| Sanki annemin kıçını daha önce görmemişsiniz gibi davranmayı kesin! | Open Subtitles | توقفوا عن التظاهر وكانكم لم تروا مؤخرة امي من قبل |
| Saçmalamayı kesin. Tahminimce er ya da geç buralardan tüyecek. | Open Subtitles | توقفوا عن ذلك أعتقدت أنه سيلوذ بالفرار عاجلاً أم أجلاً |
| - Tamam, kesin artık. Biraz uyumaya çalışalım. | Open Subtitles | ـ حسناً ، توقفوا عن ذلك ، لنحاول النوم ـ لماذا ؟ |
| Hepiniz, ona bakmayı bırakın. Flora, sakın bakma. Beni dinle. | Open Subtitles | توقفوا عن النظر إليه، لا تنظري يا فلورا، أصغي لي |
| Aman Tanrım. İşte aradığım yer burası. Hey, domuzumu korkutmayı bırakın. | Open Subtitles | يا إلهي, هذا هو، هذا هو المكان. توقفوا عن إخافة خنزيري. |
| Sonra saat 11:00'de bu küçük meseleleri tartışmayı bıraktılar. | TED | وعند الحادية عشرة، توقفوا عن مناقشة هذه المواضيع الصغيرة |
| Mermi harcamayı kesin. İvintiye gidip orada yakalayacağız onları. | Open Subtitles | . توقفوا عن إهدار الرصاص سننتظرهم عند منحدر النهر و نمسك بهم عندما يأتون |
| Yere izmarit atmayı ve tükürmeyi kesin! | Open Subtitles | توقفوا عن البصق و القاء الاحذيه على الارض وتوقفوا عن التدافع |
| - Hayır, yakalamayacak. - Hey, kimse kimseyi yakalamayacak. Birbirinizi korkutmayı kesin. | Open Subtitles | ـ لا، إنه لن يفعل ـ لن ينال أحد من أحد، توقفوا عن إخافة بعضكم |
| Oynamayı kesin ve gidin. Haydi. | Open Subtitles | توقفوا عن اللعب، و اغربوا عن هنا هذا مكان عمل |
| Yeter, kesin artık aptallar! Yoksa, yürüyecek epeyce yolunuz olacak! | Open Subtitles | توقفوا عن الشجار أو ستقومون بالمشي لمدة طويلة |
| - Hala o kadar iyi hissetmiyorum. - kesin şunu çocuklar. | Open Subtitles | أنا مازلت أشعر بأني لست بخير توقفوا عن هذا يأولاد |
| Evelyn Glennie: Eee o zaman, alkışlamayı bırakın. | TED | إيفيلين جلايني: حسناً إذاً، توقفوا عن التصفيق. |
| Artık onu aramayın ve rahat bırakın! Sürtük sensin! | Open Subtitles | توقفوا عن مكالمتها ودعوها وشأنها أنتِ الساقطة. |
| Tartışmayı bırakın. Bir şeyler çıkar. | Open Subtitles | توقفوا عن الشجار ، سيحدث شئ ما دائماً ما يحدث هذا |
| Tamam, çocuklar. Şunları sallamayı bırakın artık. | Open Subtitles | حسنا يا رجال توقفوا عن التلويح بتلك الاشياء |
| Üç ülkenin insanları da bu sonu gelmez anlaşmazlıklardan bıktı, fakat liderleri onları dinlemeyi bıraktılar. | Open Subtitles | شعوب الثلاث دول سئِموا من هذا الصراع اللانهائي و لكن رؤساءهم توقفوا عن الإستماع إليهم |
| Biraz zaman aldı ama öğretmenler sonunda bana acımayı kestiler. | Open Subtitles | لقد تطلب وقتاً، ولكن معلميني توقفوا عن الشعور بالأسى تجاهي |
| Bugüne kadar tanıdığım en salak insansın. Konuşmayı kes. Dedikodu yapmak istemiyorum. | Open Subtitles | أنت أغبى انسانه عرفتها. توقفوا عن الكلام , هذا ليس مكانا للنميمه. |
| Durun. Millet, dağıtmayı bırakın Yapacak çok işimiz var. | Open Subtitles | توقّفوا أيها الرفاق, توقفوا عن العبث لدينا الكثير من العمل لنفعله |
| Çok fazla hareket ettin. Dönmeyi bırak! | Open Subtitles | تتحركون أكثر من اللازم توقفوا عن الدوران |
| Dikilip durmayın, çalışmaya başlayın. | Open Subtitles | توقفوا عن التحديق بها ودعنا نعود للعمــل |
| Giysilerinizi çöp öğütücüye atmaktan vazgeçin ve sigara içmeyi bırakın. | Open Subtitles | توقفوا عن وضع ثيابكم في متلف القمامة و توقفوا عن التدخين |
| Uygun bir sebeple inşasını durdurdular. | Open Subtitles | لقد توقفوا عن بناء الأهرامات لأسباب وجيهة |