriye giden katil robot sürücü öğretmen hakkında. Open Subtitles حول إنسان آلي قاتل معلّم قيادة الذي يسافر عبر الزمن لسببٍ ما
    Oh, benden senin zamanda bir çatlak bulduğuna inanmamı istiyorsun? Open Subtitles اوه,و أنت تريدنى أن أصدق أنك وجدت شق فى الزمن
    Savaşın içerisindeki şartların bir kurbanıydı, zamanın acımasız şartları ona hücum etmişti. TED ضحية ظروف حبسته في الحرب، اصطدمت به بكل قسوة ظروف الزمن القاسية.
    Evet, yine de son anlarında zamanı dursun isteyen de bu adamdı. Open Subtitles ومع ذلك كان الرجل الذي أراد في لحظاته الأخيرة أن يتوقّف الزمن.
    Görme yetisi olan gök bilimciler, ışık yoğunluğunun zamanla nasıl değiştiğini yorumlamak için, buna benzer bir grafiğe ihtiyaç duyarlar. TED يعتمد علماء الفلك الذين يمكنهم الإبصار على هذا النوع من التبيانات لتفسير كيفية تغير كثافة الضوء هذه مع مرور الزمن.
    Tüm kozmik hikâyemizin nasıl başladığını öğrenmek ve bunun nasıl mümkün Olabileceğini görmek için zamana fizikçilerin baktığı gibi bakmamız gerekiyor. Open Subtitles كيف تنتهي قصة الكون كله لنرى كيف يمكن أن يصبح هذا ممكناً نحن بحاجة للنظر إلى الزمن كما يفعل علماء الفيزياء
    Önemli bir çevresel değişim olması için 10.000 sene geçmesi gerekebilirdi, bu süre boyunca yeni bir davranış şekli gelişebilirdi. TED يمكنها أخذ 10 ألاف سنة ليكون هناك تغير بيئي ملحوظ، وخلال هذه الفترة من الزمن تكون قد طورت سلوكا جديدا.
    35 yılı aşkın bir zamandır çiçekleri hızlandırılmış şekilde, günde 24 saat, haftanın yedi günü filme çekiyorum. TED انا اقوم بتصوير نمو الازهار على مدى الزمن طيلة اليوم .. طيلة الاسبوع منذ 35 عاماً
    Şimdi, Jerry Seinfeld bir zamanlar başarılıydı diye Küçük Jerry Seinfeld'in başarmasını istemiyorsun. Open Subtitles لمجرد أن جيري سينفيلد عفى عليه الزمن لا تحطّم آمال جيري سينفيلد الصغير.
    Bunun aynısı olan fosiller tam olarak büyük kara istilasının başladığı zamandan kalma. Open Subtitles حيوان عتيق تماماً مثل هذا يـؤرخ الزمن بالضبط عندما حدث الإحتلال العظيم للأرض
    Bulduğumuz şey, taşma noktasına önümüzdeki on yıl içinde ulaşacağımız. TED اكتشفنا أن نقطة التحول تلك على بعد عقد من الزمن.
    Eğer erişip, bu tasarımları bizimle paylaşmış olsaydı, son zamanların en büyük istihbaratı olacaktı. Open Subtitles لو فعلت وتشاركتها معنا ذلك من شأنه أن يمثل أكبر انقلاب استخباراتي خلال عقد من الزمن
    Çinliler uzun süredir okyanus tabanındaki çökeltiden metan elde etmeye çalışıyorlar. Open Subtitles الصينيون كانوا يحاولون إستخراج الميثان من قاع المحيط لعقد من الزمن
    Unfortunately, Mr. Kitman wrapped my article on Time travel. Open Subtitles للأسف, ملفوفة السيد الكتمان مقالتي حول السفر عبر الزمن.
    Aslında Eski ortağım. Gezegeni kurtarmak için gelecekten geldi. Tanrım, anlatma. Open Subtitles فى الحقيقة , أنه شريكى القديم سافرت عبر الزمن لانقاذ الكوكب

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد