ويكيبيديا

    "الفراغ" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • boş
        
    • boşluğu
        
    • boşluk
        
    • boşluğa
        
    • boşlukta
        
    • vakum
        
    • boşluktan
        
    • boşluğun
        
    • uzay
        
    • boşluğunu
        
    • boşluğunda
        
    • boşlukları
        
    • uzayın
        
    • yer
        
    • bomboş
        
    boş vakitlerinde, evsizler sığınağında çalışıyor ve Meksika yemeği yiyor. Open Subtitles في وقت الفراغ تعمل في ملجأ للمشردين وتأكل غذاءً مكسيكياً
    Bugünün ziyaret günü olmadığını biliyorum, ama benim tek boş zamanım... Open Subtitles أعلم أنه ليس يوم الزيارة اليوم لكنه وقت الفراغ الوحيد لدي
    Tekrar tekrar resme geri dönüyor, cevabı ve boşluğu dolduracak o hikayeyi arıyorum. TED مرة بعد مرة، أعود للوحة أبحث عن الجواب، أبحث عن القصة لملئ الفراغ
    İnsanlık adına ne yaparsam yapayım, eski suçlarımın yarattığı boşluğu dolduramam. Open Subtitles لا يوجد أي مسعى إنساني يستطيع ملء الفراغ الذي تركته جرائمي
    Senin perspektif, boşluk, şekil, boyut ve mesafe konusunda problemlerin var. Open Subtitles لديك مشكلة في إدراك المحيط الفراغ ، الأشكال ، المقاييس والمسافات
    O boşluğa uyan bir şey buldun mu, bulamadın mı? Open Subtitles إسمع هل هناك شيء من إستدعاء القطع يطابق الفراغ ؟
    boş vakitlerinde, evsizler sığınağında çalışıyor ve Meksika yemeği yiyor. Open Subtitles في وقت الفراغ تعمل في ملجأ للمشردين وتأكل غذاءً مكسيكياً
    Zamanını boşa harcama. Hiç bir şey "bom boş" ile uymaz. Open Subtitles لا تضيع وقتك , لا يوجد ما يناسب الفراغ فى الوزن
    Bu düzeydeki işgücü piyasasında, boş saatler için bir pazara ihtiyacınız var. TED عند هذا المستوى من سوق العمل، ما تحتاجون إليه هو سوق عمل لساعات الفراغ.
    Bu faz geçişi sırasında, boş uzay şu anda Higgs alanı dediğimiz maddeyle doldu. TED خلال فترة التغيير في الطور, الفراغ الخالي اصبح مليئا بالمواد و التي نسميها الان مجال هيقز.
    O boşluğu doldurmak için yemek mönüsünü 60 numara harflere büyüttüm. Open Subtitles ولأغطي الفراغ أضطررت لوضع قائمة الطعام مقابل مقال يساوي 60 نقطة
    Kardeşi de babalarının da kendisini mahveden aynı kayıtsızlık ve boşluğu hissetmesini istemiş. Open Subtitles الاخ يحتاج ان يشعر الاب بنفس النوع من البرودة و الفراغ التى تملأه
    Çenesiz bir insan azmanı olabilir ama asla benden geriye kalan boşluğu dolduramaz. Open Subtitles ربما يكون قمامة إنسانية بدون ذقن, ولكنه لن يملأ الفراغ, الذي تركته خلفي.
    Hem neredeyse tamamen boşluk ve hem de öyle kalacak... Open Subtitles فهي تتكون بالكامل تقريباً من الفراغ و سوف تبقى كذلك
    boşluk'taki her şeyi yok edecek kadar büyük bir savaştı. Open Subtitles كبيرة جدا بحيث أن كل شيء داخل الفراغ لاقى الهلاك.
    Ta ki kimsenin dolduramayacağı... - ...bir boşluk yaratana dek. Open Subtitles عندها لاشيء ولا أحد سيستطيع ملأ هذا الفراغ مرة أخرى
    Burada fazlaca boşluğa sahibiz, kişisel anlamda da öyle, yerleşim olarak da. Open Subtitles الفراغ هو الذي عِنْدَنا هنا , في حياتِنا الشخصيةِ وفي الأرضِ أيضاً.
    Bunun için, kaynağı boşlukta bulmak için iki kulağa gelen sesleri karşılaştırır. TED لتحقيق ذلك فهو يقارن الأصوات الآتية إلى الأذنين لتحديد المصدر في الفراغ.
    vakum olmasını sağlamak veya vakuma yaklaşık olmak sadece bir atmosfer. TED الوصول إلى الفراغ يعني ضغطًا جويًا واحدًا، أو قريبًا من الفراغ.
    Bu boşluktan dolayı oluyor. Bu satırbaşları yüzünden oluyor. TED هذا بسبب الفراغ. وهذا بالرجوع إلى السطر.
    Böylece boşluğun her iki tarafı da tıka basa dolmuş. Open Subtitles لذا ملأت الفراغ من الزاويه الى الزاويه على كلا الجانبين
    Plato'nun dediği gibi, boyut için uzay neyse, değer için zaman odur. TED كما قال بلاتو، ما يمثله الفراغ بالنسبة للحجم، كذلك الوقت الى القيمة.
    "Söylentiye göre polis Cohen'in boşluğunu doldurmak isteyenleri caydırmak için ekip kurmuş. Open Subtitles أطلقت حملة استقبال عنيفة باتجاه المجرمين القادمين لملأ الفراغ الذي تركه ميكاي.
    Bilgi görüş alanı dışında ama hala kara deliğin gizemli boşluğunda var olabilir. TED فقد تنزوي المعلومات خارج المشهد، ولكنها تظل كامنة في الفراغ الملغز للثقب الأسود.
    Doğruyu gerekli olduğu zaman kullanıyoruz, bazen çok iyi nedenler için, bazen de yalnızca hayatımızdaki boşlukları anlamadığımız için. TED نحللها على أساس الحاجة، أحيانا لأسباب جيدة جدا، وأحيانا أخرى لآننا لا نفهم الفراغ في حياتنا.
    Hiperbolik uzayın keşfi, matematikte Öklitsel olmayan geometri adı verilen bir alanı doğurdu. TED إن إكتشاف الفراغ الزائدي في مجال الرياضيات قاد لما يسمى بالهندسة غير الايقليدية.
    yer çekiminden trilyon kere trilyon kere trilyon daha şiddetlidir. Open Subtitles يعج الفراغ بأعداد ضخمة من جسيمات المادة و المادة المضادة
    Ama ne olursa olsun, sana bomboş gelecektir. Open Subtitles لكن مهما يكن فإن ماتشعر به خارجك هو الفراغ

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد