Bir şeyler saklıyorsun. Bu odanın dışına çıkmasını istemediğin bir şey. | Open Subtitles | أنت تخفي شيئًا شئ لا تريدة أن يخرج خارج هذة الحجرة |
Büyük bir ağzın var. Benden bir şey mi saklıyorsun? | Open Subtitles | لديك فم كبير سيدي ، هل تخفي شيئاً عني ؟ |
Masrafları aksesuar ve figüranların arkasına saklıyor. Bu doğru değil. | Open Subtitles | إنها تخفي مبالغ ضخمة بداع الديكورات والإضافات، هذا غير صحيح |
Yalan makinemizin analizleri onu bulmamıza yardım edebilecek bir şeyler sakladığını söylüyor. | Open Subtitles | وتحليل كشف الكذب يؤكد أنك تخفي شيئاً ربما يساعدنا في العثور عليه |
Bilmem demek. Benden gizli saklı işler yapıyorken, ne deme mi bekliyorsun? | Open Subtitles | كما قلت لا شيء، ماذا يسعني أن أقول وأنت تخفي الأمر عني؟ |
En azından senin cadı olduğunu biliyor. Bir şey saklamak zorunda değilsin. | Open Subtitles | على الأقل هو يعلم أنك ساحرة ليس عليك أن تخفي أي شيء |
Bir haftadır benden bir şeyler saklıyorsun. | Open Subtitles | حسنا, ما الأمر يا رجل؟ أنت تخفي شيء طوال الإسبوع |
-Belki sen saklıyorsun. -Konu o! | Open Subtitles | من الممكن ان تكون انت التى تخفي شيئا هذا ليس عني |
Bir şeyler saklıyorsun. Açıkça söyle. | Open Subtitles | هيّا أجب، نعم أم كلا، إنّك تخفي شيئاً يا رجل، تكلم. |
-Bir şey mi saklıyorsun yoksa vaktini ayırmana değmeyecek biri miyim? | Open Subtitles | هل تخفي شيئا,او انني لا استحق وقتك؟ المعذرة؟ |
Ve sonra anladımki, eğer bunu saklıyorsa başka ne saklıyor olabilir? | Open Subtitles | ثم فكرت لو أنها تخفي ذلك فماذا تخفي أيضاً؟ |
Önemsediğim, hayatının bir parçasını benden saklıyor olman. | Open Subtitles | ولكنني أمانع أن تخفي جزءاً من حياتكِ عني |
Bir şeyler saklıyor. Tıpkı insanlar gibi. | Open Subtitles | إنها تخفي شيئا ما، تماما مثلما يفعل البشر |
Bu genç kadını personelinden birinin öldürdüğünü, senin de bilgi sakladığını öğrenirsek, o kişiyi içeri atmakla kalmam, seni de atarım. | Open Subtitles | إذا علمنا بأن شخصاً في الطاقم قتل تلك الفتاة وأنت تخفي المعلومات سوف أضع ذلك الرجل في السجن لكن أنت أيضاً |
Buradasınız çünkü bu şirketin sizden bir şeyler sakladığını düşünüyorsunuz. | Open Subtitles | نحن هنا لاننا نعتقد ان هذه الشركه تخفي اشياءا عنكم |
gizli görevdeki 5 adamın ismini kaldırdın aksi halde öleceklerdi. | Open Subtitles | انتََ تخفي معلومات عني عن 5 عملاء متخفين كانوا سيموتون |
Bu bir hikaye anlatıcı olarak sizin göreviniz, seyircinin yemeği için çalıştığı gerçeğini saklamak. | TED | تلك مهمتك كراو للقصة، أن تخفي حقيقة أنك تجعلهم يعملون من أجل طعامهم. |
Bu kurumsal mevcut fotoğraflar başka bir gerçeği de gizliyor. | TED | تخفي مجموعة صور الشركات حقيقة آخرى، طبقة أخرى. |
Belli şeyleri gizliyorsun ama henüz onların ne olduğunu bilmiyorum. | Open Subtitles | أنت تخفي أشياء معيّنة لكن لا أدري بعد ما هي |
Oda arkadaşınızın, niçin bunu odasında sakladığı hakkında bir fikriniz var mı? | Open Subtitles | هل لديك فكرة لماذا شريكة غرفتك تخفي هذا في حجرتها يا آنسة بيل؟ |
Hepsini kontrol ettireceğim o yüzden bir şey saklamaya kalkma. | Open Subtitles | سألقي نظرة عليهم لذا لا تحاول ان تخفي اي شيء |
Tabii eğer bir yerlere sakladığın kötü şeyler yoksa, porno veya sigara gibi. | Open Subtitles | مالم تخفي أية أشياء سيئة في مكان ما، مثل أشياء الدعارة أو السجائر؟ |
“Tüm sanatı gizlemek ve yapılan veya söylenen şeyi çabasız bir şekilde gerçekleşmiş gibi göstermek.” Ve bu da cazibenin kritik bir yönü. | TED | لكي تخفي كل الفن وتصنع أي شيء، أو لنقول، تبدو وكأنه بدون مجهود وهذا أحد الجوانب الحساسة في الروعة |
Bu yüzü bir daha asla saklama. | Open Subtitles | لا تخفي هذا الوجهَ مرةً أخرى أبداً مطلقاً |
Bence kendiyle ya da geçmişiyle ilgili birşeyleri saklıyordu. | Open Subtitles | أعتقد أنها كانت تخفي شيئاً ما عن نفسها أو عن ماضيها |
Neye inanmak istiyorsan ona inanabilirsin, Scully ama gerçeği benden saklayamazsın. | Open Subtitles | يمكنك أن تصدقي ما تريدين تصديقه, لكن لا يمكنك أن تخفي الحقيقة عني. |
Karşıt söylem kullandınız yani bir şey saklıyorsunuz. | Open Subtitles | أنت تحاول التعويض الذي يعني أنك تخفي شيئا. |