Eğer ülkeye geçmeye çalışan insanlara bakarsanız, terörist izleme listesindeki insanlara bakarsanız büyük bir çoğunlukla havalimanlarında giriş yapıyorlar, sınırdan değil. | TED | وإذا نظرت إلى من يحاولون دخول البلاد ممن هم على قائمة الإرهاب فهم يدخلون بصورة كبيرة من المطارات وليس من الحدود، |
Değişik öğrenci kolları belirlendi ve ben giriş sınavının ne olduğunu bile bilmiyordum. | TED | حدث دخول النادي والخروج منه ولم أعرف حتى الآن ماذا كان اختبار الدخول |
Amacınız yakalanmadan içeri girmek, üçer tane dinleyici yerleştirmek ve evden dışarı çıkmaktır. | Open Subtitles | هدفك أن يكسب دخول يركّب ثلاث بقّ كلّ وتغادر منزل البقّ بدون المسك |
tabloyu açıklama... bahanesiyle kadının odasına... girmeye çalıştığında kadının farkettiği üzere. | Open Subtitles | عندما حاول دخول غرفتها بحجة ذلك اراد ان يشرح لها اللوحة |
İşte başka bir çizim ve bu da bir araştırmacının HIV virüsünün hücreye nasıl girip çıktığını düşündüğünün çizimi. | TED | هنا رسم إيضاحي آخر، وهذا رسم عن كيف يمكن أن يتصور الباحثون دخول فيروس الإيدز لداخل الخلية والخروج منها. |
Kasanın erişim kartları için sadece 1 canlı insana ihtiyacım var. | Open Subtitles | أنا احتاج لشخص واحد حي فقط لأحصل على كرت دخول الخزنة |
Tamam, öğrendiklerimize göre Sakulos'ın bürosunun kapısında biyometrik bir giriş paneli var. | Open Subtitles | ما علمناه حتى الأن أن ساكولاس لديه لوحة دخول اليكترونية على مكتبه |
Kayıt, Anne'nin, Pierrot'nun ve benim eve giriş çıkışlarıyla dolu. | Open Subtitles | مع كل دخول وخروج آني من أجلي ومن أجل بييروت |
O zaman elindeki de olimpiyat seçmeleri giriş formu olmalı. | Open Subtitles | واعتقد انه جاء ومعه استمارة دخول التصفيات ل يون شيك |
- Ama giriş ve çıkış saatleri cinayetle birebir uyuyor. | Open Subtitles | الا أن توقيت دخول و خروج السيارة يطابق توقيت الجريمة |
Evet, ama insanlar gölgeler işaretler kişi Cennet giriş belirtmek için söylemek | Open Subtitles | نعم، ولكن الناس تقول أن الظلال علامات للدلالة على دخول الأشخاص الجنة |
Ama yine de birinci ekibe ön kapıdan giriş olanağı tanıyordu. | Open Subtitles | لكن مع ذلك تعطي الفريق الأول دخول مباشر للباب الأمامي، هنا |
Yanında kız varsa, bu kulüplere girmek çok daha kolay oluyor, bilmiyor musun? | Open Subtitles | من السهل دخول هذه الأندية إذا كان لديك فتيات .. هل لاحظت ذلك؟ |
Mutfağa girmek yasak sana bundan sonra. Sadece mutfağın dışında çalışabilirsin. | Open Subtitles | أنتِ ممنوعة من دخول المطبخ للآن يُمكنكِ العمل في الردهة فقط |
Kendini nasıl hissediyorsun? Pasta yeme yarışmasına girmeye hazır değilim. | Open Subtitles | أَعني أنا لست على وشك دخول أي مسابقات لأكل الفطيرة |
O odaya girip de ikinizi yerde baygın yatarken gördüğüm o anın tekrar gözümde canlanmaması biraz zaman alacak. | Open Subtitles | لا لكن يلزمني عدة أيام قبل أن أتمكن من دخول تلك الغرفة بدون أن أراكما فاقدي الوعي على الأرض |
Birimizin bu cihazı güvenlik görevlisinin erişim kartına yaklaştırması gerekiyor. | Open Subtitles | على أحدنا أنْ يقرّب هذا الجهاز إلى بطاقة دخول الحارس |
Seni giydirmeden önce çişe gitmek ister misin? | Open Subtitles | هل تريدين دخول المرحاض قبل ارتداء الفستان؟ |
2004 ile 2008 yılları arasında, Kenya müzik endüstrisine girmeyi başaramadım. | TED | بين عامي 2004 و2008، حاولت دون جدوى دخول صناعة الموسيقى الكينية. |
Şey, otele gece girişi için kartım vardı Ve bende onu... | Open Subtitles | نعم، كان عندي بطاقة دخول لمكتب الفندق لتسليم طلبية آخر الليل |
Inkatha'nın seçime geç girmesi adayların oy pusulalarına ekleneceği anlamına geliyordu. | Open Subtitles | دخول الإنكاثا المتؤخّر في الإنتخابات يعني أن مرشحيها سيُضافون لأوراق الإقتراع |
Aslında nehrin medineye girmeden önceki konumu oldukça sağlıklı durumda. | TED | في الحقيقة، حالة النهر قبل دخول المدينة صحية جدًا. |
Neden birdenbire akciğerlemize girmesini engellemek için nefes almalıyız ki? | TED | لكن لماذا نستنشق الهواء فجأة ثم يتم منعه دخول الرئتين؟ |
Sermayesi bilgi ve ruhu dürüst olanlar yer altı dünyasına girebilir. | Open Subtitles | من يملك الثراء بالمعرفة والروح الحقيقية سينال إمكانية دخول العالم السري.. |
Ama o Komançinin inandığı şeye göre gözleri olmazsa, Ruhlar Alemine giremez. | Open Subtitles | لا شيء و لكن تبعا لإعتقاد الكومانشي بدون عينيه لن يستطيع دخول عالم الأرواح |
Bunu şu şekilde anlatayım, eğer sadece Hollandaca bilen ve kansere karşı tedavisi elinde olan biri ile tanışsam, onu Britanya Üniversitesi'ne girmekten alıkoyar mıyım? | TED | دعوني أوضح بطريقة أخرى إذا قابلت شخص ما يتحدث الهولندية فقط ولديه علاج للسرطان هل سأوقفه من دخول جامعتي الإنجليزية؟ |
Dr. Collier'ın ofis bilgisayarlarındaki bilgilerine erişip elektronik postasına girme İzin istedim. | Open Subtitles | نحتاج لمعلومات من حاسبات مكتب الدّكتور كولير وصلاحية دخول إلى البريد الإلكتروني لعمله |