| Dünyanın normal düzeyden 3.3 kat daha yukarı bir seviyede hislerinin olduğunu görüyoruz. | TED | نرى أن العالم يستخدم مشاعراً أكثر ب 3.3 مرة من المستوى العادي الآن. |
| Bununla normal bir kumaş gibi kullanabileceğim tekstil ürünleri bastırabilirdim. | TED | وباستخدامه، تمكنت من طباعة نسيجٍ جميل يمكنني استخدامه كالقماش العادي. |
| İçtiğiniz normal bir kahve 54 derecedir, ekstra sıcak kahve ise 60 derece. | TED | درجة حرارة قدح قهوتكم العادي هي 54 مْ، والقدح الأكثر سخونة 60 مْ. |
| Bu asamlardan biri sıradan insanların da uzaya gidebileceklerini kanıtlayacak. | Open Subtitles | أحد هؤلاء الرجال سيثبت أن سفر الفضاء ممكن للشخص العادي |
| Gangsterlerin umurunda olmaz ama sıradan bir vatandaş geceyi hapiste geçirirse kafayı yer. | Open Subtitles | ..المجرمين لا يهمهم ، لكن المواطن العادي بعد ليلتان في الحجز يفقد عقله |
| ortalama Amerikan hane halkı piyangolara yılda 1.000 dolar harcıyor. | TED | المنزل الأمريكي العادي ينفق 1,000 دولار في السنة في اليانصيب. |
| Haritayla ilgili yaygın efsane, normal ışık altında tümüyle okunamadığıydı. | TED | لقد كانت الأسطورة الرئيسية للخريطة مخبأة تماما تحت الضوء العادي. |
| Ayağımın altında dolaşmayı bırak ve normal çocukların yaptığını yap. | Open Subtitles | والان ابقى بعيدا عن ناظري وافعل ما يفعله الصبي العادي |
| Demek istediğim, en normal aşk bile bir tür yamyamlık. | Open Subtitles | حتى الحب العادي هو شكل من أشكال أكل لحم البشر |
| Lupus, bağışıklık sistemini hiperaktif hâle getirir ve normal dokulara saldırır. | Open Subtitles | الذئبة الحمامي يزيد من نشاط جهاز المناعة بشدة فيهاجم النسيح العادي |
| normal tedaviye "normal tedavi" denir çünkü bazen "anormal tedavi" kullanmanız gerekebilir. | Open Subtitles | العلاج العادي يدعي كذلك لأن أحياناً يجب أن نلجأ للعلاج غير العادي |
| normal ışıktan daha yavaş hareket eden bir ışık fotonu yaptım. | Open Subtitles | لقد صنعتُ وحدة ضوئية التي أبطأت من سرعة سفر الضوء العادي |
| - Yapay kan. normal kanadan 50 kat daha fazla oksijen içerir. | Open Subtitles | يحتوي على ما يصل إلى 50 مرة أكثر الأكسجين من الدم العادي. |
| normal görüş keskinliğinin yüz hatlarını tanıyıp, ayırt edebileceği bir mesafedir. | Open Subtitles | المسافة التي حدة البصر العادي يمكنه تحديد وتمييز بين ملامح الإنسان |
| Bak, dürüst insanlar normal insanlara göre daha fazla yalan söylerler. | Open Subtitles | إسمعي إن هؤلاء جماعة الصدق يقولون الأكاذيب أكثر من الدب العادي |
| Ama, Methoca sıradan bir karıncadan daha çeviktir larvanın çenelerinin arasından sıvışmayı başarır. | Open Subtitles | لكن ميثوتشا رشيقة عن النمل العادي وتتمكّن من الافلات بين فّكيّ يرقة الخنفساء. |
| 1844'te bu ince ve sıradan görünen kitap ilk kez yayımlandı. | Open Subtitles | في عام 1844,صدر هذا الكتاب الصغير ذو المظهر العادي نوعاً ما |
| sıradan insanların karşı koyma iradesinin dirilmesinin bir sembolüdür o. | Open Subtitles | أعتقد بأنّها عودة رمزية لإرادة الشخص العادي من أجل المقاومة. |
| Oradaki sıradan bir adam, bir diğer sıradan adama saldırıyor efendim. | Open Subtitles | الرجل العادي هُناك يُحاول ممارسة العُنف على .الرجال العاديون الأخرون ،سيدي |
| Dünyanın büyük bölgelerinde, ortalama vatandaş için yüksek eğitim ulaşılamaz halde. | TED | في أماكن شاسعة من العالم يتعذر التعليم العالي على المواطن العادي. |
| Tahmin ederim ki uzaktan kumandaya standart bakır kullanmaz. | Open Subtitles | حسنا ساخمن انه قد استخدم النحاس العادي للريموت |
| Böylece Normalde kazandığının iki misli kazanacaksın. | Open Subtitles | وذلك ياضاعف لك الذي تكسبه في القتال العادي |
| Tornado her zamanki gösterisini yapamadı. | Open Subtitles | وهو كان محرج ملعون. إعصار دوّار قديم لا يستطيع أن ينظّم عرضه العادي. |
| Pek birşey değil ama basit, sade, ve hepsinden öte bildiğimiz öksürük şurubu. | Open Subtitles | لا شيء سوى دواء سعال الأطفال العادي والمتداول بدون وصفة طبية. |
| İlgimi çekiyor, vasat erkek dişi. | Open Subtitles | انه يريد الإعتناء بي حقا الشخص العادي ذو الست أسنان |
| Bununla atlayan bir kişi Normalden çok daha hızlı düşecektir. | Open Subtitles | أي أحد يقفز بهذا سيكون معدل هبوطه أسرع من العادي |
| Bu gizem hakkındaki en ürkütücü şey, çayımızda düzenli şeker kullanmaya geri dönmek zorunda kalmamız değil. | TED | الشيء الأكثر إثارة للخوف بالنسبة لهذا اللغز ليس أنه علينا العودة لاستخدام السكر العادي في شاينا. |
| Profesör, bugün bizlerle kendi sorularınızı paylaşmak için sarf ettiğiniz olağanüstü çaba için teşekkürler. | TED | بروفيسور، نحن حقا نشكرك على هذا الجهد غير العادي وعلى مشاركتنا أسئلتك المهمة اليوم. |