ويكيبيديا

    "حلوى" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • şeker
        
    • tatlı
        
    • şekerleme
        
    • şekeri
        
    • çikolata
        
    • puding
        
    • kek
        
    • helva
        
    • şekerler
        
    • şekerleri
        
    • şekerini
        
    • kurabiye
        
    • şekerlemeleri
        
    • pasta
        
    • lolipop
        
    Marie, eğer çocuklar aşağı inerse şeker verme, daha yemek yemediler. Open Subtitles ماري إذا نزل الولدان لا تعطيهما حلوى لأنهما لم يتناولا عشاءهما
    Sırt çantasını tuğlayla doldurup Baston şeker Nehri'ne atmak istiyorum Dora'yı. Open Subtitles و يهمني ان أملأ ظهرها مع الطوب ورميها في حلوى النهر
    Şeftali, zencefil, bal, şeker, zeytin..." Bence bu yanlış liste. Open Subtitles عسل ، حلوى ، زيتون أتعلم ماذا؟ هذه القائمة الخطأ
    Umarım değildir, çünkü sizin için biraz üstü şekerli.. ...tatlı ayırdım. Open Subtitles لا أتمنى ذلك ، لأنني أحضرت لكم حلوى مع السكر أعلاه
    Rach, seni milyon defa çıplak gördüm. Üzerinden sıcak şekerleme yedim. Open Subtitles لقد رأيتك عارية مليون مرة وأكلت حلوى من عليك وانتى عارية
    Hemen bir GooGoo al Güney'in en sevilen şekeri, '62'den beri. Open Subtitles اجلب لك حلوى قوو قوو الحلوى المفضلة في الجنوب ل62 سنة
    Evet, kimsenin çubuk şeker için pantolonunu çıkarttığı falan yok. Open Subtitles أجل، لا أحد هنا نزع سرواله من أجل علبة حلوى.
    Annemde en azından şu nane şeker kutuları var mıdır ki? Open Subtitles ألا تملك أمّنا على الأقل بعض من علب حلوى القصب تلك؟
    Bak ne diyeceğim? Al bunu, bize kağıt, kendine de şeker al. Open Subtitles سأخبرك أمرًا، خذ تلك النقود واشتري لنا ورق السجائر، واشتري لنفسك حلوى
    "Dünyanın En Güçlü Kahramanları." Pamuk şeker gibi ayırdı bizi. Open Subtitles بطل العالم الأقوياء ديها الألياف التي مزقتها مثل حلوى القطن.
    - İlk gözetimimde o kadar sıkılmıştım ki üç tane çubuk şeker ve koca paket mini çörek yedim. Open Subtitles أول مرة عملت بها في المراقبة، كنت ضجراً جداً تناولت ثلاث ألواح حلوى و طرد كامل من الدونات الصغيرة
    O tatlı olsun çünkü çok şeker. - Partiye geri dönmemiz gerekmiyor mu? Open Subtitles إنها حلوى, لأنها حلوةً جداً. ألا يجب علينا أن نعود إلى الحفله ؟
    Gerçekten uçmak isterseniz iki tane özel ayıcıklı şeker verebilirim size. Open Subtitles لو أردتم الاستمتاع حقًا، لدي قطعتي حلوى خاصة يمكنكم الحصول عليها.
    Onlarda ise elmalı şeker ayıcıkları vardı sen de şeker salatası yapmıştın. Open Subtitles وكل ما لديهم كان دببة حلوى على شكل تفاح وصنعت سلطة حلوى
    Meyve ya da tatlı alır mıydınız? Open Subtitles هل لي أن أعرف ، هل تريدون فاكهه أم حلوى ؟
    kek, süt pirinç muhallebisi, pancar lahana sarması meyve salatası, tatlı turşu? Open Subtitles ..كعك،وبعض اللبن حلوى البودنج، بالبنجر كرنب
    Evet gittik, balkona çarşaflardan çadır yaptık ve senin oyuncak fırınınla şekerleme kızarttık. Open Subtitles بلى فعلنا, صنعنا خيمة من الأغطية في الشرفة وشوينا حلوى الخطمي في فُرْنك
    Ailemi korumak zorundayım. Hangi şekeri istediğime karar vermeye çalışırken, silah sesi duydum. Open Subtitles كانت لدي مشكلة بأتخاذ القرار أي قطعة حلوى أريد ,ثم سمعت بطلق ناري
    20. yüzyılda çikolata artık elitlere ait bir lüks değildi, halkın zevki hâline gelmişti. TED وبحلول القرن ال 20، لم تعد الشوكولاتة بمثابة سلعة رفاهية للصفوة فقط بل أصبحت حلوى متاحة للجميع.
    Bir kutu puding Ve bir kutu karışık sebze, lütfen Open Subtitles وعاء حلوى إسفنجية و وعاء خضر منوعة ، من فضلك
    Hepinizi topun üstünde görmek istiyorum, kek üzerindeki şişko çocuk gibi. Open Subtitles أريدكم جميعا على هذه الكرة كفتى سمين يهجم على قطعة حلوى
    Bir aptal bile çocuklara Şokellalı çikolata Topları ve pamuk helva tadında tahıl gevreği satabilir. Open Subtitles أي مجنون يمكنه أن يبيع كرات الشوكولاتة تلك وكذلك حبوب حلوى القطن المنكهة للأطفال
    Sanırım cüzdanımda 18 yaşından büyük şekerler var. TED أعتقد أنه لدي حلوى بحقيبتي عمرها أكثر من 18 عاماً.
    Pam'in Porto Riko'dan getirdiği şekerleri buraya koysam sorun olur mu? Tabii. Open Subtitles بالتأكيد ، هل أستطيع وضع حلوى على المكتب أحضرتها بـام من بورتيريكو؟
    O zaman oraya gidin ve o kadının şekerini elinden alın. Open Subtitles اذا اقترح ان تذهبوا كلاكما و تأخذوا حلوى هذه المرآة حالا
    Bak bakalım şuraya gizlenmiş bir kurabiye kutusu var mı. Open Subtitles تأكّد من عدم وجود صندوق حلوى مخبّأ في مكان ما.
    Tekstil ürünleri, başka kutular, hatta çocuk şekerlemeleri. Open Subtitles المنسوجات ،صناديق أخرى وحتى حلوى الأطفال
    Sana iyilik düşündüğüm için, Tozluk bugunün senin doğum gününün olduğu için sana küçük bir pasta hazırladık. Open Subtitles وفقط لأريك حقيقة شعوري تجاهك الرجال أخبروني أنك كنت ستقيم حفل لعيد ميلاد لذا إخترنا لك قالب حلوى صغير
    Bir lolipop için her şeyi yapabilecek... yoksul, itilmiş, dışlanmış küçük kız ve erkek çocukları için. Open Subtitles للفقراء ، وسيئين الحظ من الاولاد والبنات الذى يعمل اي شئ من اجل قطعة حلوى

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد