Avcıların hayvan yakalamak için kullandıkları bir tuzak olduğunu duymuştum. | Open Subtitles | سمعت انه الفخ الذي يستخدمه الصيّادون من اجل الامساك بالحيوانات |
Bizi her zaman ağına düşüren açıklanmak zorunda bırakan tuzak bu. | Open Subtitles | هذا هو الفخ الذي طالما فرّج روحنا، نحنُ بحاجة إلى تفسير. |
Arap kadınları, genel anlamda, bu psikolojik tuzağa düşmüş değiller. | TED | بصفة عامة، المرأة العربية، لم تسقط في هذا الفخ النفسي. |
Görüyormusun, Baltor,? Kuşu yakalamak için, önce tuzağa yem koymalısın. | Open Subtitles | لكى تصطاد الطائر يجب عليك وضع الطعم فى الفخ أولاً |
Aslında kamera tuzağı olarak adlandırdığımız bir şekilde kendi fotoğrafını çekiyor. | TED | في الحقيقة هو يأخذ صور لنفسه صُور بما يسمى الكاميرا الفخ |
Kullanıcılarıyla aynı tuzağın içindeler ve bu şekilde büyük bir şirket yürütemezsiniz. | TED | هم بنفس الفخ الذي وقع به مستخدموذهم، ولا يمكنك أن تدير شركة كبيرة بتلك الطريقة. |
Bitki, sineği sindirdikten sonra tuzak kendisini yeniden açar ve sıfırlar. | Open Subtitles | متى ينتهي النبات من هضم الذبابة، يعاد فتح الفخ ويعيد وضعه، |
Herkül'ün bizim için nasıl bir tuzak hazırladığını bilemeyiz. | Open Subtitles | ليس هناك أخبار عن نوع الفخ الذي وضعه هرقل لنا |
Dur bir dakika. tuzak işe yaramadı, ve anahtarı geri mi istiyorsun? | Open Subtitles | مهلاً، هل الفخ لم يجدي نفعاً وأنت تريد إستعادة المفتاح؟ |
Dur bir dakika. tuzak işe yaramadı, ve anahtarı geri mi istiyorsun? | Open Subtitles | مهلاً، هل الفخ لم يجدي نفعاً وأنت تريد إستعادة المفتاح؟ |
Moleküler kimyasal tuzak. - 137 vardı. | Open Subtitles | الفخ الكيميائي الجزيئي كان أولياً كان137 |
Böyle basit bir tuzak, ve sen tam ortasına düştün. | Open Subtitles | .أنت أحمق كلياً، وقعت في مثل هذا الفخ البسيط |
tuzağa düşen üç kişi hakkında biraz önce ilginç şeyler buldum. | Open Subtitles | لقد وجدت أشياء هامة جداً بشأن الثلاثة أشخاص الواقعين في الفخ. |
tuzağa düşen üç kişi hakkında biraz önce ilginç şeyler buldum. | Open Subtitles | لقد وجدت أشياء هامة جداً بشأن الثلاثة أشخاص الواقعين في الفخ. |
Yine de bu piyonlar büyük birini tuzağa düşürüp yiyebilmek için yerlerini alırlar. | Open Subtitles | نقل وسيلة تشكل قد الجنود هذه ذلك, مع الفخ في عظيم برجل للإيقاع |
Ve bazı çok yüksek güvenlik alanlarında muhtemelen sivil uçaklar onları tuzağa düşürecek ve bomba imha tesisine sürükleyecektir. | TED | وفي بعض المناطق الأمنية مشددة جداً، وتنصب لهم الطائرات دون طيار المدنية الفخ واستدراجها بعيدا للتخلص منها وإبطال مفعولها |
Okuduklarıma göre İngiliz zihniyeti, tuzağı daima meydan okuma diye alır. | Open Subtitles | قراءاتى عن العقليه البريطانيه تُفيد بأنهم يتعاملون مع الفخ كأنه تحدى |
O Goa'uld'u bıulduğunuz ilk fırsatta vurun. Ben burada kalıp kalkan tuzağı kuracağım. | Open Subtitles | أطلق على الجواؤلد مع أول فرصه تسنح لك وأنا سأنتظر هنا، وأنصب له الفخ |
Bu kadar belli olan bir tuzağın içine yürüyeceğimi mi zannediyorsun. | Open Subtitles | هل تعتقد حقا كنت السير في هذا الفخ واضح؟ |
sonra yaşlı ayı patikadan geldiğinde, ayağını küçük kapana sıkıştıracak.. | Open Subtitles | ثم الدب يأتي الى الطريق فيضع قدمه في الفخ الصغير |
Kapan kendiliğinden kapandı, zeytin fırladı ve o da yedi. | Open Subtitles | الفخ أُغلق وحده فطارت الزيتونة وهو أكلها |
Önümüzdeki 20 yıl yeni tuzağını nasıl yapacağını düşünürsün artık. | Open Subtitles | أجل محظوظ جداً , لديك حوالي 20 عاماً لتفكر كيف ستصنع الفخ التالي |
Ama tuzağımıza düşmesi için yaklaşmasını eklemeliyiz. | Open Subtitles | و لكن يجب أن نجعلهم بجوارنا تماماً لكى تنجح فكرة الفخ |
Daha sonra rakibin buraya, peynire gelene kadar bekliyorsun ve sonra kapanı doğru kurduysan onu fırlatıyorsun. | Open Subtitles | حتى تنتظر من منافسك أن يقف هنا على عجلة الجبن القديمة و إن كنت قد أعددت الأمر جيداً، فيقع هو في الفخ. |
İşte böyle, yemi yut, seni yakışıklı Rus şeytanı seni. | Open Subtitles | هذا صحيح ، اسقط في الفخ أيها الروسي الوسيم اللعين |
Böcekler çürüyen etle yapacakları ziyafet için geliyorlar ancak oyuna getirildiler. | Open Subtitles | تاتي بحثا عن الديدان ولكنها وقعت في الفخ. |
Kendimi kapandan kurtulabilmek için kendi bacağını çiğneyip koparan hayvanlar gibi hissediyorum. | Open Subtitles | أشعر كأنّني واحدة من الحيوانات التي تخلّت عن ساقها حتى تهرب من الفخ. |
Onu içinde olduğuna inandığım Tuzaktan kurtarmak için birçok yol denedim. | Open Subtitles | ساعدتها عدة مرات، كي تهرب من الفخ الذي كانت عالقة به |