Şimdi tüm aile tüberküloz geçiriyor, ve adam, kimsenin tedavi edilmesini istemiyor. | Open Subtitles | كل العائلة اصابت بالسل ولم يرد ان يعالج اى شخص |
tüberküloz bulaştırma riskiyle insanları tehdit ederek D bloğunun kraliçesi olmuş ve yemek zincirinin başına geçmiş bir kadın ile güvercinden saatli bomba yapan bir Ekvadorlu'ya karşı yarışıyorsun. | Open Subtitles | هذا يعني أنكِ تنافسين المرأة التي جعلت نفسها ملكة العنبر الرابع بإصابتها بالسل و العطس لأعلى السلم الغذائي |
Pekala tüberküloz yok, HIV yok ne arıyoruz? | Open Subtitles | حسناً، مادام الأمرُ غيرُ متعلقاً بالسل ولا بالإيدز فما الذي نبحثُ عنه؟ |
Her nasılsa, saatini çalması için tuttuğum suçlu güvenilir biri değilmiş ve sonuç olarak ayağımda tüberküloz çıkmış ve ölüm saatini kaybetmiş olarak kalakaldım. | Open Subtitles | على أي حال, تبين أن المجرم الذي عينته لسرقة ساعتك ليس جديراً بالثقة وانتهى بي الأمر بالإصابة بالسل في قدمي |
Her nasılsa, saatini çalması için tuttuğum suçlu güvenilir biri değilmiş ve sonuç olarak ayağımda tüberküloz çıkmış ve ölüm saatini kaybetmiş olarak kalakaldım. | Open Subtitles | على أي حال, تبين أن المجرم الذي عينته لسرقة ساعتك ليس جديراً بالثقة وانتهى بي الأمر بالإصابة بالسل في قدمي |
Baltimore'da bir hastane tüberküloz başlangıcı teşhisi koymuştu. | Open Subtitles | مستشفى فى (بالتيمور) ذكر أنني كنت على وشك الإصابة بالسل |
tüberküloz alıyorum. | Open Subtitles | .إنما أصاب بالسل |
Sanırım bende tüberküloz var. | Open Subtitles | أظنني مصابة بالسل |
tüberküloz hastası. | Open Subtitles | انها مريضة بالسل |
Valentina'da tüberküloz olabilir. | Open Subtitles | ربما تكون (فالنتينا) مصابة بالسل |
- Ciğerlerinde tüberküloz var. | Open Subtitles | -إنها مصابة بالسل . |