ويكيبيديا

    "السير" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • Sir
        
    • Yürümeye
        
    • yürümek
        
    • Efendim
        
    • Yürüyebilir
        
    • yürümeyi
        
    • yürüyerek
        
    • Yürüyemiyorum
        
    • yürüyüş
        
    • yürüyüp
        
    • yürüyebilirim
        
    • yürüyüşü
        
    • Bayım
        
    • trafik
        
    • yürü
        
    Conan Doyle'un burada, Edinburgh'da, tıp okuluna gitmiş olduğunu belki de bilmiyorsunuz. Yarattığı karakter Sherlock Holmes'un da ilham kaynağı Sir Joseph Bell'dir. TED من الممكن أن لا تعلموا بأن كونان دويل ارتاد كلية الطب هنا في إدنبرة, وشخصيته, شرلوك هولمز, مستوحاه من السير جوزيف بيل.
    En sevdiğim örneklerden biri Sir Harold Ridley'dir. Kendisi ünlü bir göz doktoruydu, ya da en azından ünlü bir göz doktoru oldu. TED واحد من الأمثلة المفضلة لدي هو السير هارولد ريدلي، الذي كان طبيب عيون شهير، أو على الأقل أصبح طبيب عيون شهير.
    Kendi adıma, çocuklarım adına korkuyorum. Sokakta Yürümeye bile korkuyorum. Open Subtitles انا خائف علي نفسي علي اطفالي اخاف السير في الشوارع
    Çin Seddinde yürümek istiyorlar yüzmeyi öğrenmek, maraton koşmak, kanseri yenmek. Open Subtitles كانوا يريدون السير على سور الصين العظيم تعلم السباحة سباق ماراثون.
    - Genç bir adam, Efendim. Bay Fry'ı sormaya gelmiş. Open Subtitles أي شاب، السير هي جاء للسؤال عن السيد فراي
    Belki bir-iki yıl Yürüyebilir. Belki 5 yıl yaşayabilir bile. Open Subtitles ربما يمكنه السير لعامين آخرين و الحياة لعدة أعوام أخرى
    Ama önce, düşünmeksizin uygun adım yürümeyi ve silah kullanmayı öğrenmeniz lazım. Open Subtitles لكن أولا ، يجب تتعلم السير بخطوة تتعامل مع الأسلحة دون تفكير
    Bu ZX81'i icat eden kişi, Sir Clive Sinclair, ve burada makinesini gösteriyor. TED هذا الرجل الذي اخترعه، السير كليف سينكلير وهو يعرض جهازه
    Efendim, Sir Wilfrid'ın az da olsa rahatsız olmasından dolayı çok üzüldüğümü belirtmek isterim. Open Subtitles سيدى ، هل لى أن أعبر عن أسفى أن السير ويلفريد عاجز قليلا
    Elbette Sir Wilfrid, mahkemenin işleyişiyle herhangi bir şekilde ilgileniyorsa. Open Subtitles هذا اذا كان السير ويلفريد مهتما كليا فى تقدمنا
    Koltuk değnekleriyle yürümenin en önemli sonucu olarak -- ben bir buçuk yıl yaptım -- daha yavaş Yürümeye başlarsın. TED واكبر مشكلة في السير على العكازات التي كنت استخدمها لطيلة عام ونصف هو انك تسير ببطء
    Geceleri o dar patikada Yürümeye devam etmeye karar verdim ancak ilk defa bir ışık yakaladım. TED وكان هو قرار السير في ذلك الطريق الصعب. لكن للمرة الأولى، لمحت ومضة ضوء.
    Hızla Yürümeye başladığımda yaşamanın ne kadar güzel olduğunu hissettim. Open Subtitles شعرتُ بشعـور جيّد أن تكون حيّـاً لذلك أقدمت على السير مسرعـاً
    yürümek kaybettiğim ilk şeylerden biri olduğu için, o senenin çoğunu insan hareketlerinin en basitini düşünerek geçirdim. TED ولان السير هو اول ما افتقدته قضيت معظم تلك السنة افكر بهذه الميزة الانسانية الكبيرة
    Çünkü, bu alanda yürümek zihinde dolaşmak gibidir. TED وهذا لأن السير، وبطريقة ما، في هذا الفضاء هو مثل السير في العقل.
    İzninizle, Efendim. Sör Reuben sizinle konuşmak istiyor. Open Subtitles عذرا سيدي السير ً روبن ً يريد التحدث معك
    Buradan çıkmak zorundasınız. Size yardım edersem Yürüyebilir misiniz? Open Subtitles لابد أن، تخرج من هنا, هل يمكنك السير أذا ساعدتك؟
    Herkes Yürüyebilir ama elbise kuyruğu ile Yürüyebilir misin? Open Subtitles يمكن لأي شخص السير ولكن أيمكنك المشي مع قطار؟
    Hollywood Bulvarı'nda yürümeyi seviyorum çünkü Roger'ın yıldızına yaklaştığımı biliyorum. Open Subtitles أحب السير في جادة هوليوود لأنني أعلم ان نجمتهُ قادمة
    Kim demiş yürüyerek diye? Burada bekleyin. Open Subtitles من الذي تحدث عن السير هل تعنى أننا سنمكث هنا؟
    Yürüyemiyorum, yıllardır bu anı bekliyorum... Open Subtitles لا يمكننى السير ، لقد كنت أنتظر هذه اللحظة منذ سنوات
    Botlarım güzeldi, onları seviyordum, fakat yedi haftalık yürüyüş sonrasında bitmişlerdi. TED كان حذاءً جميلًا، لقد أحببتُ هذا الحذاء، ولكنه أنهى مهمته بعد سبعة أسابيع من السير.
    Oradaydım. Ve onu bıraktığım haliyle yürüyüp gitmiş olamaz. Open Subtitles لقد كنت هناك، والحال التى تركته عليها لا تمكنه من السير
    Sen resim çizebiliyorsan, ben de yürüyebilirim. Open Subtitles إذا أمكنك الرسم ، فسيمكننى السير من جديد
    Adanın çevresinde bir yürüyüşü en katıksız keşif gezisine dönüştürebilirdi. Open Subtitles إنها تستطيع ان تحول السير حول الجزيرة الى رحلة اكتشاف نقية
    Lütfen aracı kenara çekin Bayım. Trafikten çıkın. Open Subtitles أرجوك قف على الجانب بعيداً عن زحام السير
    trafik gerçekten çok yakın zamana göre büyük ölçüde kötüleşti. TED حركة السير حقاً أصبحت أسوء عما كانت عليه من قبل
    Öyleyse yürü. Devam et. Dağa çıkmak istiyorum. Open Subtitles اذن,هيا تحرك,واصل السير اريد ان اصل لهذا الجبل.

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد