ويكيبيديا

    "الوقود" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • yakıt
        
    • benzin
        
    • yakıtı
        
    • benzini
        
    • gaz
        
    • Benzinimiz
        
    • Yakıtımız
        
    • benzinin
        
    • benzinim
        
    • petrol
        
    • mazot
        
    • yakıtın
        
    • benzine
        
    • yakıtları
        
    • yakıtla
        
    Bu demek ki yakıt zincirindeki molekülleri inceleyerek istediğimiz şekilde optimize edebiliriz. TED معنى هذا أنه بإمكاننا هندسة الجزيئات في سلسلة الوقود ونحسنهم قدر المستطاع.
    Ama enerji politikaları daha fazla fosil yakıt bulunmasına odaklanmaya devam etti. TED لكن سياسات الطاقة استمرت في التركيز على إيجاد المزيد من الوقود الأحفوري.
    Amerika'daki benzin tüketimi büyük ihtimalle 2007'de zirveye ulaştı ve şimdi de düşüşte. TED على الأرجح أن إستهلاك الوقود في الولايات المتحدة كان عام 2007 وهو يتراجع.
    Bu arada, benzin için senden borç almalıyım, tüm bu yolculuk depoyu kuruttu. Open Subtitles . إسمع, عليك إعاراتي بعض المال لأجل الوقود كل قيادتنا تلك أفرغَتْ الخزان
    Burası Hindistan, ve bu da pişirmede en çok kullanılan yakıt: inek gübresi. TED هذه هي الهند, وهذا هو الوقود الشائع استعماله في الهند: انه روث البقر.
    Ancak sonunda en sıcak alevler bile yakıt ve oksijensiz kalır. TED في النهاية، حتى أكثر النيران حرارة ينتهي منها الوقود أو الأوكسجين.
    Beyaz çizgiler gelişmiş yakıt devresi denilen ilerleme kaydettiğiniz şey. TED الخطوط البيضاء تسمى دورة الوقود المتقدمة، حيث يتم إعادة المعالجة
    Nereye gidiyorsun? Biraz yakıt bulmaya ve bilgi toplamaya gidiyorum. Open Subtitles لأرى إذا كان بأمكانى العثور على بعض الوقود وبعض المعلومات
    Ve makinemin aslında, iri navlunlu yük ve... yakıt kaynaklarının boyutunu azaltabilmesini sağladım... Open Subtitles وأفترض أن جهازي يمكن أن يقلل بشكل أساسي حجم الحمولات الضخمة وتجهيزات الوقود
    Bunu denedim. Biraz yakıt boşalttım. Şimdi havada yakıt ikmali yapacaklardır. Open Subtitles حاولت ذلك بالتخلص من بعض الوقود وسيتم تزويدهم الآن بالوقود جواً
    Bu gece büyük bir kutlama var. Yarına kadar benzin alamazsınız. Open Subtitles انه احتفال ضخم الليلة و لن تحصلوا على الوقود قبل الغد
    Otoyoldaki tüm büfe ve benzin istasyonlarını kontrol ettik. Hiç iz yok. Open Subtitles لقد تفقدنا كل محطات الوقود الرئيسية والمطاعم بالطريق السريع ولا إشارة لهم
    Ülkenin çeşitli bölgelerinden, benzin fiyatlarındaki ani artışlara ait birçok rapor elime ulaştı. Open Subtitles أستلمت تقارير من مختلف ألأجزاء في البلد حول أرتفاع حاد في سعر الوقود
    benzin borularınızı tek başıma ben kestim. Sorununu benimle hallet. Bırakın dostlarım gitsin. Open Subtitles أنا فعلتها , أنا قطعت مخزن الوقود دعني أتعامل مع الأمر دعهم يذهبون
    Birkaç varil benzin ve birazcık mermiyle şehri getirdiğim noktaya baksana. Open Subtitles انظر ما فعلته بهذه المدينة ببضعة براميل من الوقود وبضعة رصاصات
    İletişim sistemini tahrip ettikten sonra yakıtı boşalttı ve gitti. Open Subtitles بعد أن أسقط برج الإتصال أفرغ خزان السياره من الوقود
    Profesör Fate tüm benzini yok ettiği için, Grommett zorunlu oldu. Open Subtitles حيث أن البروفسير فيت بدد كل الوقود ف جروميت ضرورة قصوى
    Annem bu parayı petrol kuyularından alıp, gaz pompalarına yatırdı. Open Subtitles أخذت أمي المال من آبار النفط, وأغرقته في مضخات الوقود.
    Geri getirmek için yeterince Benzinimiz var peşinden gitmek ister misin? Open Subtitles لدينا ما يكفي من الوقود للعودة فقط أتريد أن تذهب ورائها؟
    Ve oraya doğru giderken birkaç on yılllık, beki de yüz yıllık fosil Yakıtımız kaldığını görürsünüz. TED وبينما تقوم بالمرور هناك سترى أنه تبقت لنا سنوات قليلة، وربما 100 عاماً من الوقود الإحفوري المتبقي.
    Benimle gelmen, benzinin parasını ödemem, ve şu haline bak. Open Subtitles أتيتي بهذه الرحلة، و دفعتي ثمن الوقود و انظري لنفسك
    benzinim bitti, yolda kaldım. Arabam 10 blok ötede. Atar mısın beni? Open Subtitles لقد نفذ الوقود مني وسيارتي على بعد 10 بنيان, هل يمكنك إيصالي؟
    "oluşuyor ve mazot, tank, şeker, et, buğday gibi..." Open Subtitles خمسون سفينة تجارية يحملون زيت الوقود ودبابات
    Normalde verimlilik hayatidir, çünkü motorun ömrü boyunca yaktığı yakıtın maliyeti motor mailyetinden çok fazladır. TED في العادة، الكفاءة أمر مصيري لأن تكلفة الوقود على مدى عمر المحرك أكبلا بكثير من تكلفة المحرك
    Ya da belki de seni aramak için harcayacağı benzine değmiyorsundur. Open Subtitles أو ربما لأنك بكل بساطة لا تستحق ثمن الوقود اللازم لإيجادك
    Ama güneye doğru havalanmışlar ve sadece 480 km gidebilecek kadar yakıtları varmış. Open Subtitles لكنهم حلّقوا بإتجاه الجنوب ولديهم ما يكفي من الوقود لحوالي 300 ميل فقط
    227ton sıvı yakıtla hareket eden mekiğin mürettebatı ilk hedeflerine doğru yol alıyorlar. Open Subtitles انطلقت بـ 500 ألف رطل من الوقود يوجه الطاقم الآن المكوك لوجهته الاولى

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد