Annemin annesi Avrupa'yı kocası olmadan alelacele terk etti, ama yanına üç yaşındaki kızını ve eteğinin kenarlarına dikili elmasları aldı. | TED | غادرت جدتي لأمي أوروبا بسرعة بدون زوجها ، ولكن مع ابنتها ذات الأعوام الثلاثة و خيط من الألماسات في حاشية تنورتها. |
Onları sevişirken gördüm, biliyorsun, o piyano çalan kadını, onun kocası. | Open Subtitles | رأيتهم يمارسون الجنس، تعرفي، السيدة التي كانت تعزف البيانو، انة زوجها. |
İlginç olan, kocası kadının silaha asla elini sürmediğini söylüyor. | Open Subtitles | الغريب بالأمر أن زوجها قال إنها لم تلمس المسدس قط. |
Hastam bir maratoncu ve kocasına da söylediğim gibi bacağını kurtarmaya çalışıyorum. | Open Subtitles | مريضتي متسابقة ماراثون و انا أخبرت زوجها أنني سأحاول انقاذ قدمها .لذاخطتيهي. |
Onu çok az görüyorum. kocasıyla çarpıştım. Ciddi birine benziyor. | Open Subtitles | بالكاد أراها , قابلت زوجها من قبل, لقد بدا جاداً |
Leo Brockman ile yattı hem de daha önce kocasından başka kimseyle yatmamıştı. | Open Subtitles | لقد ضاجعت ليو بروكمان وهي التي لم تضاجع شخصاً من قبل سوى زوجها |
kocası vaktini fahişelerle geçirmek istiyor diye neden onu diri diri gömelim? | Open Subtitles | لماذا نقتل المرأة وهى على قيد الحياة إذا كان زوجها يُفضِل العاهرات؟ |
Evde öldürülen kadının kocası da sokakta öldü. Ölüm Nedeni: | Open Subtitles | قتلت الزوجة في المنزل ومات زوجها في الشارع والسبب : |
Çünkü kocası ona mükemmel bir Paris tatiliyle sürpriz yapmış. | Open Subtitles | لأن زوجها فاجئها برحله رائعه إلى باريس خلال عيد الميلاد |
Sandık katili lakabı takılmıştır, çünkü kocası ve metresinin parçaları sandığının içinde bulunmuştu. | Open Subtitles | لأنهم عثروا على زوجها و و عشيقته مقطعين الى قطع صغيرة داخل شنطتها |
kocası için çalışyoruz ve... ona , bunu ... vermemizi istiyor . | Open Subtitles | .. حسناً، نحن نعمل لدى زوجها .. وقد أرادنا أن نعطها هذا |
Rahmetli kocası Sir Matthew'ın vasiyetine bağlı olarak bana ve eşime kalacak. | Open Subtitles | ..فهى ستؤول لى ولزوجتى بناءا على وصية المرحوم زوجها السابق, سيد ماثيو. |
kocası hayatı boyunca çalışmasına rağmen, ancak Natalie'nin yaşamasına yetecek kadar bırakabildi. | Open Subtitles | زوجها عمل طوال حياته ، و ترك لها مالا يكفي لتعيش به |
kocası altıdan önce arıyor ve yemekler altıyı iki geçe ısmarlanıyor. | Open Subtitles | يتّصل زوجها قبل السادسة. ولقد إستلمت الطعام في الـ 06: 02. |
kocası ile beraber öğlen yemeği yiyeceklermiş. - İyi denk gelmiş yani... | Open Subtitles | قالت أنّها ستخرج لتناول الغداء مع زوجها لذا فإنّه كان وقتاً ضائعاً. |
İnsan Kaynakları'nda da kocası kanser olan bir kadın vardı sanki? | Open Subtitles | أليست هناك امرأة بقسم الموارد البشرية التي مصابٌ زوجها بالسرطان ؟ |
kocası ve çocuklarıyla birlikte, evlerine gerçekleştirilen bir soygunda öldürülmüşler. | Open Subtitles | قتلت مع زوجها وأطفالها في سطو مسلّح لمنزلهم أمر مروّع |
Bir kadının kocasına, evlilik yıldönümü için uçurtma gönderdiğini kim duymuş? | Open Subtitles | من منكم سمع عن زوجة ترسل الي زوجها.. الطائرات الورقية.. كذكرى؟ |
kocasıyla olan tüm sorunlarını benim üstüme yüklüyor gibi sanki. | Open Subtitles | كما لو أنها تخلصت من كل مشاكلها مع زوجها على |
kocasından hiç destek görmediği için, onu mahkemeye vererek ve kendi davasını savunarak bir sansasyon yarattı ve kazandığında ise daha büyük bir sansasyon yarattı. | TED | بدون اي دعم من زوجها سببت ضجة كبيرة عندما أخذتها إلى المحكمة وحاكمته في قضيتها وضجة اكبر عندما ربحت القضية |
Benim işim bu, özellikle Megan'ın durumunda, eşi yanında yokken yanında olmam gerek. | Open Subtitles | هذا ما أفعله خصوصاً في حالة ميغان مع غياب زوجها كثيراً كما يفعل |
Adım Titus Pullo 13'üncü Lejyon'un eski bir askeri onun da kocasıyım. | Open Subtitles | اسمي تيتوس بوللو ،جندي سابق في الفيلق الثالث عشر، زوجها. |
kocası,eşinin kariyerinin çocuk sahibi olmaktan daha önemli olduğunu kabul etti. | Open Subtitles | إعترف زوجها أن عملها كان أكثر اهمية لديه من إنجاب الأطفال |
Gençken, annesi ve üvey babası içerdeyken evi yakmakla tehdit etmişti. | Open Subtitles | يذكر في شبابه انهاً هدد والدته و زوجها بحرق المنزل عليهم |
Son zamanlarda, eşini ve çocuklarını geçici bir süre köyde bırakarak, Dongguan'da vinç üreten bir fabrikada çalışmaya gitti. | TED | هي عادت مؤخرا إلى دونغقوان لوحدها لتأخذ وظيفة في مصنع ينتج رافعات البناء، تاركة مؤقتا زوجها وأطفالها في القرية. |
"Onu aramaya zorladığı için kocasının ağzında bir koca Ayak görülür." | Open Subtitles | وبعد إلحاحه عليها لتتصل به تُكتشف قدمٌ كبيرة في فم زوجها |
Yine de Bayan Mears, Washington'a kadar eşine eşlik edeceğini belirtti. | Open Subtitles | وبالرغم من ذلك, تقول السيدة ميرس انها سترافق زوجها الى واشنطن |
Bu gece bize eşiyle sadece telefon seksi yaptıklarını söyledi. Muhtemelen adam kadının böcek gözlerine bakmak istemiyordur. Hey, bekle bir dakika. | Open Subtitles | الليلة أخبرتنا ان هى و زوجها يمارسون الجنس عبر الهاتف فقط ربما لأنة لا يريد ان ينظر الى عيون الحشرة أنتظرى لحظة |
Bir polisin dul eşini, kocasının özel hayatı hakkında rahatsız etmen yanlış. | Open Subtitles | كان تقدير سئ منك ان تُزعج ارملة شرطى عن حياة زوجها العاطفية |
Geçen hafta TV'de kocasını 27 yerinden bıçaklayan bir kadın vardı. | Open Subtitles | الاسبوع الماضي سمعت على التلفزيون عن امرأة طعنت زوجها 27 مرة |