ويكيبيديا

    "الماء" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • suya
        
    • su
        
    • sudan
        
    • suyla
        
    • suyun
        
    • suyu
        
    • suyunu
        
    • suyumuz
        
    • denize
        
    • suları
        
    • denizde
        
    • deniz
        
    • suda
        
    • sular
        
    İşte su işletmesinin yanında kaç ev olduğunu gösteren bir avukatın yapmış olduğu harita, hangi evler suya bağlanmış. TED ها هي خارطة إنشأها محامي، وضعها في محطة مياة، ليرى أي المنازل هناك، أي المنازل تم توصيل الماء إليها؟
    Aniden fırladın, bir taksiye bindin, buraya geldin ve suya atladın! Open Subtitles خرجت مسرعاً وقفزت فى تاكسى جئت إلى هنا وقفزت فى الماء
    Kayaya doğru akan suyu düşünürsek, su sadece etrafından akıp gidecek. TED إذا فكرنا عن الماء الذي يتدفق نحو صخرة، سوف يتدفق حولها.
    Buradaki anahtar fizik prensibi su kaynamaya başladığında 1.600 faktöre kadar genişlemesidir. TED المبدا الفيزيائي هنا هو انه عندم يغلي الماء ويتبخر يتمدد بمعامل 1.600
    Yüzeye çıktım ve o an tek istediğim şey sudan çıkmaktı. TED وخرجت حينها وكل شيء في بالي كان ان اخرج من الماء
    Biz bu yapıyı, suyla çok fazla temas eden hayvanlarda görüyoruz ki bu suda yüzüş kontrolü için çok önemli bir şey. TED مرة أخرى، هذا شيء نراه في الحيوانات التي تقضي الكثير من الوقت في الماء، وذلك مفيد في التحكم في الطفو على الماء.
    Şöyle bir tur attı ve suya saçılan kolileri toplamaya başladı. Open Subtitles ثم بدء افراد طاقمها فى جمع الصناديق الطافيه على سطح الماء
    Bombalar suya düştükten birkaç saniye sonra, iki ayrı ışık gördük. Open Subtitles لقد رأينا وميضين متعاقبين بعدما ضربت القذائف سطح الماء بثوانى قليله
    su çok güzeldi. İskeleden atladık ve mayom suya düştü. Open Subtitles الماء عظيم لقد قفزت من فوق الرصيف و حمالتى فكت
    Sonra da dağılsınlar diye 30-40 dakika arası suya yatırıyorum. Open Subtitles ولكي تبدو كالوردة انقعها في الماء لـ30 : 40 دقيقة.
    Bir süre koşanların geçmesini bekleriz sonra da suya atarız. Open Subtitles لا تقلق سننتظر حتى يهدأ المكان ثم نحمله إلى الماء
    Onu seviyorum ama o deli. suya atladı ve kayboldu. Open Subtitles أنا أحبها ، ولكنها مجنونة لقد قفزت إلى الماء وإختفت
    Bu bulutu sevmemin sebebi çevresindeki transparan hava ile eşdeğerde su tutuyor olması. TED أحب هذه الغيوم لأن لديها نفس محتوى الماء بالضبط كما للهواء الشفاف حولها.
    Tuzlu su terbiyesi ve esmer şeker terbiyesi de % 60 oranda kanserojen etkiyi önleyerek ciddi düzeyde etkili oluyordu. TED تتبيلة الماء المالح وتتبيلة السكر البني ,عملت بشكل جيد جداً كذلك .حيث قللت من نسبة المواد المسرطنة بنسبة 60 بالمئة
    Normalde hava emiyor ancak su yutarsa suyun direncini hissediyor. TED إنه يسحب الهواء عادة ولكين حين يبلع الماء يشعر بمقاومته
    Buhar, sudan 1000 kat fazla hacme sahiptir bu nedenle muhafaza binalarının boyutları rektöre göre çok daha büyüktür. TED يأخذ البخار حيزاً أكبر من الماء السائل ب1000 مرة لذا تصبح بناية الاحتواء النووي كبيرةً جداً مقارنة بحجم المفاعل.
    Hayatta kaldı ve yanan petrolle dolu buzlu sudan yüzerek geçti. Open Subtitles نجا من حادثة السفينة وسبح عبر الماء المتجمد المغطى بالنفط المحروق
    Ben yukarı çıkıp senin uyuduğunu görüp ona bildirinceye kadar sudan bile çıkamazdı. Open Subtitles لم يكن يخرج من الماء إلا بعدما أصعد و أتأكد من أنك نائمة
    Şehrin sakinleri günde yalnızca kişi başına 100 litre suyla sınırlandı. TED تم تقييد حصة السكان من الماء ب 100 لتر للشخص يوميًا.
    Şimdi anlaması mühim olan şey, bu odanın suyla ısıtılıp, suyla soğutulduğu, kendi suyunu arıttığı, ve su enerjisiyle çalıştığı. TED الأن من المهم أن نفهم أن هذه الغرفة يتم تبريدها بالماء، وتدفئتها بالماء، وتنقي مياها، وتدار بطاقة الماء.
    Oraya karanlık olmadan önce gidemeyeğiz ama yeterince suyumuz var ve herşey düzelecek. Open Subtitles ربما قد نصل قبل الظلام ولكن لدينا الكثير من الماء لذا سنكون بخير
    Ve sonra da senin cesedini denize atarız. Evet, çok eğlenceliymiş. Open Subtitles وبعد ذلك نَرْمي جسمَكَ في الماء اوه ,هذا لا يبدو مرحا
    Elektriği olmayan bir barakaları var, suları akmıyor, kol saati yok, bisikleti yok. TED لديهم كوخ لاتتوفر به الكهرباء، أو الماء الجاري، لا ساعة معصم، لا دراجة.
    Yani bugün denizde kesinlikle cesamet var... ve bize doğru yaklaşıyor. Open Subtitles ومن الواضح أنه هناك بعض الأرتفاع في الماء وهو يتجه إلينا
    deniz kaplumbağalarının suda kayması için daha düz ve hafif kabukları vardır. TED سلاحف البحار ذات أصداف ملساء ولامعة؛ من أجل حركة سلِسة في الماء.
    Bir kez kurudu mu suda çözülmeyen polivinil asetat emülsiyonu. TED ومستحلب خلات البولي التي لا تذوب في الماء بعد جفافها.
    Köprünün altından çok sular aktı. Bu aralar onunla çok samimiyiz. Open Subtitles الماء يجري تحت الجسر نخفى أمر الفيلم بتلك الفترة كأننا لصوص

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد