Ve gariptir ki, göğüs büyütmeden daha popüler olan tek plastik cerrahi operasyon liposuction, bunun da çoğu erkekler tarafından yaptırılıyor. | TED | و الغريب أن العملية التجميلية الوحيدة التي تلقى رواجاً بعد تكبير الصدر هي شفط الدهون، و معظم ذلك يقوم بأدائه رجال. |
operasyonu yönetmek üzere onu bir S.E.A.L timiyle size göndereceğiz. | Open Subtitles | سوف ينتقل لكم هو وفريقاً من البحرية للإشراف على العملية |
Bahçıvanlık bana, bahçe ekmenin ve yetiştirmenin, hayatımızı şekillendirmekle aynı Süreç olduğunu öğretti. | TED | البستنة علمتني أن زرع الحديقة والاعتناء بها هي نفس العملية في تكوين حياتنا. |
Oysa ki operasyonun gece vakti yapılmasının çok tehlikeli olacağını söylemiştik. | Open Subtitles | أخبرناهم انه من الخطر جداً ان نقوم بهذه العملية في الليل |
Bu iş bittikten sonra, ve eminim ki başarılı olacak... | Open Subtitles | عندما تنتهي هذه العملية ، وأنا متأكد أنها ستتم بنجاح |
Bu biçimler çok incelikli görünüyor ama işlem çok basit. | TED | هذه الأشكال تبدو معقدة، ولكن هذه العملية هي دونية جداً. |
Bu süreci bir başlattığınızda, aslında, bir önceki fermente edilmiş sıvıyı yeniden değerlendirebiliyorsunuz. | TED | وبمجرد أن تجعل العملية تستمر، يمكن في الواقع إعادة تدوير السائل المخمر السابق. |
Peki sana Ameliyattan önce birinin gelip jiletle kafanı kazıyacağını söylediler mi? | Open Subtitles | هل أخبروك حقاً قبل العملية أن شخص ما هنا سيتم حلاقة شعره؟ |
Uluslararası Özgürlük Evi, küçük bir operasyon hakkında duyum almış. | Open Subtitles | لقد سمعت هيئة الحرية العالمية بهذه العملية الصغيرة قبل فترة |
FBI'ın kaçmasına izin verdiği adamlarım bu operasyon için ne kadar uğraştığımı biliyor. | Open Subtitles | رجالي في المباحث الفدرالية سمحوا لي بالهرب إنهم يعلمون بجهودي في هذه العملية |
Şimdi yapsan iyi olur, operasyon 2 dakika içinde başlayacak. | Open Subtitles | يُستحسن أن تذهبى وتفعلى ذلك الآن العملية ستبدأ خلال دقيقتين |
Ortalığı darmadağın etmene müsade ederek bu operasyonu riske etmeyeceğim. | Open Subtitles | و أنا لن أخاطرعلى أمن هذه العملية بـتركك تتخبط حولها |
Aklı başında bir adam böyle bir operasyonu daha müsait bir akşamda yapabilirdi. | Open Subtitles | الرجل الحكيم كان يمكن أن يختار اقامة مثل هذه العملية في ليلة أخرى |
Yani, biri tüm bu operasyonu planlamış ve finanse etmiş. | Open Subtitles | . أعني ، شخص ما خطط ومول هذه العملية بالكامل |
Bu Süreç, düşmeye başladığı noktadan yere kadar çok fazla tampon bölge gerektirir. | TED | هذه العملية تتطلب الكثير من مسافة الحماية بين نقطة بدء سقوطها و الأرض |
Tüm Süreç, sonra açığa çıkacak olan gerçekliğimizin yüzeyinin altında gizli. | Open Subtitles | العملية كلها تقوم تحت غطاء من الحقيقة وسنشكره كلنا عليها لاحقا |
Şu anda uğraşım, bu operasyonun kağıttan bir ev gibi çökmesini engellemek. | Open Subtitles | الان، ما يهمني هو منع هذه العملية من الانهيار كبيت من الورق |
Taksi ile kal. Bu iş bitene kadar herkesin onu izlemesini istiyorum. | Open Subtitles | تابعوا مراقبة سيارة الأجرة، أريد إخضاعها للمراقبة من الجميع حتى انتهاء العملية |
Sonra test sonuçlarıyla karşılaştık, sonuçlarda işlem sonucunda naqahdah'ya karşı naquadria oranı gösteriliyordu. | Open Subtitles | ثمّ بلغنا نتائج الإختبارِ التي ترينا نسبة النكوادا المحولة إلى نكوادريا في العملية. |
Bu senenin seçim süreci örnek liderlik yapmak için iyi bir seçenek sunmuyor. | TED | العملية الانتخابية لهذا العام لم تعطِ خياراً جيداً لم تكن مثالاً يحتذى به. |
Sarah Ameliyattan çıktı. Onu görebilirsiniz. Oğlunuz için dua edeceğim. | Open Subtitles | خرجت سارة من العملية يمكنك ان تأتي لرؤيتها ابامكانك الوقوف؟ |
Bağışıklık sistemi çökmeden ameliyatı yapabilmesi için ona yeteri kadar zaman veremedim. | Open Subtitles | لم أعطها الوقت الكافي لإجراء العملية قبل أن ينهار نظام المناعة لدية |
Bu sürecin arkasındaki faktörler çeşitli ve karmaşık, ancak yaşlanma, en nihayetinde hücre ölümü ve bozulması ile oluşur. | TED | إن العوامل المحرّكة وراء هذه العملية متنوعة ومعقدة، ولكن الشيخوخة هي في نهاية المطاف ناجمة عن موت الخلايا وخللها. |
Onlar elimde olursa belki işlemi tersine çevirecek bir yol bulabilirim. | Open Subtitles | إن حصلت عليها قد أتمكن من العثور على طريقة لعكس العملية |
Kardeşin ve ben bu işi kurmak için yıllar harcadık. | Open Subtitles | أختك و أنا قضينا سنوات و نحن نؤسس هذه العملية |
Ancak aramızdaki iletişimi kolaylaştırması adına, bu operasyona bir isim vermemiz gerekiyor. | Open Subtitles | لكن نريد أن نطلق على هذه العملية إسم لسهولة التواصل فيما بيننا |
Bu işin içinde ben yokum. Böyle işleri orada yaparlar. | Open Subtitles | أنا لم أعد فى العملية لكن هناك يفعلوا تلك الأمور |
Ama organlar beklemez. Onlarla vedalaşamadan ameliyata girdim. | TED | لكن الاعضاء لا تنتظر أحداً فدخلت الى العملية الجراحية قبل ان أتمكن من توديع عائلتي |