Size İngilizce öğretmek için oradaydım; Bunun yasak olduğunu biliyordunuz. | TED | كنت هناك لادرسكم الانجليزية وكنتم تعلمون ان هذا غير مسموح. |
Ve Bunun şu anda tüm dünyada asıl mücadele olduğunu görüyorsunuz. | TED | وترى هذا ظاهراً حول العالم مجدداً ان هذا هو الصراع الرئيسي. |
Şu an Bunun imkansız göründüğünü biliyorum, ama bunu atlatacaksın. | Open Subtitles | , أعرف ان هذا يبدو مستحيلاً الآن لكنكِ ستتخطين هذا |
Bu partinin senin için böyle önemli olduğunu fark etmemiştim. | Open Subtitles | بولا, لم اكن اُدرك ان هذا الحفل يعنى لك الكثير |
Özellikle Bu çok önemli bir kitapsa. ki bu öyle. | Open Subtitles | .خاصه اذا كان الكتاب حقا مهما حيث ان هذا الكتاب |
Başka bir deyişle, şuradaki ilk bir kaç cümle, Bunun bir üzüm bitkisi olduğunu düşünürsek: kök yap, dal yap, çiçek aç gibi şeyler. | TED | بعبارة أخرى ، الجملتين الأولى هنا لو افترضنا ان هذا الجينوم خاص بنبتة العنب اصنع هنا جذر ، وهنا فرع ، وكوّن هنا زهرة |
Bunun gurur duyabileceğin bir şey olabileceğini anımsatmama gerek yok. | Open Subtitles | انا لااريد ان اذكرك ان هذا سيكون محل تقدير لك |
Kişisel olarak Bunun bir daha olmayacağını garanti edebilir misin? | Open Subtitles | هَلّ بإمكانك شخصياً أَنْ تَضْمن ان هذا لَنْ يَحْدثَ ثانيةً؟ |
Bunun saçma bir batıl inanç olduğunu düşünüyorsun, değil mi? | Open Subtitles | تعتقد ان هذا هراء و خرافات ، اليس كذلك ؟ |
Haydi Ryan. Bunun en iyi hamlen olduğunu bilmen lâzım. | Open Subtitles | هيا يا راين انت تعرف ان هذا هو الأمر الصحيح |
- saldırdığınızda koptu. - Bunun benim gömleğim olduğunu kanıtlayabilir misiniz? | Open Subtitles | ـ المحلف 11 ـ هل بامكانك ان تبثت ان هذا لقميصي؟ |
Yaratıcı düşüncenin başkan yardımcısı sıfatıyla atandığın ilk görev olarak düşün bunu. | Open Subtitles | فكر بها على ان هذا واجبك الاول كنائب للرئيس عن الفكر الابداعي |
Biliyorum buna inanmak zor biliyorum biz iyi arkadaşız ve bunu ispatlayabilirim. | Open Subtitles | انا اعرف ان هذا صعب تصديقه لكننا افضل صديقين واستطيع اثبات ذلك |
bunu senin istediğini biliyorum ama bana onların seni evlat edinmesine izin vermem büyük bir hataymış gibi geliyor. | Open Subtitles | أعلم ان هذا هو ما أردته, ولكن هذا, هذا فقط يجعلني أشعر وكأنني ارتكبت خطأ فادحاً بالسماح لهم بتبنيك |
Rahatsız ediyorum, değil mi? Evet, insanlara hep böyle davranıyorum. | Open Subtitles | انت غير مستريح اعرف ان هذا تأثيرى الطبيعى على الناس |
Biliyorum Bu çok zor ve şuan kafan gerçekten karışık ama bu geçecek | Open Subtitles | أعلم ان هذا صعب وأنت تشعر حقا بالتشويش الآن ولكن الوضع سيصبح افضل |
Sorun şu ki, bu beni orada istenmeyen biri yaptı. | Open Subtitles | و مشكلتى ان هذا سوف يكون له نتائج غير محبوبة |
Okulu eken o salak evde mi diye bakmaya gittim, evde biri vardı. | Open Subtitles | ذهبت للمنزل لأتأكد ان هذا الغبى يتهرب من المدرسة و بينما ان هناك |
Aileleri kurtarmanın tek yolunun bu olduğuna inanarak insanlara ihanet ettim! | Open Subtitles | قمت بخيانة اشخاص معتقد ان هذا هو السبيل الوحيد لإنقاذ العائلات |