Sık sık bahçe temizliğinde görev alıp tuhaf bitkiler toplardı. | Open Subtitles | كان يقوم بواجب البُستانيّ كثيراً، إذّ كان يجمع تلكَ النباتات المُريبة. |
Fleming'in sadece masa başı görev alması gerekiyor, efendim. Kahretsin, bir şey yapın efendim! | Open Subtitles | لقد أحاطك بواجب مكتبي - بحق الله افعلي شيئاً - |
Size göstermeyi görev biliyorum beyefendi. | Open Subtitles | أشعر بواجب يدفعني للاحتجاج |
Evinde kim görev yapıyor? | Open Subtitles | من يقوم بواجب منزلك؟ |
Elly'e coğrafya ödevinde yardımcı olup yattım. | Open Subtitles | ساعدت إبنتي بواجب الجغرافيا و خلدت إلى النوم |
görev ve politikalarla bir alakan yok. | Open Subtitles | انت لست مربوط بواجب او سياسة |
- Sakın görev falan deme! | Open Subtitles | -لا تدعيه بواجب |
Sana cebir ödevinde yardım etmek için onu ekti. | Open Subtitles | وأعتذر منها ليساعدك بواجب الجبر المنزلي |