"رعد" - ترجمة من عربي إلى تركي

• Gök gürültüsü
• Şimşek
• Yıldırım
• Gökgürültüsü
• fırtına
• Thunder
• gürlemesi
• gök gürlemedi
• şimşekler

Hava durumu spikeri, sıcaklığın aniden sıfırın altına düşmesiyle birlikte tıpkı filmlerdeki gibi Gök gürültüsü ve Yıldırım görebileceğimizi söyledi.
الارصاد الجوية اخبرونا اما قد نرى رعد وبرق اثناء العاصفة وان درجة الحرارة ستصل ال تحت الصفر

Demek istediğim, bu kahpe eğer Gök gürültüsü isterse, bu şeye yaptırır!
ما أقوله هو، أن تلك العاهرة ! تريد فقط رعد منهم، لتنفجر

Thor çekicini salladığında, denir ki Şimşek ve Gökgürültüsü oluşurmuş.
عندما كان ثور يطرق بالمطرقه قيل انها تولد رعد وبرق

aniden, bir Şimşek çakmış, ve bir Şimşek kadını yakmış.
وفجاة, ظهرت هناك ضربة رعد قوية وضُربت بصاعقة من البرق

Schwarz ile o sırada şakalaştığımızı hatırlıyorum, çünkü dışarıda fırtına ile şimşekler çakıyordu,
مع جون شوارز فى هذه اللحظة, --لأنه كان هناك رعد وبرق كان هناك عاصفة جبلية كبيرة فى اسبن

Baba, baba! Sıralama; Gök gürültüsü, Şimşek, sis şeklinde olacaktı!
وأنت يا أبي بالترتيب تأتي، برق ثم رعد ثم ضباب!

Sonra rüzgarlar üzerimize geldi ve sonra, bom! Çok büyük bir Gök gürültüsü ve bardaktan boşalırcasına yağmur.
ثم جاء الغيوم فوق رؤوسنا، ومن ثم، بوم! قصف رعد قويّ، وهطل المطر بغزارة.

Gök gürültüsü ve Şimşek! Şimşek ve Gök gürültüsü.
رعد و برق عاصفة رهيبة في الغابة الآن

O gece de Gök gürültüsü ve Yıldırım mı vardı?
أكان هناك رعد وبرق تلك الليلة؟

O anda dört canavardan birinin Gök gürültüsü gibi bir sesle "Gel ve gör" dediğini duydum.
"وسمعتُ، كما كان واضحًا" "دويّ رعد" "أحد الوحوش الأربعة يقول:

Efsaneye göre ilk duyduğun şey korkunç bir Gök gürültüsü ve uğultulu bir rüzgâr.
الشيء الأول الذي تسمعه هو صوت رعد مدوٍ

Çok yağmur yağacak. Rüzgar, Gökgürültüsü ve Şimşek.
سيكون هناك مطر كثير, و رياح و رعد و برق.

Sonra Şimşek çaktı ve ardından metal bir nokta bulutların arasından ortaya çıktı.
وبعد ذلك سمعنا صوت رعد مرعب . وطرف معدنى مدبب ظهر من وسط النجوم

Ben "Şimşek" dediğimde sen "Gökgürültüsü" diyeceksin Evet efendim Gökgürültüsü.
ــ حين أقول وميض تقول رعد ــ أجل سيدي ، رعد

Marley, hadi. Sadece bir fırtına.
مارلى, اهدء أنه مجرد رعد

Thunder Monkey üstüme atladı.
قرد رعد في جميع أنحاء تغوطي، رجل.

Kalbini sadece bir dağın gürlemesi karıştırmadı bence, senin benimkini karıştırdığın gibi.
أنا لا أعتقد أن رعد الجبال يحرك من قلبك كما حركت أنت قلبى

Dün gece patlamalar yaşandı gök gürlemedi Kutsal Babamız.
كانت تلك انفجارات ليلة امس, ابانا المقدس, لم يكن رعد.

Güneyle savaşırken öğleden sonra şimşekler çakıyordu.
الرياح قادمة للجنوب سيكون هناك رعد بعد الظهر