tahmini sağlık gideri kendi başına bütçenin yüzde 26'sından bütçenin yüzde 42'sine yükselecek. | TED | إن توقعات شريحة الرعاية الطبية وحدها ستزيد من 26% من الميزانية إلى 42% |
Büyük bir beklenti seziliyor. Tüm meslektaşlarım jübilemi görmeye geldi. | Open Subtitles | هناك توقعات هائلة كل زملائي أتوا ليشهدوا آخر مزاد لي |
Önceden beklentilerim çok düşüktü. Tek bir model bakarken özellikli bir beklentim yoktu. | TED | كان لدي توقعات منخفضة جداً. لم يكن لدي أي توقعات تذكر عندما كان هناك نوع واحد فقط. |
Bu arada, bu kırmızı alandaki doğum oranlarını tahmin için herhangi bir öngörüye ihtiyacım yok. | TED | بالمناسبة، لست بحاجة لأي توقعات لمعدل الولادات للتنبؤ بالمنطقة الحمراء. |
Babanın çevresindeki insanlardan beklentisi hep yüksek. | Open Subtitles | والدك لديه دائماً توقعات جميلة عن الأناس المحيطين به |
Ama sabaha senden çok büyük beklentiler içinde olacağıma emin olabilirsin. | Open Subtitles | و لكني وعدت أن أمتلك توقعات عالية سخيفة لك في الصباح |
Gece için başka bir hava tahmini var ama şimdilik, hava açık. | TED | وهناك توقعات أخرى لهذه الليلة، ولكن السماء صافية إلى حد الآن. |
Çünkü bu tahmini istersek değiştirebiliriz. | TED | لأنها توقعات يمكننا تغييرها فيما لو امتلكنا الإرادة للقيام بذلك. |
Listedeki ilk iki fikir bir kalıp oluşturuyor. Bu kalıp beklenti yaratıyor. | TED | فأول فكرتين في تلك القائمة تكوّن نمطا، وذلك النمط يكوّن توقعات. |
Fakat sanatçıların tercihi simetriye dair bir beklenti yaratıp sonra onları bozmaktır. | TED | و لكن الفنانين يحبون وضع توقعات تماثلية ثم القيام بكسرها. |
Hiç beklentim olmasa da ekibine katılmak istiyordum. | Open Subtitles | أردت الإختبار لك حتى اذ لم يكن عندي توقعات. |
Bir şeyi inanıp inanmaman gibi bir beklentim yok. | Open Subtitles | لا يوجد لدي اي توقعات لما يمكن او لا يمكنك تصديقه.. |
Ve beş saniye sonra, size bilgiyi gönderiyorlar yani şehrin tüm hava tahmin ayrıntılarını raporu. | TED | وفي خلال خمس ثواني سيرسلون اليك توقعات كاملة لحالة الطقس في تلك المدينة |
Bu kızın hiçbir beklentisi olmadığını söylediğimde bu konuda çok ciddiydim. | Open Subtitles | وعندما اقول أن هذه الفتاة ليس لديها أيّ توقعات فأنا اعني ذلك |
Bazen şekillendirilmiş kültürel beklentiler bile ediniyoruz. | TED | فى بعض الأحيان لدينا حتى توقعات الثقافة الرسمية هذه. |
Benim beklentilerim daha düşük. Bunu geçen bahar hallettik sanıyordum. | Open Subtitles | ـ لكن لدي توقعات أقل ـ أظن أننا حللنا ذلك في الربيع الماضي |
Bundan sonraki 10,000 yıl için hava durumu; dehşetli sıcak. | Open Subtitles | توقعات حالة طقس للسنوات إلـ 10000 القادمة حارة جدا وبشدة |
Bu yüzden "Büyük Umutlar"ın okumalarımız için bir seçenek olabileceğini düşündüm. | Open Subtitles | لذا أظن أن (توقعات عظيمة) قد تكون مناسبة كي نقرأها. |
Bazen çok abes beklentilerin oluyor. | Open Subtitles | أعتقد فقط أنك فى بعض الحلات لك توقعات غير عقلانية |
anlaşmalı bir toplum olarak, ev sahipleri birliği tarafından şekillendirilmiş beklentilerimiz var. Bu adamlar bazen Nazi gibiler, | TED | وفى مجتمعات منغلقة، لدينا توقعات رسمية مع جمعية أصحاب المنازل. هؤلاء الأشخاص أحيانا يكونوا نازيون، |
Bir kadın, bir adamla akşam yemeğine çıkıyorsa bazı beklentileri var demektir. | Open Subtitles | عندما تدع الفتاة الشاب يدفع عنها ثمن عشاءها يصبح لديها توقعات معينة |
Hiç arkadaşın olmayabilir, hiçbir beklentin, hiç aklın, hiç umudun olmayabilir. | Open Subtitles | ،قد يكون ليس لديك أصدقاء ،بلا توقعات بلا عقل ، بلا أمل |
beklentilere hep karşı koymanı dilerim ve umarım kimsenin aptal kutusuna girmezsin. | Open Subtitles | التي تتحدى أيّ توقعات و أتمنى أنكِ لا تكونين في أيّ صندوق |
Yarın sabah hava durumu tahminlerini verebilir misin? | Open Subtitles | هل يمكن أن تعطيني توقعات الطقس صباح الغد؟ ً |