Paran varmış gibi görünmelisin. Bu yüzden bu fiyakalı takım elbiseyi giyiyorsun. | Open Subtitles | يجب أن تبدو وكأنك تملك مالاً ولهذا أنت ترتدي تلك البدلة الأنيقة |
Doğru ama diğer yandan, üzerinde kuş olan bir kazak giyiyorsun. | Open Subtitles | هذا صحيح،لكن في اليد الأخرى إنك ترتدي سترة عليها رسمة طائر |
Peki ama döndüğümde mezuniyet kıyafetini giyiyor olmassan iyi olur. | Open Subtitles | ولكن من الأفضل ألاّ ترتدي فستان حفلتكِ الموسيقية عندما أعود. |
Uçlarda davranıyorsun, zor nefes alıyorsun ve uyuşturucu pişirme kaşığı takıyorsun. | Open Subtitles | أنت تتصرّف بإنتشاء، أنت تستنشق إكراهياً، وأنت ترتدي ملعقة خاصّة بالكوكايين. |
Fotoğrafın yeni çekilmiş olması gerekti çünkü fotoğrafta modelin elbisesini giyiyordu. | Open Subtitles | لابد أنها كانت حديثة، لأنها في الصورة كانت ترتدي ثوباً حديثاً، |
Sonra bir bakarsınız far sürmüş ve yüksek topuklu ayakkabılar giymiş. | Open Subtitles | و بعدها كما تعلمون تضع ظل للعينين و ترتدي كعب طويل |
Güneş gözlükleri takıyor böyle ve çıkardığında gözleri ayın önünden çekilen bulutları andırıyor. | Open Subtitles | ترتدي هذه النظارات، و عندما تنزعهن، أعينها مثل الغيوم توضح الجو بالمرور القمر. |
Gördüğüm kişi, sabahın onunda çivi topuk giyen oldukça seksi bir kadındı. | Open Subtitles | كانت امرأة مثيرة جداً ترتدي حذاء ذا كعب عالٍ في العاشرة صباحاً |
Binayla uyumlu bir yelek giyiyorsun işini yap, mekânın amacı bu zaten. | Open Subtitles | انت ترتدي سترة تشابه المبنى لذا افعل الشيء الذي يجب عليك فعله |
Aynı anda neden hem hırka hem de süveter giyiyorsun? | Open Subtitles | الآن، لمَ ترتدي سترة من صوف محبوك وكنزة صوفيّة غليظة؟ |
Fakat elbiseni giyiyorsun, partiye gidiyorsun ve ne oluyor? | TED | ولكنك ترتدي ملابس الحفل وتذهب إليه، وماذا يحدُث؟ |
Olay mahallinden kaçan kişi gibi siyah bir palto giyiyor. | Open Subtitles | إنها ترتدي المعطف الداكن كما الشخص الذي ترك مسرح الجريمة |
Puanlı bir elbise giyiyor. Yüzü çok yorgun. | Open Subtitles | إنها ترتدي ثوباً من القماش المنقط ووجههامهموم. |
Güneş gözlüğü takıyorsun... seni yakalayamaz. | Open Subtitles | يجب أن ترتدي نظارة سوداء حتىلايعرفأنك تنظرإليها. |
Onunla görüştüğümde domuz derisi giyiyordu. Şu an ise timsah derisi. | Open Subtitles | لقد كانت ترتدي جلد الخنزير عندما قابلتها و الآن بجلد التمساح. |
Ama sen başbakan karısı geceliklerinden giymiş geçkin bir kaşardan fazlası değilsin. | Open Subtitles | و انت لست سوى عاهرة بمنتصف عمرها ترتدي ملابس نوم نانسي ريغان |
Lucy ona küçükken verdiğin altın madalyonu takıyor. | Open Subtitles | لوسي ترتدي القلادة الذهبية التي منحتها لها عندما كانت صغيرة |
Benim için, tişörtümü giyen deli bir sürtükten başka bir şey değilsin. | Open Subtitles | أنتِ لا تمثلين شيئاً بالنسبة لي. فقط مجرد ساقطة مجنونة ترتدي قميصي. |
O buralarda... Sari giymek ne kadar uzun sürer bilirsin! | Open Subtitles | إنّها على الطريق تعلم كم تستغرق وقتاً لكي ترتدي الساريّ |
Bir tanık, Marissa'nın sevgilisinin oldukça belirgin yeşil beyaz bir kazak giydiğini söyledi. | Open Subtitles | الشهود قالو بانهم شاهدو حبيبة ماريسا ترتدي سترة مميزة جداً باللون الاخضر والابيض |
Merak ettiği şey sadece uygun bir elbise giyip giyemeyeceğiniz. | Open Subtitles | فقط كانت تتسائل إذا كان يمكن أن ترتدي ثوبا مناسبا |
- Belki kız mikrofon takıyordu. - Üzerindeki yapışkanı açıklıyor. | Open Subtitles | ربما كانت ترتدي ميكروفون هذا يفسر المادة اللاصقة التي وجدناها |
Eğer bu düğün beş saat içinde başlamayacaksa neden kıyafetini giydin? | Open Subtitles | إذا كان حفل الزفاف لن يبدأ قبل خمس ساعات لماذا ترتدي اللباس الخاص بك؟ |
Kırmızı, açık ayakkabılar giyer. Mantrası şudur: Bir atkı iyidir ama iki atkı daha iyidir. | TED | ترتدي حذاء أحمر ساطِع. وشعارها: “وشاح واحد يكون جيد، لكن اثنان يكونان أفضل”. |
Onu bulduğunuzda ölü kızın üzerinde hiç takı var mıydı? | Open Subtitles | هل كانت الفتاه المقتولة ترتدي أيه مجوهرات عندما وجدتها الآن؟ |
Birkaç hafta için destekleyici giymeni istiyorum, ve sana bir reçete yazıyorum... | Open Subtitles | أريدك أن ترتدي سواراً لعدة أسابيع وسأكتب لك وصفة لأجل الإلتهاب الحاصل |