ويكيبيديا

    "حليب" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • sütü
        
    • sütlü
        
    • Süt mü
        
    • sütün
        
    • sütünü
        
    • sütünden
        
    • sütümüz
        
    • sütüm
        
    • sütten
        
    • süte
        
    • - Süt
        
    • maması
        
    • sütle
        
    • sütüyle
        
    • sütüne
        
    Umuyorum ki, bir gün yollarımız kesişecek ve bir kap konsantre sütü paylaşabileceğiz. Open Subtitles على أمل أن يلتقي ممرانا ،ذات يوم ونستطيع أن نتقاسم علبة حليب مكثف
    - Ben biliyorum. Kıyafetinde kurumuş anne sütü lekesi vardı. Open Subtitles أنا أعرف ، لقد كان على بلوزتها حليب ثدي جاف
    Bil diye söylüyorum soya sütü(*) için ekstradan 60 cent alıyorum. Open Subtitles زاد سعر حليب الصويا 60 سينت أحببتُ أن أعلمكَ بذلك وحسب
    Bir dahaki sefere daha az sütlü çikolata kullanmayı deneyin. Open Subtitles حاولوا إستخدام كمية أقل من حليب الشوكولاة في المرة القادمة
    Tabii, hanımefendi. Peki suyunuz köpüklü mü olsun yoksa Süt mü dolduralım? Open Subtitles حسناً، سيدتي، أنتِ ستكونين بحاجة إلى الفقاعات الكبيرة أم لـ حليب الحمير؟
    Buraya sanki kıtır limonlu sütün sahibiymiş gibi geri dönüyor. Open Subtitles هو عاد يرقص إلى هنا كأنه يملك حليب الليمون
    Çocuklarıma o AIDS'li Rus sütünü içireceğime kendimi keçi gibi sağarım daha iyi. Open Subtitles وسأقومُ بحلب نفسي كالماعز قبل أن أدعهم يشربون الإيدز من حليب تلك الروسيّة
    Öncesinde, bu bir tonluk yavru, annesinin yağ varsıllı sütünden 1650 litre içerek şimdiki ağırlığının iki katına çıkmalı. Open Subtitles قبل ذلك، يجب على هذا العجل بوزن طن أن يضاعف حجمه بشرب 1656 لترًا من حليب والدته الغني بالدهون
    Her bir maymun, sütü olmadığı halde havlu kumaşıyla kaplı olanı seçmiş. Open Subtitles كل قرد فضَّلَ الأم المغطاة بالمناشف حتى لو لم يكن لديها حليب
    İçinde keçi sütü olan ve hayvanlar üzerinde denenmemiş organik şampuan! Open Subtitles إنه مستحضر من الشامبو العضوي مع أثر من زبد حليب الماعز
    Annenin sütü iyi değil diye inek sütü mü içiyorsun? Open Subtitles حليب ماما خفيف .. فالنونو لا يشرب سوى الحليب البودرة
    Bebekler yaşıyor ve gelişiyor çünkü annelerinin sütü onların besini, ilacı ve uyarımı. TED يعيش الأطفال ويكبرون لأن حليب أمهاتهم غذاء ودواء وإشارة.
    Küçük bebekler için, vücutları için tüm yapı taşlarını sağlayan beyinlerine biçim veren ve tüm aktivitelerine yakıt olan anne sütü bir tam besindir. TED بالنسبة للأطفال الرضع، فإن حليب الأم هو وجبة غذائية متكاملة توفر لأجسامهم كل مقوِّمات البناء والنمو، التي تشكِّل أدمغتهم وتمنحهم الطاقة اللازمة لجميع أنشطتهم.
    Anne sütü bebeğin bağırsak yolunda kolonileşen mikropları da besler. TED يعمل حليب الأم أيضًا على تغذية الميكروبات التي تعيش في القناة الهضمية للرضيع.
    Süt patojenlerle savaşa yardım eden bağışık etmenler sağlar ve anne sütü bebeğin vücuduna uyarıcı hormonlar sağlar. TED يوفر الحليب عوامل مناعية تساهم في محاربة مسبِّبات الأمراض، كما يوفر حليب الأم هرمونات ترسل إشارات إلى جسم الرضيع.
    Tavuk parçaları, kızrmış patates topları, yüksek fruktozlu sütlü çikolata, karışık meyve suyu - bir geri ödenebilir yemek. TED قطع الدجاج المقلية , البطاطس , حليب الشوكلاته مع نسبة عاليه من سكر الفركتوز كوكتيل الفواكه المعلَّب , وجبة للسداد
    Hala mama mı yiyor yoksa Süt mü içiyor? Open Subtitles هل ما زال يشرب حليب اصطناعي ام انه يشرب الحليب الطبيعي؟
    Buraya sanki kıtır limonlu sütün sahibiymiş gibi geri dönüyor. Open Subtitles هو عاد يرقص إلى هنا كأنه يملك حليب الليمون
    Anne sütünü inceleyen makalelerin sayısına odaklandığımızda, kahve, şarap ve domates hakkında çok daha fazla şey bildiğimizi görüyoruz. TED وعندما ندقق النظر في عدد المقالات التي تبحث فقط في حليب الأم، نجد أننا نعلم أكثر بكثير عن القهوة والنبيذ والطماطم.
    Gelecek altı ayını, annesinin yağlı ve yoğun sütünden günde 225 litre içerek geçirecek. TED ستقضي الأشهر ال6 القادمة تشرب يومياً 225 لترًا من حليب أمهاتهم الدسم وثخين القوام.
    Tamam, bir kasemiz, kaşığımız, sütümüz ve birkaç çeşit gevreğimiz var. Open Subtitles حسناً لقد احضرتُ وعاء ، ملعقة ، حليب وخيارات من الحبوب
    Bu sabah benim soya sütüm bitmişti bunun yüzünden kendime eroin vurasım geldi. Open Subtitles ركضت للخروج من حليب الصويا هذا الصباح وجيزة الثانية تعتبر اطلاق النار الهيروين.
    Bir erkek kaplandaki sütten daha fazla merhamet yok içinde. Open Subtitles لا يوجد به رحمة أكثر مما يوجد حليب بنمر ذكر
    Bu anne, kalan son yağ stokunu yavrularını beslemek için süte dönüştürüyor. Open Subtitles الآن هي تحول المتبقي من أحتياطي دهونها إلي حليب من أجل جراءها.
    - Bir içki daha. Her zamankinden. - Süt. Open Subtitles ـ ماء صودا، تعرف ما أريد ـ حليب من فضلك، في علبة مغلقة
    Göğüslerim çok ağrıyor. Keşke sana bebek maması verebilsem. Open Subtitles نهداي يؤلماني، أتمنى لو أمكنني إطعامك حليب عادي
    Yağsız sütle yulaf ezmesi, muz, kara şeker. Open Subtitles الشوفان مع حليب مقشود والموز والسكر البني
    - Eski bir tahiI türü. Soya sütüyle nefis olur. - Soya sütü. Open Subtitles ـ حبوب قديمة طعمها لذيذ مع حليب الصويا ـ حليب الصويا
    Yemiyor. Sanırım biraz anne sütüne ihtiyacımız var. Open Subtitles إنه لا يأكل , أعتقد أننا بحاجه للقليل من حليب الأم

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد