Bu şekilde davranman doğru, ancak onun için aynısını söyleyemem. | Open Subtitles | سلوكك كان سليماً جداً لكن لا يمكننى الجزم بالنسبة له |
George benim için nedir bilmesem de, ben onun için ne olduğumu biliyorum. | Open Subtitles | بينما أنا لا أعرف ما يمثله جورج لي أعرف ما أنا بالنسبة له |
Evet, bu her ne ise anladığım kadarıyla onun için önemli. | Open Subtitles | أجل, و أيّاً كان هذا فهو مهم بالنسبة له كي أراه |
onun için seks sadece seks değildir. Bir samimiyet göstergesidir. | Open Subtitles | بالنسبة له , الجنس مجرد جنس , إنه إشارة المودة |
Ona göre, tüm insan varlığı gerçek dışı. | Open Subtitles | لا شيء من الحالة الإنسانية كان مهم بالنسبة له. |
Ve garipti, çünkü, onun için her şeyin bittiğini biliyorduk. | Open Subtitles | كان الموقف غريب, لأننا علمنا بأنها كانت النهاية بالنسبة له |
Doktoru tehlikeye atan sizdiniz. Bu yüzden onun için yapacaksın. | Open Subtitles | كنت قد تعرضت للخطر بالنسبة له ، وليس بالنسبة لي |
Ama onun için çok önemli bir şey taşıdğını biliyordum. | Open Subtitles | لكنى عرفت انه يريد ان ينقل شىء قيم بالنسبة له |
Büyükbabasını görmek isteyeceğini düşündüm bu, onun için önemli bir gün. | Open Subtitles | حسناً , علمت بأنه سيكون مسروراً إنه يوم كبير بالنسبة له |
Kötü bir anda oldu, özellikle onun için, ama yarış bu. | Open Subtitles | لقد أتى في وقت سيء خصوصا بالنسبة له لكنه كان سباقا |
O bir çocuk, onun için en iyisini de sizin seçeceğinizi sanmıyorum. | Open Subtitles | انه طفل, و انا لا اعتقد انك من تقرر الافضل بالنسبة له |
Son zamanlarda kanları boşaltılarak öldürülen kurbanlar da hemşire olduğu için bu davanın onun için özel bir anlamı olduğunu düşünüyoruz. | Open Subtitles | و لأن أخر ضحايا عمليات الإستنزاف كن من الممرضات فنحن نظن ان هذه القضية تحمل نوعا من الأهمية الخاصة بالنسبة له |
Aktif göreve geri dönmek onun için büyük bir olaydı. | Open Subtitles | العودة للعمل بكل طاقته, كان ذلك أمراً مهماً بالنسبة له. |
Bunu milyon kere yaptı yani. onun için araba sürmek gibi sanki. | Open Subtitles | أقصد أنّه فعل هذا مليون مرّة، إنّها أشبه بقيادة سيارة بالنسبة له. |
Belki de onun için öylesine bir ilişki senin için daha anlamlıydı. | Open Subtitles | ربّما ما كانت علاقة عابرة بالنسبة له عنت لكِ أكثر من ذلك. |
Hastanede yatan yaşlı bir kadın onun için çocuk oyuncağı olur. | Open Subtitles | قتل عجوزٍ خَرفةٌ مستلقية في المشفى .سيكونُ لا شيءَ بالنسبة له |
Aktif göreve geri dönmek onun için büyük bir olaydı. | Open Subtitles | العودة للعمل بكل طاقته, كان ذلك أمراً مهماً بالنسبة له. |
Ama sonra, Meru'nun, onun için tutunacak bir dal olduğunu anladım. | Open Subtitles | ولكن أدركت أن ميرو بالنسبة له هو شيء يستحق التمسك به |
Bu onun için yeni bir Starbucks'dan daha önemli olabilir. | Open Subtitles | ربما كان هذا بالنسبة له اهم من ستار بكس جديد |
Çünkü Ona göre, bu, unutulmuş bir diyardan kalan ölü bir yadigardı, ta ki ona evleneceğimi söylediğim güne kadar. | Open Subtitles | لأنه كان أثر ميت من مكان منسي بالنسبة له, حتى اليوم الذي أخبرته فيه أنني سأتزوج. |
Ona göre, Sentain birinin garezinin kurbanı olmuştu. | Open Subtitles | بالنسبة له فإن سانتان كان فريسة لنوايي السيئة |
Eğer Ona karşı hala bir şeyler hissediyorsan, bunu kendine yapma Bir gün bekle, | Open Subtitles | إذا كان لديك أي مشاعر بالنسبة له على الإطلاق, لالكممدينونلنفسك لوقف ,واتخاذيوم, |
Ve bu kız ona kendisini daha iyi, daha genç hissettirecekse, Onun adına sevinirim, tamam mı? | Open Subtitles | وإذا كانت هذه الفتاة هي ما يحتاج إليه ليشعر على نحو أفضل عن نفسه، ليشعر الأصغر سنا، أقول جيدة بالنسبة له. |
Bunun sadece, onun açısından hızlı gelişmesini istemiyorum. | Open Subtitles | أردت الإطمئنان على ألا يكون هذا سريع بالنسبة له. |
Ama bazen bir insanın umudu olduğunu anlaması için bir işarete ihtiyacı vardır. | Open Subtitles | لكن أحياناً الرجل يحتاج الى أشارة ,هناك بعض الأمل بالنسبة له ,أتعلم؟ ؟ |
Fakat ameliyat O'nun için dizini daha da zorlayıp yine paramparça etmek için iyileştirme anlamına geliyor. | Open Subtitles | انها تجعله بحاله أفضل، ولكن بالنسبة له يجب أن تجعل منه أفضل حتى يستمر في الضغط عليها، تدميرها، أساسًيا، |