"المفترض أن" - ترجمة من عربي إلى تركي

• gerekiyordu
• gerekiyor
• gereken
• gerekmiyor
• gerek
• lazım
• gerektiğini
• gerekirdi
• gerekir
• lazımdı
• gerekmez
• gerektiği
• gerekiyormuş
• şimdi
• olmalı

Biz geleceğe onu göndermek için gerekiyordu, bir kara ışıklı onu açın.
كان من المفترض أن نعيده للمستقبل لا أن نحوله إلى مرشد أسود

İyi de Marissa'nın ağlaması Ryan'ın da düşüncelere dalıp gitmesi gerekiyordu.
. من المفترض انها تبكى و هو من المفترض أن يحضنها

7'lik bir akım seviyesi var, ama şeyde olmaması gerekiyor...
هناك مستوى حالى من 7 ليس من المفترض أن يكون

Şu tırnaklarına bak. Keman yüzünden onları kesmen gerekiyor. Defalarca söyledim.
من المفترض أن تقصيها لأجل الكمان أخبرتك بهذا , توقفو توقفو

Hani düzgün giyinmen ve dans etmen gereken etkinliklerden. Tavuk da oluyor.
وأنت من المفترض أن تحصل على الملابس وترقص وبعد ذلك هناك الدجاج

Siz ne yapıyorsunuz çocuklar? Sizin Noel alışverişi yapmanız gerekmiyor muydu?
أليس من المفترض أن تقوموا بالتبضع قبل ليلة رأس السنة ؟

Mutlu olman gerek. Tavsiyene uydum, dünyaya büyük bir iyilik yapıyorum.
من المفترض أن تكون سعيداً أنا أقوم بتقديم خدمة كبيرة للعالم

Annenin bu dünyanın hakimi olması gerekiyordu, onun müthiş güç ve bilgeliğiyle.
أمي كانت من المفترض أن تكون حاكمة هذا الكوكب بقوتها العالية ومعرفتها

Tehlikeli bölgeden uzak durman gerekiyordu. Sadece bilgi toplamalısın. Duydun mu?
كان من المفترض أن تبقي خارج منطقة الخطر أتفهمين هذا ؟

Herneyse, bu akşam parti var ve onunla gitmem gerekiyordu ve şimdi...
وهناك أحتفال بالمدرسة الليلة وكان من المفترض أن أذهب برفقته ، والآن

- Gelemedim. Burada işinin başında olman gerekiyordu. Kimse ne yaptığının farkında değil.
كان من المفترض أن تكون هنا لا أحد يعرف ماذا تفعل بحق الجحيم

- Sır olarak kalması gerekiyordu. - Bunu geride bırakabiliriz.
كان من المفترض أن يكون الامر سرا نستطيع تجاوز هذا

Yeni bir müvekkille buluşmam gerekiyordu dokuz yaşındaki bir çocuğa yanlış teşhis koymuş ve neredeyse onu öldüren bir pediyatrist.
ليس هنالك محاكمات كان من المفترض أن ألتقي بموكّل جديد طبيب أطفال أخطأ في تشخيص طفل في التاسعة من عمره

Ama benim bu gerçeklikte senin benimkinde olduğundan daha fazla sağ olmamam gerekiyor.
لست من المفترض أن أكون حيّ في هذا العالم أكثر منك في عالمي

Sinyaller gayet düzgün geliyor ve zaten öyle de olması gerekiyor.
الاشارة مازالت تمر منه بشكل ثابت والتي من المفترض أن تفعله

Ki görünüşe göre bükmek gerekiyor ve bunu yaptığında dilek diliyorsun.
والتي بالظاهر من المفترض أن تُكسر وعندما تُكسر عليك بتمنّي أمنية

O yalan makinesi testine girmesi gereken bendim ama ona sırtımı döndüm ve şimdi de bu oldu, ama bir daha asla.
كان من المفترض أن أخضع لاختبار كشف الكذب ولكنّني خذلته وبعد ذلك حدث كل هذا ولكن لن أقوم بذلك مجدداً، حسنٌ ؟

Perşembe, Cuma ve Cumartesi geceleri çalışıyor olman gerekmiyor mu?
أليس من المفترض أن تعمل ليلة الخميس والجمعة والسبت ؟

Olayın kapanmasından mutlu olmam gerek ama aklıma takılan bazı sorular var.
أعرف أنها من المفترض أن تكون خاتمة لكن لدي المزيد من الأسئلة

Bir karışıklık olmuş. Benim de, bu ekipte olmam lazım.
يبدو أن هناك سوء تفاهم من المفترض أن أكون هنا

Kulağa çılgınca geliyor, biliyorum ama sanki yollarımızın bir şekilde çakışması gerektiğini düşünüyorum.
أعرفأننيأبدوغير منطقي،لكن .. أشعر أن على مساراتنا من المفترض أن تتقاطع بطريقة ما

Buna bakınca "Müthiş araba" dememiz gerekirdi, "Müthiş reklam" değil. Ben güldüm.
من المفترض أن ترى هذا وتقول إنها سيارة رائعة, لا إعلان رائع

Pekala, muhtemelen sarmam gerekir,.. ...ama bandajlar tıbbi çantada kaldı.
من المفترض أن أقوم بلفة لكن الرباط في المعدات الطبية

Bana yardım ediyor olman lazımdı bu aşağılık şerefsiz heriften randevu kopartman değil.
أنت من المفترض أن تقومي بمساعدتي وليس الحصول على موعد مع هذا الوغد

Bir insanın acı çekmesi için hayatta olması gerekmez mi?
أليس من المفترض أن يكون الشخص على قيد الحياة ليعاني؟

- O hisler gerçek. Her şey olması gerektiği gibi oluyor.
أشعر أن كل شئ صواب ويحدث كما من المفترض أن يحدث

Yarın anahtarı geri vermem gerekiyormuş gibi geliyor.
و أشعر كأني من المفترض أن أعيد مفاتيحي غداً

Latince okuyacağım, gülmeyin. Yaklaşık olarak şöyle bir şey olmalı...
إنه باللاتيني فلا تضحكوا إنه من المفترض أن يكون كذلك