Bilmiyorum fakat bulduğun hakkında içgüdüm var kolayca sınıflandırılmayacak ve söylenemeyecek bir şey. | Open Subtitles | أنا لا أعرف.. لكني أعتقد ان كل شيء يمكن ان يتم تحديده مولدر.. |
Bu yüzden Fez'in sana 80 papel değerinde verebileceği bir şeyler düşünmeliyiz. | Open Subtitles | لذا يجب علينا التفكير في شيء يمكن لفاز تقديمه ويساوي 80 دولارا |
Diane'le stratejiyi değiştirmeye karar verdik, kazanabileceğimiz bir şeyin peşine düşeceğiz. | Open Subtitles | انا و ديان قررنا تغيير الاستراتيجية الانتقال الى شيء يمكن كسبه |
Scorann iyi bir Thane ve Heorot'un dostu. Ama hiçbir şeye güvenemeyiz. | Open Subtitles | سكوران ملك جيد وصديق لهيريوت, لكن لا شيء يمكن ان يعتمد عليه |
Bu eyalette elektrikli sandalye kullanılsaydı dillere pelesenk olacak birşey bulabilirdik. | Open Subtitles | لو كان لدينا الكرسي الكهربائي في هذه الولاية فذلك شيء يمكن أن تكتب عنه حقاً |
Annem bir konuda haklıydı Oscar Ödül Töreni gecesinde her şey mümkün. | Open Subtitles | أي شيء يمكن أن يحصل في حفل توزيع جوائز الأوسكار |
hiçbir şey bu mütevazi görünüşlü adamın elimi sıkması kadar beni şaşırtamaz. | Open Subtitles | لا شيء يمكن ان يفاجئني اكثر من ان يقوم رجل خارق بمصافحتي |
Bence bu kadar haddinden fazla miktarda parayı kaybetmek söyleyeceğim her şeyden çok daha büyük bir ders olmuştur sana. | Open Subtitles | أنا أعتقد أن هذه الخسارة هي نفسها درس لك أكثر , أكثر بكثير من أي شيء يمكن أن أقوله |
Bu kasabanın başından geçen şeylerden sonra her şey olabilir. | Open Subtitles | بعدما مرّت به هذه المدينة، أي شيء يمكن أن يحدث. |
Yani, yaşlı bir kadın yalnız... başına bir şey gelebilir. | Open Subtitles | امرأة مسنة يتجول وحيدا في الظلام، أي شيء يمكن أن يحدث لها. |
Tehlikeye dönüşen her şeyi yok etmeye hazır bir hâlde öylece oturuyor. | TED | هو مجرد الجلوس هناك استعدادا لطمس أي شيء يمكن أن يصبح تهديدا. |
Nerede yaşadığı, işi, herhangi bir terörist eylemiyle bağlantılı olabilecek herhangi bir şey. | Open Subtitles | أين يسكن، عمله، اي شيء يمكن أن يكون له صلة باي نشاط إرهابي |
Aklına atlamış olabileceğimiz bir şey geliyor mu? Masumiyetini gösterebilecek herhangi bir şey. | Open Subtitles | أيمكنكَ التفكير في أيّ شيء قد تجاهلناه أيّ شيء يمكن أن يثبت براءتك؟ |
Bir hırsızlık olayı söz konusu olabilirmiş. İspatlanabilen bir şey olmamış. | Open Subtitles | ربّما تكون قد حدثت عمليّة سرقة لا شيء يمكن إثباته أبداً |
Ben yatağa gittim, ve aralarını düzeltmek için yapabileceğim bir şeyler olsun istedim. | Open Subtitles | رغبة بالذهاب للفراش كان هناك شيء يمكن أن أفعله لحل الأشياء التي بينهم |
Bu konuda bir şeyler yapmam gerek. | Open Subtitles | أي شيء يمكن أن يحصل افعل شيئا بخصوص الأمر |
Fakat Yunanlılar bize her şeyin, her şey olabileceğini öğretiyor. | Open Subtitles | لكن اليونانيّون علمونا أن كل شيء يمكن أن يكون نفسه |
Ve tabii ki bu eğer yaratırsak çok daha iyi olabilecek ve yaşam şeklini değiştirebilecek bir şeye sadece bir bakış. | TED | وطبعا هذه لمحة فقط عن شيء يمكن أن يكون أحسن بكثير إن قمنا فقط بإنشائه، وهذا يغير طريقة العيش. |
Derin komada. Yapabileceğimiz birşey yok. | Open Subtitles | هو في غيبوبة عميقة لا يوجد شيء يمكن أن نفعله |
Yeterli insan gücümüz olduğu sürece, her şey mümkün. | Open Subtitles | وطالما لدينا قوة عاملة كافية فكل شيء يمكن تحقيقه |
Ama Bay Vacarro'nun cömertliği olmadan oraya hiçbir şey dikilemez. | Open Subtitles | وحتى الآن بدون سخاء من السيد لا شيء يمكن بناؤه |
Ama hiçbir şey bu kadını yataktan çıkaramıyordu. | Open Subtitles | لكن لا شيء يمكن أن يخرج تلك الإمرأة خارج السرير. |
Gerçek bir şeyden bahsediyorum. Ormanın biyolojisinde hesaplanabilir bir şeyden bahsediyorum. | Open Subtitles | شيء يمكن قياسه في المجال البيولوجيا للغابة |
O kız yüzünden her şey olabilir. Her şey. | Open Subtitles | مع فتاة مثل هذه أي شيء يمكن أن يحدث أي شيء |
Tanrı aşkına, Wick. Tek başına bırakılırsa, başına her şey gelebilir. | Open Subtitles | إذا ترك وحده أي شيء يمكن أن يحدث |
İkisiyle de ilgili her şeyi bilmek istiyorum. Bir an önce. | Open Subtitles | أريد أن أعرف كل شيء يمكن معرفته عنهم في أقرب وقت |