Neyse bizimkinin şansına o gün Patton atlayışları iptal etti. | Open Subtitles | و من حسن حظ "بيب" ان "باتون" تخطي منطقة انزالنا |
İngiltere'nin şansına, oraya komşu olan bir sömürgesi vardı. | Open Subtitles | من حسن حظ بريطانيا أنه كان لديها مستعمرة قريبة في الجوار |
Oğlum böyle bir annesi olduğu için çok şanslı. | Open Subtitles | من حسن حظ ولدي أن يكون له أم مثلك |
Teşekkürler Spiller. Babam seninle karşılaştığı için çok şanslı. | Open Subtitles | شكرا سبيلر, من حسن حظ أبي أنك وجدته |
Anneniz eğitimli bir adamla evlendiği için şanslı. | Open Subtitles | من حسن حظ أمكما أنها تزوجت رجل مُثقف |
Jack Lauderdale'in talihsizliği, bana şans getirdi galiba. | Open Subtitles | اعتقد ان سوء حظ جاك لودردايل هو حسن حظ لى |
Bence, Kurum'un şansına birçok şeyde aynı fikirdeyiz. | Open Subtitles | أعتقد أنّه من حسن حظ المؤسسة أن نشاهد معظم المجريات عن كثب |
İkisinin de şansına, aşağıda bir havuz varmış. | Open Subtitles | حسنًا,من حسن حظ كليهما أنه كان هناك بركة سباحة فى الأسفل. |
- şansına Tony hâlâ yaşıyor. | Open Subtitles | -من حسن حظ أنه لا يزال حي -ماذا؟ |
Vadi'nin genç lordu, ona yol gösterecek yeni bir babası olduğu için çok şanslı. | Open Subtitles | من حسن حظ اللورد الشاب من (فال) أن لديه أباً جديداً ليرشده |
Siro senin gibi bir arkadaşa sahip olduğu için çok şanslı. | Open Subtitles | من حسن حظ (سيرو) ان له صديقه مثلك |
Kızınız öldüğü için şanslı. | Open Subtitles | من حسن حظ ابنتك أنها ماتت. |
Blair senden kurtulduğu için şanslı. | Open Subtitles | من حسن حظ (بلير) أنها تخلت عنك |
Sanırım içlik bana da şans getirdi. | Open Subtitles | من الممكن ان يكون ذلك حسن حظ لي |