Buna alışsan iyi olur. Bu senin için neden bu kadar önemli? | Open Subtitles | أنتَ تزوّجتَ من مدمنة كُحول سابقة عليك أن تعتاد على نكث الوعود |
Bu hisse alışacaksın, onu kucaklayacaksın. | Open Subtitles | عليك أن تعتاد على الشعور بهذا حتى ترحب بهم |
Jackie, suçlu falan değil. Kötü davranışlara alışık değil. | Open Subtitles | جاكي ليست مجرمة ، ولم تعتاد هذا النوع من المعاملة |
Tadını çıkar. Ama fazla alışma. | Open Subtitles | عليك أن تعيش اللحظة ، ولكن لا تعتاد على هذا |
İlk hafta en zorudur, sonra alışırsın. | Open Subtitles | الأسبوع الأول هو أكثرهم صعوبة وبعدها تعتاد على الأمر |
Yüzyıllarca içeride kalınca alışıyorsun. | Open Subtitles | يمكنك أن تعتاد الرائحة بعد بضعة مئات السنين |
Herşey gibi. Sadece alışman lazım. | Open Subtitles | . هو مثل أي شئ آخر . فقط يجب عليك أن تعتاد عليه |
Ağırlığa alışmak çok uzun zaman sürüyor. | TED | أمّا الوزن فيستغرق وقتا طويلا كي تعتاد عليه. |
Eroine alışınca, ağrı kesiciler bir boka yaramıyor. | Open Subtitles | عندما تعتاد علي الهيروين لا تؤثر فيك المسكنات |
-Biliyor musun, buna alışsan iyi olur çünkü oraya taşınırsan ilişkimiz böyle olacak. | Open Subtitles | 30 في الصباح هنا. كنت أفضل تعتاد على ذلك لأنه إذا كنت الخطوة، وهذا هو كيف علاقتنا ستكون. |
Buna alışsan iyi olur Darcy. İki hafta buradayız. | Open Subtitles | من الأفضل أن تعتاد عليها ، يا دارسي فسنمكث هنا لمدة إسبوعين |
- Buna alışsan iyi edersin. Başına gelecek şeylerin habercisi bunlar. | Open Subtitles | يفضل أن تعتاد على ذلك إن صوت الأشياء القادمة |
Bu tür görevlere alışacaksın. | Open Subtitles | سوف تعتاد على هذا النوع من العمل |
- Hapiste dokunulmaya alışacaksın. | Open Subtitles | حسنا، كنت gonna تعتاد على أن لمست في السجن. |
Astronot olacaksanız baş harflerden oluşan kısaltmalara alışık olmalısınız. | Open Subtitles | إذا كنت تريد أن تصبح رائد فضاء فعليك أن تعتاد على الإختصارات |
Uçaktan ve Mercedes'ten inmeye alışık değilsin. | Open Subtitles | لانك لم تعتاد على الذهاب للمطارات او ركوب سيارات المرسيدس |
Buna pek alışma, çünkü reddedilip ağladığım da çok olacak. | Open Subtitles | لا تعتاد على هذا لأنه سيكون هناك البكاء الكثير من الرفض. |
Korku ile yaşamaya alışırsın, sessiz kalmaya alışırsın, üzüntüye, umutsuzluğa ve yavaş yavaş korkmaya! | Open Subtitles | سوف تعتاد على حياة الخوف تعتاد على حياة البقاء صامتاً الحزن , العجز , والخوف البطىء |
...sonra bu hayata alışıyorsun ve o seni uyutuyor. | Open Subtitles | ،و بعد ذلك تعتاد على تلك الحياة .و تجعلك تنام تجعلك تتوقف عن التفكير . و التصرف من أجل نفسك |
Daha kötüleriyle de uğraştım. Normal değilsen, insanların aptallıklarına alışman gerekir. | Open Subtitles | واجهت الأسوأ الاختلاف يجعلك تعتاد حماقات الناس |
Yağ ve tereyağı yok. Sadece alışmak gerekiyor. | Open Subtitles | هذه بدون زيت أو زبد عليك فقط أن تعتاد عليها |
Bir kere uyuşturulmaya alışınca, o kadar da kötü bir yermiş gibi gelmiyor. | Open Subtitles | فور أن تعتاد التخدير يصبح المكان لا بأس به |
Artık o yaşta ikisinden birine alışmış olması lazımdı. | Open Subtitles | يجب أن تعتاد فى سنها هذا على شيىء واحد فقط |
Her kız bu baş muameleye alışabilir. | Open Subtitles | أي فتاة يمكنها أن تعتاد هذا النوع من المعاملة. |
Ayılar buna alışır. Av mevsiminde de avcılar sadece oturup bekler. | Open Subtitles | الدببه تعتاد على الطعام و يأتي الفصل و كل ما يفعلونه هو الأنتظار |
Size alışana kadar atların kafalarına vurmayı unutmayın. | Open Subtitles | لا تنسوا ان تضربوا الخيول على رأسها الى ان تعتاد عليكم |
Biliyor musun, insanın hayatta bazı şeylere alışması çok tuhaf. | Open Subtitles | أتعلم , مضحك كيف تعتاد على بعض الأشياء في الحياة , هل تعلم؟ |
Ama bilirsin işte. alıştığın yeri seversin. | Open Subtitles | لكن تعرف كيف واقع الحياة تحب ما تعتاد عليه |