Komik olan şu ki, bunu ilk aldıklarında da beğenmemiştim. | Open Subtitles | الشيء المضحك بخصوص هذه أني لم أحبها أول مرة حتى |
Asıl Komik olan ise, onun C-4 ile hiç bağlantısının bulunmaması. | Open Subtitles | حظ سيء المضحك بالموضوع انه ابد لم تربط قضاياه بسي 4 |
Kader hakkındaki Komik olan şey ondan asla kaçamayacak olman. | Open Subtitles | الشيء المضحك بشأن القدر أنّ المرء لا يستطيع الهرب منه |
Yerlerin kurumuş olması ne tuhaf. Dün gece yağmur yağmıştı. | Open Subtitles | من المضحك أن جفت الأرض اليوم لقد أمطرت الليلة الماضية |
Farkındasın, değil mi? Herkes uyurken burada olman biraz garip. | Open Subtitles | اتعلم, انه لمن المضحك ان نكون هنا بينما الجميع نيام |
İki küçük yardımcının beni yakalamana yardım etmeleri çok eğlenceli. | Open Subtitles | من المضحك مدى إقتراب مساعديك الصغيرين من إلقاء القبض علي |
Yani beni şok etmedi. Komik olan, bu sabah uyandım ve... Apaçık görüyordum. | Open Subtitles | الأمر المضحك هو أني استيقظت صباح اليوم واستطعت الرؤية بوضوح لكن ليس بعينيّ |
- Anne, ben öyle... - Komik olan ne var biliyor musun, Ben? | Open Subtitles | أمى , أنا لا أريد أتعرف ما المضحك فى هذا , بن ؟ |
Komik olan ne biliyor musunuz? Üç ya da dört havlu kullananlardan daha iyi kurutabiliyorum, çünkü o kadarı parmak aralarına giremiyor. | TED | تعرفون، الأمر المضحك هو، يمكنني تجفيف يدي أكثر ممن يستخدم ثلاثة أو أربعة، لأنهم لا يستطيعون الوصول إلى ما بين الشقوق. |
Bu kadar Komik olan nedir genç adam? | Open Subtitles | و الآن , ما هو المضحك في ذلك أيها الشاب ؟ |
Hadi, beni oraya götürün. Komik olan nedir? | Open Subtitles | هيا اصطحبني إلى هناك ما المضحك في هذا الأمر ؟ |
Komik olan tarafı, sen de benim gibi sahibin işini hallediyorsun. | Open Subtitles | الجزء المضحك ، أنك ضاجعت السيد كما ضاجعتني |
Neyin önemli olduğuna dair düşüncenin değişmesi ne kadar tuhaf değil mi? | Open Subtitles | من المضحك ، كيفية تغيير رأيك بشأن ما له الأهميه بالنسبة لك |
tuhaf olansa, yüzü dışında başka bir yerinde akım izi olmaması. | Open Subtitles | الشيء المضحك هو أنه لم يكن هناك إشارة للبرق باستثناء وجهها. |
Kulağa harika bir çözüm gibi geliyor ama işin tuhaf kısmı, Kumbh Mela gibi etkinliklerde çoğu insan cep telefonu taşımaz. | TED | يبدو أنه هو الحل الأنسب، ولكن المضحك في الأمر هو، معظم الناس لا يحملون هواتفهم النقالة معهم في مهرجان "كومبه ميلا". |
garip olan, bir grup insanın burada bir çeşit parti yapıyor olmaları. | Open Subtitles | الشئ المضحك هنا أنه يوجد مجموعة من الناس يبدو أنهم يقيمون حفلة |
İşin garip tarafı, buraya her gelişimizde manzara farklı geliyor. | Open Subtitles | الشيء المضحك ، أشعر باختلاف ، كل مرة اكون هنا |
Birini öldükten sonra gömmenin neresi eğlenceli? | Open Subtitles | ما هو المضحك في دفن أحدهم إن كان ميتاً بالفعل ؟ |
- neden gülüyorsun? | Open Subtitles | على ماذا تضحك؟ ما المضحك فى ذلك؟ |
Bu yeterince üzerine atlayacağımız gülünç bir yemdi ve biz de atladık. | TED | الان، ذلك كان بما فيه الكفايه، المضحك أن من الواضح أننا قفزنا إلى الطعم،ونعم فعلنا. |
İşin garibi; her nasılsa şimdi onu daha çok çekici buluyorum. | Open Subtitles | المضحك في الأمر، أنني أراها أكثر جمالاً الآن |
Evin bir anda boşalması ne kadar ilginç, değil mi? | Open Subtitles | من المضحك كيف يكون المنزل خالياً فجأةً أليس كذلك؟ |
saçma sapan teşhis sırasına sokma çalışmalarınızdan biri bu.Çok yakında o sıraya gireceksin. | Open Subtitles | سأكون في قسمكم ـ واقفا بين طابوركم المضحك ـ سيكون هناك طابور قريبا |
Ivanlarımızın Almanları selamladığını görmek komikti. | Open Subtitles | -كان من المضحك مشاهدة الروس يلقون بالتحية على الألمان |
Neden gülüyorsunuz? | Open Subtitles | ما الشيء المضحك جداً ؟ |
İşin komiği Steve Rendazo gizliden gizliye beni istiyor. | Open Subtitles | الشىء المضحك هو ان ستيف وديز يريدان لقائى سريا |
İşin tuhafı ise, artık onları giyemiyorum. İçlerinde pişiyorum. | Open Subtitles | المضحك أنني لا أستطيع أن ألبسها، أشعر بحر شديد |