Bir elmayı görmek için ışık elmaya çarpıp gözlerinize geri döndürmeli. | TED | فلكي ترى تفاحةً، يجب أن يصدمها الضوء وينعكس عائداَ إلى عينيك. |
gördün mü, yaramazlık edip işini yapmayınca başına neler geldi? | Open Subtitles | هل ترى كل هذا الإيذاء ؟ لأنك لم تؤدى واجبك |
Sen bunun, kahrolası anti-semitik bir film olduğunu görmüyor musun? | Open Subtitles | ألا ترى في فيلمك اللعين هذا أنه معادٍ للسامية ؟ |
Zararlı bir böcek Gördüğün yerde şimdi gelecekteki gözde biranı tattığını düşün. | TED | حيث كنت ترى استخدام الافات، الآن فكر في تذوق بيرتك المستقبلية المفضلة. |
Gördüğünüz gibi, Batıda, temel ekonomik ve sosyal birim, ... ...bireydir. | TED | ترى ، في الغرب ، الوحدة الاقتصادية والاجتماعية الأساسية هي الفرد. |
Cinayeti ya da cesedi görmedin. Bir cinayet işlendiğini nereden çıkartıyorsun? | Open Subtitles | لم ترى الجريمة أو الجثة كيف عرفت أنها جريمة قتل ؟ |
Bu avluda bir yıIdız görmek için boynunu kırman gerekiyor. | Open Subtitles | عليك أن تحطم عنقك كي ترى نجماً في هذه الساحة |
Gözlerin seninle oyun oynuyor, görmek istemediğin şeyler görmeni sağlıyor. | Open Subtitles | لأن عيونك تخدعك أنت ترى أشياءا لا تريد أن تراها |
O nedenle çocuğunun kanını yerde görmek bu kadar acı. | Open Subtitles | لهذا من المفظع أن ترى دماء أبنك تراق على الأرض |
- Beni vuramazsın! - Yalan söylediğinde ne olduğunu gördün mü? | Open Subtitles | انت لن تطلق على النار انت ترى ماذا يحدث عندما تكذب |
Sarıl bakalım. Ne güzel. Kaplumbağalı küçük bir kutu gördün mü? | Open Subtitles | عناق, جيد, لم ترى صندوقاً صغيراً و عليه سلحفاه, أليس كذلك؟ |
Üzgünüm, ahbap, ama bugün ne kadar stresli, olduğunu gördün. | Open Subtitles | انا اسفه ولكن يا صديق الم ترى كم هي منهكه |
Ama, Mario, görmüyor musun, başından beri bize yardım etmeye çalışıyor. | Open Subtitles | لكن يا ماريو ، ألا ترى ، إنه كان يحاول مساعدتناطوالالوقت. |
Babanın annenle yaşadığı ilişki biçiminin... aynısını yaşamakta olduğunu... görmüyor musun? | Open Subtitles | ألا ترى إنك تعيش نفس النمط لقد عاشت أمك مع أبيك |
Bu belkide tüm ülkedeki en gizli oda ama, Gördüğün gibi, nöbetçi yok. | Open Subtitles | ربما هى اكثر الغرف سراً على طول البلد ولكن, كما ترى, بلا حراس |
Birlikte gidecektik sözde... ama Gördüğün gibi olaylar istediğimiz gibi gitmiyor. | Open Subtitles | هي وأنا فكرنا بالذهاب سوية وكما ترى أشياء لم تحسب جيدا |
Karşınızda Gördüğünüz... iki ayaklı etoburun gelişmesi tam 60 milyon yıl sürdü. | Open Subtitles | أخذ حوالي 60 مليون سنة لتطوير آكل لحم ذو القدمين ترى أمامك |
Gerçek gökyüzünü yada güneşi daha önce hiç görmedin mi? | Open Subtitles | هل سمحوا لك في الواقع أن ترى السماء أو الشمس؟ |
İşte modeli görüyorsunuz: bir resepsiyon binası ve yeraltı park yeri. | TED | وهنا ترى النموذج ، مبنى الاستقبال وبعض مواقف السيارات تحت الارض. |
Sana bir şey göstermek istiyorum. Bir dakika yüzüme Bak. | Open Subtitles | اريدك أن ترى شيئا ما أنظر الى وجهى لمدة دقيقة |
Sonunda bazı şeyleri benim görüş açımdan görmen beni etkiledi. | Open Subtitles | و انا معجبه اخيراً انك ترى الاشياء من وجهة نظري |
Onun bu kadar güzel olduğunu düşünüyorsan asıl top atışımı görmelisin. | Open Subtitles | لو كنت تعتقد أنها جميلة ، فلا بد أن ترى مقلاعي |
Senin gibi birini hiç görmedim. Bir kahraman olduğunu göremiyor musun? | Open Subtitles | لأنني لم اقابل ابدا احدا مثلك أنت بطل الا ترى ذلك؟ |
Ve annenisin migreni azdığında şekiller ve noktalar gördüğünü söylediler. | Open Subtitles | والأم لديها صداع نصفي تقول بأنها ترى تلك الأشكال والبقع |
Söyle bana görebiliyor musun seherin ilk ışıklarında alacakaranlıkta gururla selamladığımız o bayrağımızı? | Open Subtitles | قالوا، هل يمكنك أن ترى من خلال ضوء الفجر ما الذي نفخر به |