ويكيبيديا

    "تثبت" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • kanıtlamak
        
    • kanıtlıyor
        
    • ispat
        
    • kanıtlamaya
        
    • kanıtlayabilir
        
    • kanıtlayan
        
    • kanıtlanana
        
    • kanıtlayacak
        
    • kanıtı
        
    • kanıtlaman
        
    • kanıtlamaz
        
    • kanıtlar
        
    • ispatlanana
        
    • dair
        
    • kanıtlamalısın
        
    Hükümet, gerçekten, 77 sefer sayılı uçağın Pentagon'u vurduğunu kanıtlamak istiyorsa, bütün yapması gereken, o kasetlerden birinin yayınlanmasını serbest bırakmak. Open Subtitles إذا أرادت الحكومةَ أن تثبت بشكل نهائى بأن الرحلة 77 ضربت وزارة الدفاع الأمريكيةَ كل يجب أن يعرضوا أحد تلك الأشرطة
    Belge bir anlaşma olduğunu öne sürmüyor. Bu anlaşmayı kanıtlıyor. Open Subtitles الوثيقة لا توحي بوجود علاقة هي تثبت وجودها بشكل مطلق
    Dünya'da gerçek bir kahraman olduğunu ispat edersen... tanrılığını geri kazanabilirsin. Open Subtitles هرقل تستطيع أن تثبت أنك البطل الحقيقي على الأرض ألوهيتك سترجع
    Ama bugün herkese daha iyi olduğunu kanıtlamaya çalışacağın gün değil. Open Subtitles ولكن اليوم ليس مناسباً لتحاول أن تثبت للجميع أنك أفضل
    Tamam tamam. Bir şey kanıtlayabilir mi? Open Subtitles حسناً ، حسناً هل بأمكانها ان تثبت اى شىء
    Ve tabi bir de "g" sözcüğü var, zihinsel engelli insanların çoğu insan için hala görünmez olduğunu kanıtlayan sözcük. TED ثم يوجد تلك الكلمات الجارحة والمهينة التي تثبت أن ذوي الإعاقات الذهنية لا زالوا غير مرئيين بالنسبة للعديد من الأشخاص.
    Fransa'da olabiliriz ama yine de bir insan suçu kanıtlanana kadar masumdur. Open Subtitles ربما نحن فى فرنسا ولكنى مازلت أمريكيه الرجل برىء حتى تثبت ادانته
    Ona mektuplar vermek istemiş. Açıkça suçsuz olduğunu kanıtlayacak mektuplar. Open Subtitles اراد أن يعطها خطابات والتى يبدو أنها تثبت أنها بريئة
    Mükemmel tasarımı diğerlerinden geri kalmayan performansı ve parmak ısırtan zerafeti ile güzelliğin güçle buluşmasının kanıtı olarak bize sunuluyor. Open Subtitles تصميمها دقيق، خطوطها البسيطة القوية في آن واحد، وأناقتها الفريدة كل هذه الميزات تثبت
    Sokka, bana bir şeyler kanıtlamak zorunda değilsin. Seninle zaten gurur duyuyorum. Open Subtitles سوكا لا يجب عليك أن تثبت لي ذلك فأنا فعلا فخور بك
    Belki de herkese, hala harika bir parti düzenleyebildiğini kanıtlamak istemiştir. Open Subtitles وربما أرادت ان تثبت للجميع انها مازالت تستطيع عمل حفلة رائعة
    Belki de kontrolün kendisinde olduğunu bizi ne zaman isterse öldürebileceğini kanıtlamak istiyordur. Open Subtitles لربّما تريد أن تثبت أنّها ممسكة بزمام الأمور، وبأنّ بوسعها قتلنا متى شاءت
    Ama bu bir şeyi kanıtlıyor. Open Subtitles تثبت شئ واحد بكل هذا انت لا تفعل ذلك لتنقذ حياه
    Kaynak kayıtları Kıbrıs kaydının sahte olduğunu kanıtlıyor. Open Subtitles التسجيلات الأصلية التي تثبت أن تسجيلات قبرص مزيفة
    Ya da benim anlattıklarıma kulak vererek bunu siz ispat edebilirsiniz. Open Subtitles او انه يمكنك ان تثبت العكس بالموافقة على ان تسمع قضيتي
    Birilerine yardım ettiğimiz zaman dünyaya bir şeyler kanıtlamaya çalışmıyor musun? Open Subtitles إنك لا تحاول أن تثبت شيئاً للعالم في كل مرة نساعد فيها شخصٌ ما؟ ،جميعنا يحاول إثبات شيءٌ ما
    Jesse, rahatsız edilmediğimizden Emin olabilir misin? Bir psişik olduğunu kanıtlayabilir misin? Open Subtitles جيسي، تأكد أنه ليس هناك إزعاج؟ يمكنني أن .. هل بالإمكان أن تثبت أنك روحي؟
    Bunu kanıtlayan kanıtım var, ama bana hiç zaman vermediniz. Open Subtitles لدي الدلائل التي تثبت ذلك ولكنك لا تمنحني أي وقت
    Esasen siz, masumluğu kanıtlanana dek Başkan suçludur tutumunu seçmişsiniz. Open Subtitles في الأساس امسكت موضع ان الرئيس مذنب حتى تثبت برائته
    Evet, ama aslında atacağım sağ el önde yumruğu sana bunu yapamayacağını kanıtlayacak. Open Subtitles نعم, ولكن الحقيقة إنّني أطلق يمينية تثبت لك أنّني أعتقد أنّكِ لن تستطيعي.
    Ayrıca, bunları benim uydurduğumu söyleyeceksiniz ama doğru söylediğime dair kanıtı sunduğumda bu durumdan siz zararlı çıkacaksınız. Open Subtitles ستخبرني أيضاً أنك صنعت كل هذه الإداعاءات لكن سوف أظهر المستندات التي تثبت هذا التعارض
    Ağır silahlarla sana güvenmemiz için önce kendini kanıtlaman gerekli. Open Subtitles يجب أن تثبت نفسك قبل أن نثق بإعطائك الأسلحة الثقيلة
    Birisini sebepsiz yere öldürmezsin. Bu saat hiçbir şeyi kanıtlamaz. Open Subtitles لا أحد يقتل شخصاً بلا مبرر الساعة لا تثبت شيئاً
    Elimizde olan tüm kanıtlar, karanlık maddenin orada olduğunu söylüyor ve gökleri dolduran o güzel sarmal galaksilerde olan bir sürü şeyi açıklıyor. TED كل الأدلة التي نملكها تثبت أن المادة المظلمة موجودة وذلك يتمثل في كثير من الأشياء في تلك المجرات اللولبية الجميلة التي تملؤ السماء.
    Size en temel dogmayı hatırlatmak isterim, her insan suçu ispatlanana kadar suçsuzdur. Open Subtitles اسمحوا لي أن أذكركم بأن مبدأ القانونية الأساسية هو البراءة حتى تثبت إدانته.
    Masum olduğuna dair bir kanıt varsa peşinden gider misin? Open Subtitles وإذا كانت هناك أدلة تثبت أنه بريء، هل ستذهب خلفها؟
    Acil durumlarda güvenilir olduğunu onlara kanıtlamalısın. Open Subtitles يجب أن تثبت لهم أنه يُمكن الإعتماد عليك فى وقت الشدة

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد