Doğduğumdan beri Los Angeles'tayım ama dağ olduğunu ilk kez fark ettim. | Open Subtitles | عشت حياتُي كلها في لوس أنجلوس. ، الآن أَكتشفُ ان هناك جبال |
Ben değiştim mi yoksa onlar peynirli burgerden dağ yapmayı mı bıraktı? | Open Subtitles | هل أنا تغيرت أو هم من توقفوا عن صنع جبال تشيز بيرغر؟ |
Ve gemi yedinci ayda, ayın on yedinci gününde Ağrı Dağı üzerine oturdu. | Open Subtitles | و إستقرت الفلك فى اليوم السابع عشر من الشهر السابع على جبال أرارات |
Bizim durumumuzda, Tokyo'nun dağlarına gitmemiz gerek; nesiller boyunca giysi üreten küçük bir fabrikaya. | TED | في حالتنا اضطررنا للذهاب إلى جبال طوكيو إلى مصنع صغير كان يصنع ملابس الكيمونو لأجيال. |
Buradan 30 kilometre ilerideki dağlarda 12 milyar dolarlık bakır rezervi var. | Open Subtitles | يوجد من النحاس ما يساوي 12 بليون دولار في جبال تبعد عن هنا حوالي 20 ميل |
Hareket edemeyen keder Dağları vardır, biz öyle yada böyle orada olacağız. | TED | هنالك جبال من الحزن لن تتحرك, وبطريقة أو بأخرى, سنركع جميعا هناك. |
Son birkaç yüz milyon yılda Himalayalar büyüklüğündeki dağların aşınarak ayağımızın altında yoğun bir ana kayaç bıraktığını düşünmek insanı sarsıyor. | Open Subtitles | أتعلم ، إنه من المثير الإعتقاد أن في آخر عدة مئات من ، الملايين من السنين جبال كجبال الهيمالايا قد تآكلت |
İki yanımızdaki dağ sıraları Alpler'den de yüksek, yani buradaki manzara oldukça etkileyici. | TED | على جانبينا سلاسل الجبال التي هي أعلى من جبال الألب ، لذلك الوضع هنا مأساوي للغاية. |
Aslında okyanusta karada bulunandan daha çok dağ bulunmaktadır. | TED | في الواقع هناك جبال في المحيط أكثر منها على البر. |
Beş metre yüksekliğinde dağ gibi ayakkabı, giysi. | Open Subtitles | جبال من الاحذية، والملابس بارتفاع 30 قدم |
Burası çok sayıda ırmağın hala isim verilmemiş dağ zirvelerin | Open Subtitles | انها أرض الجداول الغير محدودة وقمم جبال لم يطلق عليها تسمية بعد |
Denizin dibinden yaklaşık iki mil yükselen dağlar 28,000 mil uzanıyorlar ve bu da Dünya'nın en büyük dağ silsilesi. | Open Subtitles | بارتفاع ميلين تقريبا من قاع المحيط تمتد لأكثر من 28 ألف ميل إنها اكبر سلسلة جبال على الكوكب |
Ve genişliyor. 450.000 kilometre kare çöl, orman ve dağ. | Open Subtitles | و يتمدد حوالى ثلاثين الف ميل مربع من جزر جبال و غابة |
Günün kahramanları, elbette ki, Mimikiri Dağı'ndan Okiyo ile Kage Ormanı'ndan Shoukichi'ydi. | Open Subtitles | الابطال كانوا طبعا اوكيو من جبل ميميكيري و شوكيجي من جبال كجي |
Bir açıdan, durgun taş Dağı hareket eden bir kum Dağı olur. | TED | بطريقة تصبح صخور الجبال جبال متحركة من الرمال. |
Ya da şu anda birçok araştırma yaptığım Tibet dağlarına gitsek, politik egemenliğin sert yüzünü görürsünüz. | TED | أو إذا ذهبنا إلى جبال التبت، حيث أجري مؤخراً العديد من الأبحاث سترى أنه الوجه الفظ للسيطرة السياسية. |
Haritalara çalıştık, ekipmanları hazırladık, erzakları ve malzemeleri toparladık sonra da yerel dağlarda alıştırma yaptık. | Open Subtitles | قمنا بدراستهم وتأمين العتاد وجمع الحصص والمؤن ثم التدرب على جبال محلية |
Hannibal, sirkeyle iri kaya parçaları eriterek Alp Dağları'nı aştı. | Open Subtitles | حنبعل ، استخدم الخل لإذابة الصخور حتى يعبر جبال الألب |
Bu vadinin iki yanındaki dağların yüksekliği çoğu yerde Alpler'den daha fazla. | TED | إن إرتفاع هذه الجبال على جانبي هذا الوادي هو أكبر من جبال الألب في معظم الحالات. |
Öldüğünde küllerinin Brokeback Dağına serpiştirilmesini istediğini söylerdi hep. | Open Subtitles | كان دائما يقول أنه يريد أن يبعثر رماده في هواء جبال بروكباك بعد وفاته |
2005 yılında da Eiger, Monk ve Jungfrau'ın üstünden BASE jump yaptım. Bunlar İsviçre'nin en ünlü dağlarından üçüdür. | TED | 2005 قد قفزت من على جبل أيقر ، من المونك ، الجونقفراو ثلاثة جبال شهيرة في سويسرا |
Tehachapi dağlarını dolaşıp fazladan 80 kilometre yapmamı mı istiyorsun? | Open Subtitles | هل يمكن ان ابنى حول 50 ميلا من جبال تيهاتشابي؟ |
Himalayalar, And dağlarındaki insanlar da kendilerini keşfedemeden mi yaşıyorlar acaba? | Open Subtitles | الناس في جبال الهيمالايا, الانديز، هل يعيشون وفقا للمجهول ايضا ؟ |
Bu su, yüzlerce kilometre uzaktaki dağlara yağmur olarak düşmüştü. | Open Subtitles | هذا الماء يسقط علي هيئة مطر فوق جبال تَبعُد أكثر من مئة ميل. |
Spartaküs, Alplere giden yolu açarak Roma sınırlarından dışarı çıkmak istiyordu, böylece özgür olacaklardı. | TED | مع وضوح الطريق إلى جبال الألب، أراد سبارتاكوس السير باتجاه أبعد من حدود روما، حيث يكون أتباعه أحرارًا. |
Daha önce hiç tırmanılmamış bir dağa veya dağda yeni bir rotaya tırmanmak... | Open Subtitles | أن نتسلق جبال لم يتسلقها أحد من قبل, أو طريق جديدة في جبل |
kendi buzullarını yetiştiriyorlar. İsviçleri insanlar modern buzul yetiştirme teknolojisini kullanarak İsviçre Alpleri'nde 2016 yılında ilk stupalarını yaptılar. | TED | فمثلًا قام الشعب السويسري باستخدام التقنيات الحديثة ببناء أول ستوبا في عام 2016 في جبال اﻷلب السويسرية. |
Topachau dağının kayalıklara doğru sonsuz bir uzantısı var.. | Open Subtitles | جبال " تابوتشو " الشرقية المواجهة مكشوفة بالكامل بالمنحدرات |