Buraya sadece tekrar güvenli olduğunu düşündüğü için taşınmıştır, yani bunu ona yapan adam ya taşındı ya da öldü. | Open Subtitles | لقد عادت الى هنا لأنها ظنت ان ذلك آمن اذا الرجل الذي فعل ذلك بها اما انه انتقل او مات |
Birincisi, eğitim fildişi kuleden klinik derslere ve mahallelere, mezunların çoğunun çalışacağı türden yerlere taşındı. | TED | أولاً انتقل التدريب من الأبراج العاجية إلي العيادات الدراسية و الحارات، الأماكن التي سيتمرن فيها أغلب هؤلاء الخريجين. |
Yok 2. gişeye git, yok 16. ya git! | Open Subtitles | لا يمكن أن يكون دون ذلك. إذهب إلى العداد 2، انتقل إلى العداد 16. |
Şehir üstüne şehre taşınmış, başını kanunlarla belaya sokup durmuş. | Open Subtitles | انتقل من مدينة إلى مدينة، ووقع في مشاكل مع القانون. |
dedim Ve daha ben cümlemi bitirmeden teneffüste oynayacağı futbola geçti. | TED | وقبل أن أنهي جملتي، انتقل إلى موضوع لعبة كرة القدم التي كان سيلعبها في العطلة. |
1948'de, 24 yaşında bir yazarlık bursuyla Paris'e taşındı. | TED | لذلك في عام 1948 وبسن 24، انتقل إلى باريس عن طريق منحة للكتابة. |
Ona verdiğimiz problem şu: buraya yeni taşındı. | TED | لذا قمنا بصنع مشكلة له وهي كالتالي لقد انتقل الى منزل جديد |
Buraya daha yeni taşındı. Hiç arkadaşı yok. | TED | فقد انتقل الى منزل جديد .. ولا يملك اي رفاق جدد |
-Evet,benimki Chicago'ya taşındı. Artık telefonda seks yapıyoruz. | Open Subtitles | انتقل الألغام إلى شيكاغو ولكن الآن لدينا الجنس عبر الهاتف. |
1880 yılında, Tesla telgraf merkezinde iş bulduğu Budapeşte şehrine taşındı. | Open Subtitles | في 1880 انتقل تيسلا الي بودابست حيث تم توظيفه بمكتب التيليغراف الرئيسي |
- oraya git ve botu dengede tut. - Çok yakınız, çok yakın. | Open Subtitles | ـ انتقل لهناك و حافظ على اتزان القارب ـ نحن قريبوا جداً , قريبوا جداً |
- Ayıl ve kütüphaneye git. | Open Subtitles | حسنا، أنت تعرف ماذا؟ صوبر حتى، انتقل إلى المكتبة. |
Graceland'e yakın olmak için buraya taşınmış. | Open Subtitles | انتقل هنا لتكون قريبة من غريسلاند السبب .. |
Buraya yüksek lisansını bitirmek için taşınmış. | Open Subtitles | انتقل لهنا لاكمال دراسة الماجستير الجامعية |
Kendi parasına sahip olabilmek için bir mandıra kurdu. Bu bağımsızlık duygusu bana da kesinlikle geçti. | TED | بدأت ملبنتها لتستطيع جني قرشها، وبالتأكيد هكذا انتقل إلي حس الاستقلالية. |
Diğer tarafa geç! | Open Subtitles | نحن نقود عكس اتجاه المرور انتقل للجانب الآخر |
Hayatım sana bir kaç gün önce taşındığını 'söylemiştim ya'. | Open Subtitles | عزيزتي ، هو انتقل قبل بضعه أيام ، أخبرتك بذلك |
Sonuç çıkarmam için devam edeceğiz. | TED | سنمضي قدماً لذا استطيع ان انتقل الى المحصلة النهائية |
Evime taşın. Bizle yaşa. Temiz çarşaflar üstünde uyu. | Open Subtitles | انتقل الى منزلي، عش معنا نم تحت اغطية بيضاء نظيفة |
Bu sabah, Darren'ın Tucker'a transfer olduğunu duydum. | Open Subtitles | لقد عرفت هذا الصباح ان دارين انتقل لفريق تاكر .اذن خسرنا الموسم .الموسم سيكون ما نحدده نحن |
Andrew, Duluth Minnesota'dan Detroit'e taşınmıştı. | TED | لقد انتقل اندروا الى ديترويت من دولوث مينسوتا |
Şimdi, araba ile ulaşımı bir kenara bırakıp bacaklarını kaybetmiş talihsiz insanlar için bireysel hareket kabiliyetine geçelim. | TED | اسمحوا لي ان انتقل من التحرك بواساطه السيارات للحركه الشخصيه فبالنسبة للاشخاص المصابين الذين فقدوا ارجلهم. |
Buraya yeni taşınan birine göre çok fikir edinmişsin. | Open Subtitles | لديك الكثير من الآراء بالنسبة لشخص انتقل لتوه للعيش هنا |
Her 10 yılda bir, insanlar yaşlanmadığımı fark etmeye başlayınca... taşınıyorum. | Open Subtitles | كل عشر سنوات, عندما يبدأ الناس بملاحظة أني لا أشيخ, انتقل |
Bu da Cotton'ın Seattle'dan buraya taşındığında siyasete atıldığı parti. | Open Subtitles | إنها حزب سياسي لكوتون بدأت عندما انتقل إلى هنا من سياتل |
Benim atalarımın taşındığı zaman | Open Subtitles | ذلك هو الوقت الذي انتقل فيه أجدادي للمنزل |