Bir kere New York'tayken taksiye bindim, arka koltuğa oturdum ve önde bir oyunla ilgili bir şey gördüm. | TED | مرة كنت في نيويورك و ركبت سيارة أجرة. جلست في المقعد الخلفي، و أمامي رأيت شيئاً ما مرتبط بمسرحية. |
Ve bir sabah uyandım, kolyemi taktım arabaya bindim ve sürmeye başladım. | Open Subtitles | ومن ثم في صباحٍ، إستيقظت، وضعت طوقي، ركبت السيارة، وبدأت في القيادة. |
Arabaya bindi ve 8 km uzaklıktaki Golden Gate Parkı'na doğru gitti. | Open Subtitles | ركبت سيارتها وذهبت إلى حديقة البوابة الذهبية خمسة أميال |
Atlıkarıncaya bir kez bindin mi durana kadar inmek olmaz. | Open Subtitles | إذا ما ركبت الارجوحة في الملاهي فلابد ان تستمر للنهاية |
Herkese teşekkür ettim, onlardan özür diledim ve otobüse binip direk havaalanına gittim. | Open Subtitles | شكرت الجميع و إعتذرت و بعد ذلك ركبت الحافله و ذهبت مباشرة للمطار |
Tekrar bavulumu topladım, bir taksiye atladım ve doğruca havalimanına gittim. | Open Subtitles | وانسللت إلى الخلف و ركبت سيارة اجرة و ذهبت مباشرة للمطار |
Oh, Doğu'da bir süre binmiştim. Tabii, eyer farklıydı. | Open Subtitles | أوه، ركبت البعض في الشرقِ السرج مختلف، مع ذلك |
Trene bindiğimde, okur gibi bile yapmadım. | Open Subtitles | عندما ركبت القطار لم أدّعي حتى أنني أقرأ |
dedi. Ben de "Evet, lütfen." dedim. Broadcmoor'a giden trene bindim. | TED | ومن ثم قلت: "نعم، من فضلك" وهكذا ركبت القطار إلى برودمور |
Bir uçağa bindim ve Goose Bay, Labrodar'a gittim, bu başka bir hikaye, değil mi? | TED | ركبت في طائرة و غادرت الى غوز باي، لابرادور، و هي قصة أخرى، اليس كذلك؟ |
Üç tekerli bisikletine bindim ve sarayların ve tapınakların arasında yavaşça pedal çevirmeye başladı. | TED | لذا ركبت في عربته وبدأنا في المشي ببطىء بين القصور والمعابد البوذية |
Çok ısrar etti ben de: "Hayır." diyemedim. Arabaya bindi ve hızlanmaya başladı. | Open Subtitles | لذا ركبت في السيارة ثم بدأت تقود أسرع فأسرع |
Ve Kertenkele senin için özlem dolu ve o yüzden bu uçağa bindi ve geliyor, sırf seni görmek için. | Open Subtitles | وأنا مشتاق لك جداً أيها الوغد ولقد ركبت هذه الطائره فقط لرؤيتك |
Dünya Savaşı'nı bitirecek bir adamla bindi. | Open Subtitles | تلك المرأة ركبت الطائرة مع رجل ، و الذي كان ذاهباً لإنهاء الحرب العالمية الثانية |
Sen en son ne zaman arabana bindin de cep telefonunu yanına almadın? | Open Subtitles | متى كانت آخر مرة ركبت فيها سيارة ولم يكن لديكِ هاتف متحرك ؟ |
Tamam. Rehabilitasyondan çıkınca arabaya bindin. | Open Subtitles | بعدما خرجت من مركز اعادة التأهيل، ركبت السيارة |
Arabama binip hızla oraya gittim. | Open Subtitles | ركبت سيارتى وذهبت إلى هناك بأسرع ما يمكن |
Sonra arabama atladım ve sürdüm ve daha hızlı sürdüm. | Open Subtitles | بعد ذلك ركبت سيارتي و قدتها و قدت و قدت, بسرعة |
İlk kez beş yaşındayken limuzine binmiştim. | Open Subtitles | اول مره ركبت فيها لموزين عندما كنت في الخامسة |
İlk defa file bindiğimde, üç yaşındaydım. | Open Subtitles | كنت بعمر ثلاثة سنوات عندما ركبت فيلي الأول. |
Tamam, eğer arabaya binersen ve arabada müzik çalıyorsa, farz edelim ki,... | Open Subtitles | حسنا.. فالنفترض أنك ركبت سيارة و هناك موسيقى تصدر من مذياع السيارة |
- Saat 08.45 de evinin yakınından binmiş. | Open Subtitles | لقد ركبت عليه في الساعة الـ8: 45 بالقرب من شقتها. |
İlk fırsatta Memphis otobüsüne atlayıp, onu şovda görmeye gittim. | Open Subtitles | وعرض عليها الغناء فى أول فرصة ركبت الحافلة إلى ممفيس |
Babam birkaç dakikaya burada olur! Arabaya biner misin! | Open Subtitles | ابي سيكون هنا في ايّ لحظة هلا ركبت السيارة |
- Buraya nasıl geldin McGee? Kamyonetin arkasında geldim. | Open Subtitles | لقد ركبت في مؤخرة الشاحنة لابد أنكِ لاحظتي صراخي |
Temiz, mübarek ve tek boynuzlu ata biniyor. | Open Subtitles | أنت تعرف ، فهي طاهرة و قديسة و ركبت على الحصان ذو القرن الواحدة |
Ama ben hattın her iki ucuna da bir şifre cihazı kurdum. | Open Subtitles | لقد ركبت آلة تشفير في كلتا طرفي الخطّ |
Şu arabaya bir kez binersem, bir daha asla geri dönmem. Anlıyor musun? | Open Subtitles | إذا ركبت تلك السيارة الآن، لن أرجع أبدا هل تفهم ؟ |