Eşsizlik içinde yıldızların doğduğu gibi, bilmenin bu güçlü bileşimi, kimliklerin patlayıcı birleşmesinin parıldayan bir örneği ile neticelendi. | TED | مثل ولادة النجوم في السماوات، هذا المزيج القوي من معرفة النتائج في مثالٍ رائعٍ من الدمج المثالي والقوي للهويات. |
Diyoruz ki, yapmamız gereken tek şey bu güçlü lideri seçmek ve bizim sorumlarımızı bizim yerimize de çözecek. | TED | فكل ما نقوله، كل ماعليك فعله هو أن تنتخب هذا الزعيم القوي وسيقوم هو أو هي بحل كل مشاكلنا. |
- Tamam. Bu güçlü Yankee hücumu karşısında hiçbiri başarılı olamadı. | Open Subtitles | و لا حد كان ناجح في التصدي لهذا الهجوم القوي لليانكيين |
Ver şu silahı. Ne zamandan beri sert erkeklik taslıyorsun? | Open Subtitles | أعطني سلاحك اللعين منذ متي وأنت تلعب دور الفتي القوي |
Bakıyorum beni çok sevdin sert çocuk, ziyaretime gelmeden yapamıyorsun! | Open Subtitles | إنك تحبني أيها الشاب القوي هذا واضح، فأنت تستمر بزيارتي |
Gamma-ışını patlamasının parlaklığınıysa arkamda gördüğünüz bu çok güçlü projektör temsil etsin. | Open Subtitles | ويمكننا تمثيل سطوع إنفجار أشعة جاما بالكشاف القوي جدا جدا الواقع خلفي |
Bilirsin kisiliklerimizin iki yönü vardir zayif ve güçlü taraflar. | Open Subtitles | لدينا هذان الجانبان من شخصيتنا الجانب الضعيف و الجانب القوي |
Zayıf Qing hanedanlığı, Tian Li Glan tarafından oluşturulan güçlü batı ordusuyla zayıflatıldı ve bir iç savaş yaratıldı. | Open Subtitles | أسرة تشينغ الضعيفة يصبح أضعف مع الاعتداء الخارجي من قبل الغرب القوي والاقتتال الداخلي التي أنشأتها عشيرة تيان لى |
Şimdi de onu kurtarması için büyük, güçlü sevgilisine mi ihtiyacı var? | Open Subtitles | وهي تحتاج الى صديقها القوي لكي يأتي وينقذها ، صحيح . ؟ |
Her zaman, bugünkü gibi güçlü, kaslı, otorite sahibi biri değildim. | Open Subtitles | لم اكن دائما الذكر القوي ذو السلطة الذي انا عليه اليوم. |
sıkı çalışmalarıyla, güçlü hırslarıyla ya da gerçek nitelikleriyle alâkası yok, hayır. | Open Subtitles | و ليس لها علاقة بالعمل الجاد، الطموح القوي أو المؤهلات المناسبة، لا |
# Kilisenin çanları çaldığı ve güçlü sevginin büyüdüğü yerde | Open Subtitles | أينما ترنُ أجراس الكنيسة ♪ ♪ و ينمو الحُب القوي |
sert çocuk o kadar aşağılanmıştı ki arkadaşlarını orada bırakıp gitti. | Open Subtitles | ذاك الرجل القوي المحلي تعرض لمذلة شديدة و غادر مع أصدقائه |
O sert vampir kabuğunun altında pamuk gibi birinden başka bir şey değilsin. | Open Subtitles | تحت هذا المظهر الخارجي القوي كمصاص دماء أنك لا شيء سوى كتلة حنان |
Bu yatakhaneye giren ilk sert çocuğun sen olduğunu mu düşünüyorsun? | Open Subtitles | هل تعتقد انك الفتى القوي الاول لكي تعبر هذه القاعات ؟ |
Bak sert çocuk önce bir kimlik görsem iyi olacak. | Open Subtitles | إستمع ، ايها الرجل القوي اريد هويةً اولاً ، حسناً؟ |
Bu kuşun güçlü gagası ve kuvvetli boynu daha zayıf akbabaların kazabilmesi için sert deri ve kas dokuyu kolayca deliyor. | TED | منقار هذا الطائر القوي وعنقه الطويل بإمكانه تمزيق النسيج العضلي بسهولة، فاتحاً المنفذ لبقية النسور الهزيلة للأكل. |
Efendimizin kudretli kılıcını kutsal savaşta biz taşıyacağız. | Open Subtitles | سنستخد السيف القوي لأبانا في المعركة المقدّسة. |
İşin hilesi sıcak su ve kuvvetli bir şekilde çakıllara sürtünmenin birleşmesidir. | Open Subtitles | خليط من المياه العذبة الباردة والفرك القوي على الحصى يكفي للقيام بالغرض |
Sovyetler Birliği ve Birleşik Devletlerin süper güç olmasıyla birlikte... | Open Subtitles | مع الإتحاد السوفيتي و الولايات المتحدة , كونهما القوي العظمي |
Sen de büyük bir güçle bağlantılısın. Hissetsen de, hissetmesen de. | Open Subtitles | أنتِ متصلة بتلك القوي العظيمة سواء أن أحسستِ بها أم لا |
Onun için korkunç. Bir de beni, öyle bir gücü olan çocuğu düşün. | Open Subtitles | فظيع لها ، لكن فكر بي ولد صغير مع تلك النوع من القوي |
Evet o kadar süper bir baş melek ki tanrı tarafından kafese hapsedildi. | Open Subtitles | أجل, الملاك السامي القوي الذي تم رميه في القفص من قبل الإله بنفسه |
Karyolanın kafesinden, 40 metrelik sağlam kablo elde etmiştim. | Open Subtitles | شبكاك هيكل الشرير زودني بـ40 متراً من السلك القوي. |
Oğlunu kaybettikten sonra, Büyükanne beni de kaybetmek istemedi çünkü aynı güçler bede de var. | Open Subtitles | بعد أن فقدت إبنها ، جدتي لم ترد أن تفقدني أيضاً لأنني أمتلك نفس القوي |
Aman tanrım belalı tiplere bayılırım özellikle sıkı kalçalı belalılara. | Open Subtitles | يا إلهي، أنا أحب القوي خصوصاً قوي ذو مؤخرة جيدة. |
Bu şarkı benim çocukken görünmez güçleri ilk düşünme denemelerim. | TED | والأغنية مبنية علي ما أعتقد انه أولى محاولات الطفولة للتفكير في القوي غير المرئية. |
Onları koruyabilecek en güçIü kişi sensin. | Open Subtitles | أنتَ الوحيد القوي بما فيه الكفاية لحمايتها |
Güçlüler kendilerine ait olanı alacaklar ve alçakgönüllüleri ezecekler. | Open Subtitles | الإنسان القوي هو من سيمتلكهم، وسيسحق الإنسان الوديع |
Sonra Stoner, dayanıklı motosikletçilerin yapmaması gereken bir şey yaptı. | Open Subtitles | حينها "ستونر" فعل ما لا يجب أن يفعله الراكب القوي |