Bazen savaş bittiğinde ve bütün film ekipleri gittiğinde en ilham verici hikayeler radarın hemen altında gerçekleşen hikayelerdir. | TED | أحيانا ، عندما إنتهت الحرب ، و غادرجميع طاقم الفيلم، أكثر القصص إلهاماً هى التى مرت من تحت الرادار. |
Sonuçta, hikayeler dönen semazenler gibiler, çember ötesi çemberler çizerler. | TED | في الختام, تدور القصص مثل الدراويش, لترسم دوائر تلو الدوائر. |
Bu da hikaye anlatmanın katı, sabit kuralları değil, ana esasları olduğunu kanıtladı. | TED | وكان ذلك فقط لإثبات أن رواية القصص لديها توجيهات، وليس قواعد سريعة وصارمة. |
Belki de patron hikayeleri ilgilerini çekiyor veya doğumgünü sürprizleri. | TED | وربما يحب الناس القصص حول رؤسائهم أو مفاجآت عيد الميلاد. |
Fakat mesele yalnızca sevdiğimiz hikâyelere karşı göz ardı ettiğimiz hikâyeler değil. | TED | لكنها ليست حول القصص التي نحب فقط مقابل القصص الني نختارُ تجاهلها. |
Bu gece ki hikâye, bu serideki tek Louis Pollock hikâyesidir. | Open Subtitles | قصة الليلة تأليف لويس بولوك هى احدى القصص فى هذه المجموعة |
Bu hikâyeleri anlatırken, ne gibi fikirleriniz var, duymak isteriz. | TED | نريد أن نسمع ما لديك من أفكار لرواية هذه القصص. |
Bildiğim tüm hikayeleri anlattım ve gidip başka hikayeler bulmalıyım. | Open Subtitles | قلت جميع القصص التي لدي و سأذهب لأبحث عن المزيد |
Uyumanın işte bir yolu. Böyle hikayeler beni bile sıkar. | Open Subtitles | هذه طريقة من طرق النوم أن تلك القصص تشعرنى بالملل |
Bazen, böyle hikayeler gerçek olsaydı ne büyülü bir hayat olurdu diye düşünüyorum. | Open Subtitles | أحياناً ما أفكر في كم ستكون الحياة رائعة لو كانت هذه القصص حقيقية |
Gerçek, süslenmemiş hikayeler hakkında yazdığımız insanlar bundan hoşlansalar da hoşlanmasalar da. | Open Subtitles | القصص الحقيقية الخالية من التزويق. سواء أعجبت من نكتب عنهم أم لا |
Neden hikaye? Bence bu konuda hevesli yaratıklarız, DNA'mız bize hikaye anlatmamızı söyler. | TED | لماذا قصة؟ حسنًا أعتقد بأننا مسلكين يأمرنا الحمض النووي الخاص بنا بإخبار القصص |
Sizin topladığınız hazineyle ilgili pek çok hikaye duydum, efendim. | Open Subtitles | لقد سمعت كثيرآ من القصص,مولاى، عن الكنز الذى قد جمعته. |
Eski gelenekleri sürdürerek ve eski hikayeleri anlatarak atalarımızı onurlandırmaya çalışıyoruz. | Open Subtitles | نحن نحاول تكريم اسلافنا بأبقاء تراثنا القديم وأعادة رواية القصص القديمة |
Bu iyi bir şey değil, çünkü hikâyeler önemlidir ve birçok açıdan sezgi sahibi olmamızı sağlarlar, fakat medyaya ihtiyacımız var. | TED | وهذا الشيء ليس جيدًا، لأنه بينما القصص هي مهمة وتساعدنا في تكوين رؤى في مجالات كثيرة، نحنُ بحاجة إلى وسائل الإعلام. |
Bahse girerim dünyadaki en az eğlenceli hikâyeler o adamdadır. | Open Subtitles | أراهن أن هذا الرجل لديه أقل القصص مرحـاً في الكون |
Tam salaksınız. Çok hikâye duyduk ama bu hepsini geçti. | Open Subtitles | هنالك الكثير من القصص التي صادفتنا ولكنها الأغرب على الإطلاق |
Bakın burada daha fazla kalıp bu lanet hikâyeleri daha fazla dinleyemem. | Open Subtitles | لا يمكنني البقاء هنا أكثر من هذا و الاستماع لهذه القصص اللعينة |
Başarısız olursan, istediğin zaman kendine bir çizgi roman dükkanı açabilirsin. | Open Subtitles | وأن فشلت، يمكنّك أن تفتح متجراً لبيع القصص المصورة بأيّ وقت |
Sonunda şu harika hikayelerin baş kahramanıyla tanışmak bir zevk. | Open Subtitles | من اللطيف أخيراً أن أضع وجوهاً لكل تلك القصص الرائعة |
O artık öldü ve hikayelere inanıyorsan bu gölün dibinde bir yerde. | Open Subtitles | القاتل ميت الآن في مكان ما أسفل هذه البحيرة إذا صدقتي القصص |
Annem ve babamla ilgili anlattığım o harika hikâyelerin hepsini uydurdum. | Open Subtitles | كل هذه القصص عن أبي وأمي وكَم هم عظماء، قمت بتأليفها |
İnternette tanışanlarla ilgili bir çok, bir çok korku hikayesi duydum. | Open Subtitles | أسمع الكثير من القصص المرعبة بخصوص الناس إلتقوا عن طريق الأنترنت |
En olmayacak hikayelerden biri de şu yaşlı kayığın söyleyeceğidir. | Open Subtitles | أحد أكثر القصص التي يصعب تصديقها حظى بها هذا القارب. |
Kötü bir kraliçe bir grup masal kahramanını buraya mı gönderdi? | Open Subtitles | الملكة الشرّيرة أرسلتْ مجموعةً من شخصيّات القصص الخرافيّة إلى هنا؟ نعم. |
Fakat sonra, biraz yaşlanıyorsunuz ve peri masalları için yaşlı oluyorsunuz. | TED | ولكن بعد ذلك، تكبر في السن قليلًا وتشعر أنك كبرت على قراءة القصص الخيالية. |
Bunlar sadece daha geniş bir kelime dağarcığı olan yaşamın anlatabileceği hikâyelerden birkaçı. | TED | هذه بعض أنواع القصص فحسب التي سنراها في الحياة التي تحوي مفردات أكثر. |